ibn Omer de:
‘Udhiye, yânı kurbân sünnettir ve ina’rûftur (iyi birşeydir)” demiştir.
5603 Bize Şu’be, Zubeyd el-Eyâmî’den; o da Şa’bî’den tahdîs etti ki, el-Berâ ibn Âzib (radıyallahü anh) şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem- kurbân bayramı hutbesinde):
— “Bu günümüzde ilk yapmaya başlayacağımız iş; namaz kılarız, sonra (evlerimize) döner ve kurbanlarımızı keseriz. Her kim böyle yaparsa sünnetimize uygun iş yapmış olur. Her kim de namazdan önce kurbanı keserse, bu ancak ehline takdim ettiği bir et demek olup, kurban ibadetiyle hiçbir münâsebeti yoktur” buyurdu.
Bunun üzerine namazdan evvel kurbânım kesmiş olarak Ebû Burde ayağa kalktı da:
— (Yâ Rasûlallah!) Yanımda henüz yaşına basmamış bir çebiş var, dedi.
Peygamber:
— “Onu (kurban olarak) kes, lâkin senden sonra böylesi hiçbir kimse için yetmez” buyurdu.
Mutarrıf, Âmir eş-Şa’bî’den; o da el-Berâ’dan söyledi ki, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):
— “Her kim namazdan sonra keserse, kurban kesme ibâdeti tamâm olmuş ve müslümânların sünnetine isabet etmiş olur” buyurmuştur.