"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Arınmışlık Üzerine TA-SIN

Gerçeklik, çok gizlidir, açıklanamaz; ona giden yollar dar; Yabancı, işte bu patikalardan geçer, Duraklarda görüp yaşadıklarını anlatır. Bunlar, kırk Duraklardır:
1- Yöntem (adab)
2- Korku (raheb)
3- Yorulma (nasab)
4- Arama (Taleb)
5- Şaşırma (aceb)
6- Yıkılma (ateb)
7- Esrime (tarab)
8- Tutku (şereh)
9- Doğruluk (nezeh)
10- Içtenlik (sıdk)
11- Yoldaşlık (rıfk)
12- Özgürleşme (ıtk)
13- Gösterme (tasvih)
14 Dinginlik (tervih)
15- Anlama (temyiz)
16- Tanık olma(şuhud)
17- Oluş (vucud)
18- Sayım (ıdd)
19- Çabalama (kedd)
20- Eski duruma dönme (rada)
21- Yayılma (imtidad)
22- Hazırlanma (itidad)
23- Kendini yalıtma (infirad)
24- Bağlanma (inkıyad)
25- Çekim (murad)
26- Görüntü (huzur)
27- Uygulama (riyazet)
28- Dikkat (hıyatat)
29- Yitirilen şeyler için üzülme (iftikad)
30- Direnme (istilad)
31- Dikkate alma (tedebbür)
32- Hayret (tahayyur)
33- Düşünme (tafakkur)
34- Sabır (tasabbur)
35- Yorumlama (taabbur)
36- Onaylamama (rafd)
37- Güçlü eleştiri (nakd)
38- Uyma (riayet)
39- Işaret alma (hidayet)
40- Başlangıç (bidayet)
son durak, arınmış ve gönlü temiz insanların ulaşabileceği Duraktır.
Her Durakta iki ayrı bilgi vardır; bu bilginin bir bölümü algılanabilir, diğer bölümü algılanamaz…
Yabancı, çöle girdi ve onu geçti ve kucaklandı, tümünü içine aldı. Ne dağda, ne ovada, alışkın olduğu ya da yaralı bir şey bulmadı.
«Musa, konuşmasını tamamlayınca» halkından ayrıldı; çünkü gerçeklik tarafından «onunki» olarak kabul edilecekti. Ancak Musa, dolaysız içgörüyle değil dedolaylı bilgiyle hoşnut kılındı; budur onunla insanların en üstünü (Muhammed) arasındaki fark. Bu yüzden Musa: «Belki size Ondan bir haber getiririm» (Kasas; 29) demişti.
Eğer Iyi Yönlendirilen, dolaylı bilgiyle hoşnut kılınsaydı, aynı yolu arayan bir kimse, dolaylı bir belirtiyle yetinmez olur muydu?
Yanan çalıdan, Turun yakınında, çalıdan kulağına gelen ses, ne çalının sesiydi, ne de tohumlarının; Tanrıydı konuşan.
İşte benim işlevim, bu çalınınkiyle aynı. (yani Tanrı, Hallac-ı Mansurun ağzıyla konuşmuş oluyor.)
Yani gerçeklik, gerçekliktir; yaratılmış da yaratılmış. Reddedin yaratılmış varlığınızı, O (Tanrı) olursunuz, O da siz; gerçeklik olarak.
Benlik, bir öznedir; ama belirlenmiş nesne de, gerçekte bir öznedir; öyleyse nasıl belirlenir?
Tanrı, Musaya dedi ki: «Kanıta doğru yol göster, Kanıtın nesnesine değil. Ben, tün kanıtların kanıtıyım.»
Tanrı, gerçek anlamda bana dönüştü.
Yücelik gösterip, benimle antlaşma (birlik) yaptı.
Gizim tanıktır,
Yaratılmış kişiliğim olmadan.
O benim gizim, işte budur gerçeklik.
Tanrı, benim yüreğimden, benim bilgimi açıkladı. Kendisinden uzun zaman uzakta kalan beni yanına çekti, benimle içli dışlı oldu, beni seçti.