İbn Abbâs’tan , Cerhed ibn Rizâh’tan ve Muhammed ibn Cahş’tan; bunların her üçü de Peygamber’den olmak üzere “Uyluk avrettir” hadîsi rivayet ediliyor.
Enes: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) uyluğunu açtı, dedi. Alimlerin ihtilâflarından çıkılmak için, Enes hadîsi sened yönünden daha sahihtir. Cerhed hadîsi ise tesettür işinde) daha ihtiyatlıdır..
Ebû.Mûsâ el-Eş’ârî: Usmân, huzuruna girdiği zaman eygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) iki dizini örttü, dedi. Zeyd ibn Sabit: Allah (Nisa: 95. kelâmını) Rasûlüne, O’nun uyluğu benim uyluğum üzerinde iken indirdi. Bu sırada uyluğu bana o kadar ağır geldi ki, ben; uyluğum ezilecek diye korktum, demiştir.
373 Bize Abdulazîz ibnu Suheyb, Enes’ten tahdîs etti (o,şöyle demiştir): Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Hayber gazasına çıkmıştı. Hayber’in yanıbaşında sabah namazını daha karanlık iken kıldık. Sonra Allah’ın Peygamberi (hayvanına) bindi. Ebû Talha da bindi, ben de Ebû Talha’nın terkisinde idim. Allah’ın Peygamberi, Hayber’in sokağı içine sürdü. Benim dizim Allah’ın Peygamberi’nin uyluğuna dokunur hâldeydi. Sonra izârını (yânı futasını) uyluğundan sıyırdı. Hattâ Allah’ın Peygamberi’nin uyluğunun aklığı hâlâ gözümün önündedir. Şehre girerken de: “Allahu Ekber, Hayber harâb oldu -yahut harâb olsun- Biz bir kavmin yurduna girdik mi, inzâr edilmiş olanların hâli yaman olur!” buyurdu. Bunu da üç kerre söyledi. Enes dedi ki: Hayberliler (sabah vakti) işlerinin başına çıkınca: İşte Muhammed; râvî Abdulazîz ibn Suheyb’in bâzılarından rivayetine nazaran da: İşte Muhammed! İşte ordu! Dediler. Enes dedi ki: Biz Hayber’i zorla, yânı harben ele geçirdik. Harb esirleri toplandı. Akabinde Dıhye gelip: Ey Allah’ın Peygamber’i, bana esirlerden bir câriye ver, dedi. Peygamber ona: “Git de bir câriye al” buyurdu. Dıhye, Safiyye bintu Huyey’i aldı. Bir kimse Peygamber’e geldi ve “Ey Allah’ın Peygamberi, Dıhye’ye Benû Kurayza ile Benû Nadr’ın seyyidesi olan Safiyye bintu Huyey’i verdin. (Halbuki) o kadın, senden başkasına münâsib olamaz, dedi. Bunun üzerine: “Onu da, onu da çağırınız” buyurdu. Akabinde Dıhye, Safiyye’yi getirdi. Peygamber Safiyye’ye baktı da, Dihye’ye: “Esirlerden, bundan başka bir câriye al” buyurdu. Enes dedi ki: Peygamber Safiyye’yi azâd etti ve onunla evlendi. Sabit el-Bunânî, Enes’e hitaben: Yâ Ebâ Hamza, Peygamber Safiyye’ye mehr olmak üzere ne verdi? Dedi. Enes: Safiyye’nin nefsini; onu azâd etti ve onunla evlendi, dedi. Nihayet yol üzerinde iken, Ümmü Süleym, Safiyye’yi Peygamber için süsledi ve gece olunca onu Peygamber’e teslim edip gerdeğe koydu. Artık Peygamber güveyi olmuştu. Sabah olunca: “Kimde birşey varsa onu getirsin” buyurdu da bir yaygı yaydı. Artık kimi insan hurma, kimi yağ getirmeğe başladı. Râvî Abdulazîz: Enes, sevîkı de saydı zannediyorum, dedi. Enes dedi ki: Oradaki cemâat “hays” yemeği yaptılar. İşte Rasûlüllah’ın düğün aşı bu olmuş oldu.