Yüce Allah’ın Şu Kavli:
“Bu şundandır: Çünkü onlar îmân ettiler, sonra kâfir oldular. Bu yüzden kalblerinin üstüne mühür basıldı. Onun için onlar anlayamazlar” (Âyet: 3)
4951 el-Hakem ibnu Uteybe şöyle demiştir; Ben Muhammet! ibnu Ka’b el-Kurazî’den işittim. O da dedi ki: Ben Zeyd ibn Er-kam (radıyallahü anh)’dan işittim, şöyle dedi: Abdullah ibnu Ubeyy: “Rasûlüllah’ın yanında bulunanlara nafaka vermeyin” dediği zaman ve yine o: “Elbette Medine’ye dönersek…” sözlerini söylediği zaman, ben onun bu sözlerini Peygamber’e haber verdim. Ensâr beni bundan dolayı kınadı. Abdullah ibnu Ubeyy de böyle söz söylemediğine yemîn etti. Bunun üzerine ben konak yerine döndüm ve uyudum. O sırada Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni çağırdı. Yanına vardığımda şöyle buyurdu:
— “Şübhesiz Allah seni doğrulamıştır, şu kelâm indi”: “Onlar öyle kimselerdir ki, Allah’ın Rasûlü yanında bulunanlara nafaka vermeyin, tâ ki dağılıp gitsinler… diyorlardı. Halbuki göklerin ve yerin hazîneleri Allah’ındır. Fakat o münafıklar ince anlamazlar. Onlar; Eğer Medine’ye dönersek and olsun, en şerefli ve kuvvetli olan oradan en hakir olanı muhakkak çıkaracaktır, diyorlardı. Halbuki şeref, kuvvet ve galibiyet Allah’ındır, Rasûlü’nündür, mü’minlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler” (Âyet:7-8).
Ve Yahya ibnu Ebî Zaide, el-A’meş’ten; o da Amr ibn Murre’den; o da Abdurrahmân ibnu Ebî Leylâ’dan; o da Zeyd ibnu Er-kam (radıyallahü anh)’dan; o da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den senediyle söylemiştir