"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: 51- İmam ancak kendisine uyulmak için imam edinilmiştir

Buhari 691

Peygamber vefat etmiş olduğu hastalığı sırasında kendisi oturduğu hâlde insanlara (ayakta) namaz kıldırdı.

İbnMes’ûd: “Biri imâmdan önce secdeden başını kaldırdığında hemen döner, başını kaldırdığı zaman kadar secdede durur, sonra imâma tâbi’ olur”demiştir.

Hasen Basrî, imâmla beraber iki rek’at kılıp da secdeye muktedir olamayan kimseler hakkında: “Böylesi sonuncu rek’at için iki secde yapar, sonra birinci rek’atı secdeleriyle birlikte kaza eder” demiştir.

Bir secdeyi unutup da nihayet kıyama başlayan kimse hakkında da: ” (Kıyamı atıp) secde eder” demiştir.

691 Bize Zaide, Mûsâ ibn Ebî Âişe’den; o da Abdullah ibn Utbe’nin oğlu Ubeydullah’tan tahdîs etti. O şöyle demiştir: Ben Âişe’nin yanına girdim de: Rasûlüllah’ın hastalığından bana anlatır mısın? Dedim. Âişe: Evet anlatırım, diyerek şöyle devam etti: Peygamber ağırlaştığı zaman:

“İnsanlar namazı kıldılar mı?” diye sordu. Biz: Hayır (yâ Rasûlallah), onlar seni bekliyorlar, dedik. “Öyleyse benim için leğene su koyunuz” buyurdu. Âişe dedi ki: Oturup yıkandı. Sonra kalkmaya davranırken bayıldı. Sonra ayıldı. Yine: ”İnsanlar namazı kıldılar mı?” diye sordu. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. “Benim için leğene su koyun” buyurdu. (Koyduk) oturup yıkandı. Sonra kalkmağa davranırken yine bayıldı. Sonra ayıldı. Yine: “İnsanlar namazı kıldılar mı?” diye sordu. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. “Benim için leğene su koyun” buyurdu. (Koyduk), oturup yıkandı. Sonra kalkmağa davranırken bayıldı, sonra ayıldı. Yine: “İnsanlar namazı kıldılar mı?” dedi. Biz: Hayır yâ Rasûlallah, onlar seni bekliyorlar, dedik. O sırada insanlar mescidin içinde toplanmışlar, yatsı namazı için Peygamber’i bekleyip duruyorlardı. Bunun üzerine Peygamber, insanlara namaz kıldırması için Ebû Bekr’e haber gönderdi. Haberci elçi Ebû Bekr’e gitti de: Rasûlüllah sana, insanlara namaz kıldırmanı emrediyor, dedi. Ebû Bekr -ki o, yüreği yufka bir zât İdi- Omer’e: Yâ Ömer, insanlara sen namaz kıldır, dedi. Omer ona hitaben: Buna sen daha haklısın, dedi. Sonra Rasûlüllah kendinde bir hafiflik hissetti de, birisi Abbâs olan iki adam arasında öğle namazı için dışarıya çıktı. Ebû Bekr de bu sırada insanlara namaz kıldırıyordu. Ebû Bekr, Peygamber’i görünce mihrâbdan geri çekilmeye davrandı. Peygamber ona “Geriye çekilme” diye işaret etti ve: “Beni onun yanıbaşına oturtunuz” buyurdu. Onlar da kendisini Ebû Bekr’in yanına oturttular. Râvî dedi ki: Ebû Bekr, Peygamber’in namazına, insanlar da Ebû Bekr’in namazına uyarak ayakta, Peygamber de oturduğu hâlde namaz kılmaya başladılar.

Râvî Ubeydullah ibn Abdullah şöyle dedi: Ben Abdullah ibn Abbâs’ın yanına girdim de: Peygamber’in hastalığı hakkında Âişe’nin bana söylediklerini sana arzedeyim mi? dedim. Söyle, dedi. Ben de Âişe’nin hadîsini ona arzettim. İbn Abbâs o hadîsten hiçbir şeyi inkâr etmedi. Şu kadar ki, İbn Abbâs: Abbâs ile beraber olan o ikinci kimsenin ismini Âişe sana söyledi mi? dedi. Hayır, dedim. İşte o, Alî ibn Ebî Tâlib idi, dedi.