"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: 1- Bâb:

Buhari 5306

Yüce Allah’ın şu kavli:

“Ey Peygamber, kadınları boşayacağınız vakit, onları iddetlerine doğru boşayın. O iddeti de sayın. Rabb’iniz olan Allah’tan korkun. Onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Meğer ki apaçık bir kötülük meydana getirmiş olsunlar. Bunlar Allah’ın hudududur. Kim Allah’ın hududunu çiğneyip aşarsa muhakkak ki, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah bunun arkasından bir iş peyda ediverir” (et-Talâk: 1)

“Ahsaynâhu”, “Biz onu muhafaza ettik ve saydık” demektir. Sünnete uygun boşama, kocanın kadınına, hayızdan temizlenmişken cinsî münâsebet yapmaksızın talâk vermesi ve bunu iki şahidin huzurunda yapmasıdır.

5306 Bana Mâlik, Nâfi’den tahdîs etti. ki, Abdullah ibn Omer (radıyallahü anh) Rasûlüllah zamanında karısını hayızlı hâlinde iken boşamıştı. Omer ibnu’l-Hattâb, oğlunun bu hareketinin hükmünü Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’a sorduğunda şöyle cevâb vermiştir: “Oğlun Abdullah’a emret de karısına geri dönsün. Sonra kadın o hayzından temizlenip tekrar hayız görünceye, sonra tekrar temizleninceye kadar onu yanında tutsun (yani onunla birlikte yaşasın). İkinci hayzından temizlendikten sonra dilerse o kadını yanında tutup aile hayâtını devam ettirsin ve dilerse -cinsi münâsebet yapmadan- onu boşasın. İşte kadının bu iki kirlenmesi ve temizlenmesi zamanı, kadınların boşanmaları için Allah’ın emrettiği iddet müddetidir”.