“Onlar yeminlerini (sütrelenecekleri) bir kalkan edindiler de Allah’ın yolundan saptılar… ” (Âyet: 2)
4950-…..Buradaki senedde de yine Zeyd ibn Erkam (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Ben amcamın beraberinde idim. Abdullah ibn Ubeyy ibn Selûle’den işittim, o şunları söylüyordu:
— Rasûlüllah’ın yanında bulunanlara nafaka vermeyiniz, tâ ki etrafından dağilsınlar. Ve yine o:
— Yemîn olsun, biz Medine’ye dönersek elbette en azîz olan, oradan en zelîl ve en zaîf olanı çıkaracaktır, dedi.
Akabinde ben onun bu sözlerini amcama zikrettim. Amcam da bunu Rasûlüllah’a söyledi. Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem), Abdullah ibn Ubeyy’e ve arkadaşlarına haber gönderip çağırttı (Geldiler ve:)
— Biz böyle söz söylemedik, diye yemîn ettiler.
Rasûlüllah, onları doğruladı, beni de yalanladı. Bundan dolayı bana, ömrümde benzeri asla isabet etmemiş olan bir gam isabet etti. Artık ben evimde oturup kaldım. Bunaldığım bu sırada Azîz ve Celîl olan Allah “Münafıklar sana geldikleri zaman… ” kavlinden i’tibâren “Onlar: Resûlüllah’ın yanında bulunanlara nafaka vermeyin…” kavline ve “Muhakkak ki en şerefli ve kuvvetli olan, Medine’den en zaîf olanı çıkaracaktır” (Âyet:8) kavline varıncaya kadarki âyetleri indirdi.
Akabinde Rasûlüllah bana haber gönderdi de, o âyetleri bana karşı okudu. Bundan sonra:
— “Şübhesiz Allah seni doğrulamıştır” buyurdu.