"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Alevilerin Kutsal Yerleri

Hacı Bektaş Dergahı
Hacıbektaş ilçesi Alevilerin en kutsal mekanlarındandır. Çünkü, Anadolu evliyalarının en ulusu sayılan Alevilerin “Büyük Pir” dedikleri Hacı Bektaş Veli burada yatmaktadır. Onun kabri çevresinde, içinde cem evinin de bulunduğu büyük bir külliye oluşturulmuştur. Burası yüzyıllarca bir üniversite gibi çalışmıştır.
Alevi-Bektaşi kesiminin ziyaret yeri olan Hacıbektaştaki bu kutsal mekan bugün müze halindedir.
Türk kültürünün en özgün örneklerinin saklandığı Hacı Bektaş Dergahı üç avludan oluşur. Dergahın içine Yeniçeri ocağını kaldıran II. Mahmut tarafından zorla bir mescit de yaptırılmıştır.hacı Bektaş Dergahı, bugün tüm Türkiye Alevilerinin baş merkezi haline gelmiştir. Burada Ağustos ortasında yapılan 3 günlük tören ile Alevilik tüm dünyaya tanıtılmaktadır.
Abdal Musa Dergahı
Antalyanın Elmalı ilçesi Tekke köyünde bulunan Abdal Musa Dergahı da Anadolu Alevilerinin en kutsal yerlerindendir.
Bu tekkede Hacı Bektaş soyundan ve Hacı Bektaşa bağlı olan Abdal Musa Sultan yatmaktadır.
XIV. yüzyılın başlarında yaşadığı söylenen bu Türk ereni de Horasan erenlerindendir. Bursa fethinde bulunduğu ve meşhur Geyikli Baba ile karşılıklı kerametler gösterdiği rivayet ediliyor.. Müritlerin arasında Kaygusuz Abdal bulunur. Rivayete göre, geyik biçimine girerek Kaygusuzu peşine takan ve onu müritleri arasına alan Abdal Musaya, Kaygusuzun babası Alanya Beyi öfkelenmiş, onu ateşte yakmak istemiş ama Abdal Musa müritleri ile beraber hiç korkmadan içine atlayıp, ateşi söndürmüş. Elmalının güneyinde adına bir zaviye kurulmuş ve bu zaviye Alevilerin önemli merkezlerinden biri olmuştur.
Anadoluda yürütülen cem törenlerinin sistemli olarak ilkin Abdal Musa Dergahında yapıldığı ileri sürülebilir. Çünkü cemin bir türü Abdal Musa Cemi diye bilinmektedir.
Karaca Ahmet Sultan Dergahı
Türkiyede, Hacı Bektaş Dergahından sonraki en büyük dergahtır. İstanbulun üsküdar ilçesindeki bu dergah, 700 yıldır Alevi-Sünni bütün halkın ortak ziyaret mekanı olmuştur.
Burada yatan Karaca Ahmet, Hacı Bektaş Veli soyundan olup “gözcü” görevindedir. Karaca Ahmet Sultan, Horasan Erenleri grubundandır. O, Anadolunun gözcüsüdür. O, aynı zamanda cemdeki 12 hizmetten birisini yürüten gözcü makamının da sahibidir.
Karaca Ahmet Sultan, Türk toplumunun ilk ruh hakimidir. Bu yüzden onun dergahı şimdi de, hastaların ziyaret ettiği mekanlardandır.
Bugün Istanbuldaki Aleviler Karaca Ahmet Dergahını ziyaret edip kurban kesmektedirler.
Bu dergah 33 yıl önce kurulan dernek tarafından yenidene canlandırılmış ve çağdaş bir mekan haline getirmiştir. Karaca Ahmet Sultan Dergahının bir kültür kurumu haline getirmek için çalışmalar sürmektedir.
Şahkulu Sultan Dergahı
İstanbuldaki en büyük iki Alevi-Bektaşi degahından birisi Şahkulu Sultan Dergahıdır.
Bu dergah Istanbul Göztepede Merdivenköy bölgesindedir.
Kuruluşu II. Osmanlı PadişahI Orhan dönemine değin gider. Orhan, babası gibi Alevileri Alp Erenler adı altında örgütlemiş ve uçlara yollayarak onlar aracılığıyla Bizans topraklarını ele geçirmiştir.
Alp Erenlerin Ahilik adı altında fütüvvet (yiğitlik) örgütü içinde yer aldıkları bir gerçektir.
Orhan zamanında Merdivenköy bölgesi Bizanslılardan alınmış, buraya bir Ahi tekkesi kurulmuştur.
Alevilerin esnaf teşkilatı içinde bir kolu olan Ahilik, uzun yıllar Islam dinini yaymak için savaşçı yetiştiren bir kurum olmuştur.
Merdivenköydeki bu tekke de başlangıçta Ahiler için kurulmuş ve Ahi Hasan tarafından canlandırılmış ama daha sonra gelen Şah Kulu Sultan buraya gerçek bir bilgi merkezi ve okul durumuna getirdiği için ve kendi kabri de burada bulunduğundan bu yere Şah Kulu Sultan Tekkesi denilmiştir.
Karaca Ahmet Sultan gibi Bizans çevresinde şehit düşen Alevi ulularından olan Şah Kulu Sultana ait tekke, özellikle 1826daki Alevi-Bektaşi katliamından sonra kapatılmış, daha sonra yeniden açılmış ama bakımsızlıktan yıkılmaya bırakılmıştı. Bu dergahı onarmak için Aleviler Istanbulda dernek kurarak Şah Kulu Sultan Dergahını yeniden canlandırdılar. Canlandırma çalışmaları artarak sürmektedir.
Seyyid Battal Gazi Dergahı
Bu dergah alan olarak Türkiyedeki en büyük hacme sahip Alevi dergahıdır.
Eskişehirin Seyyidgazi ilçesinde bulunan Battal Gazi Dergahı Alevilerin ulu bildikleri ve Ehl-i Beyt soyundan saydıkları Seyyid Battal Gazinin (675 – 740) yatırının bulunduğu yerde 1208 dolaylarında kurulmuştur.
Bu dergah yüzyıllardır işlemektedir.
Hasan Dede TürbesiAnkaraya bağlı Hasan Dede kasabasında yatan XVI. yüyıl Alevi büyüğü ve ozanı Hasan Dede için kendi adıyla anılan kasabada yatır oluşturulmuştur. Alevilerin ziyaret yerlerinin önemlilerinden olan bu yatır, ne yazık ki yeterince bakımlı değildir.
Hamza Baba Dergahı
İzmir Kemalpaşada bulunan bu dergahın kurucusu Hacı Bektaş Veli müritlerinden Hamza Babadır.
Veli Baba Sultan Yatırı
İsparta Senirkent Ilçesinin Uluğbey Kasabasında XVII. Yüzyıl Alevi büyüklerinin Veli Baba Sultanın yatırı vardır. Burası da bölgenin önemli ziyaret yerlerinden birisidir.
Hacim Sultan Türbesi
Koluaçık Hacim Sultan denilen kutlu kişi Hacı Bektaş Velinin ardası idi. yatırı, Uşakta Susuzdadır.
Sarı Saltuk yatırı
1296 yılında Hakka yürüdüğü tahmin edilen ve Hacı Bektaş Velinın ardası (halifesi) sayılan Sarı Saltık (Saltuk) Romanyanın Babadağ bölgesinde yatmaktadır. Anadoluda ve Balkanlarda Sarı Saltıkın başka makamları vardır.
Otman Baba Türbesi1478de Hakka yürüyen Otman Baba Bulgarıstanın Haskova (Hasköy) ilinde yatmaktadır. Bugün de işlek bir dergahtır.
Akyazılı Sultan Yatırı
XVI. yüzyıl Alevi-Bektaşi ulularındandır. Yatırı Bulgaristanda Rusçuk Kemaller Ilçesi Mumcular Köyündedir.
Bulgaristanın her tarafına yayılmış yürlerce Alevi tekkesi bulunmaktadır. Bu tekkeler Jivkof yönetiminin gitmesinden sonra yeniden açılmaya başlanmıştır.
Seyyid Ali Sultan Tekkesi
1402 dolaylarında Hakka yürüyen (ölen) Bektaşi ulusudur. Yatırı Yunanistanda Dimetokada kendi adıyla anılan Kızıldeli ırmağı kıyısındadır.
Gül Baba Yatırı
16. yüzyılın bu Bektaşi dedesinin yatırı Macaristanın en tanınmış ziyaret yerlerindendir. Burasını Hıristiyanlar da bir azizi ziyaret eder gibi ziyaret etmektedirler.
Yunanistan gibi Girit adasındaki üç kentte de eskiden kuvvetli Bektaşi dergahları vardı ama bunlar Yunan milliyetçileri tarafından yok edildiler.
Arnavutluk Dergahları
Arnavutlukun yüzde sekseni Bektaşidir. Burada pekçok Bektaşi dergahı ve tekkesi bulunmaktadır. Komünist sistemde yasaklanan Bektaşi dergahları hızla açılmaktadır.
Yogoslavyada Bosna bölgesinde de Bektaşi tekkeleri ve yatırları bulunmaktadır.
Balkanların boydan boya kaplayan Alevi – Bektaşi tekkeleri ve dergahları, buralarda Türk kültürünün korunma ve yaşatılma üsleri gibi çalışmışlardır. Milli kültürü en çok bu bölgedeki Alevi nüfus yaşatmıştır. Bulgaristanda 1985te başlatılan Bulgarlaştırma kampanyasına da ilkin Alevilerin çoğunlukta olduğu bölgelerden başlanılmıştır. Bulgarlaştırmaya karşı en büyük direnişi, Rahmanlar kasabasındaki Aleviler göstermişlerdir. Burası tanklara basılmış ve pek çok insan öldürülmüştür. Rahmanlardaki Aleviler, Jivkof yönetimine karşı nasıl yiğitçe direndiklerini bizzat bize anlatmışlardır.
Anadoludaki Diğer Yerler
Alevilöer insanı kutsal bildikleri için, iyi işler yapan her Alevi büyüğünü saygıyla anmışlar ve orada bir tekke oluşturmuşlardır. Her ilde en az dört beş tane böyle yatır vardır. Malatyada Hıdır Abdal Dergahı. Niksarda Hüseyin Gazi Türbesi, Malik Gazi Türbesi. Polat Gazi Türbesi (Polat Tekke) ‘Erbaada: Keçeci Baba (Önemli bir ziyaret merkezidir). Tokat-Sivas arasında Hubyar Sultan ve birçok yatır; Amasyada birçok yatır; bu arada Baba Ilyas Horasani yatırı. Türkiyede Alevi kutsal yerlerinin sayısı 500ü geçer.
Dünya Alevilerinin kutsal mekanlarının başında gelen yerler
Kerbela: Burada İmam Hüseyinin kabri bulunur. En çok ziyaret edilen noktadır. Şehitler Şahının mekanı, Irak sınırları içindedir.
Necef: Iraktadır. Burası Alinin makamıdır.
Meşhed: Sekizinci İmam Imam Rızanın makamıdır. Burada çok büyük bir külliye yaratılmıştır. Muhteşem bir yapılar bütünü ile dünyanın en büyük dergahı sayılabilir.
Kum: İmam Rızanın kız kardeşi Masumenin yatırının bulunduğu kent.
Erdebil: Anadolu Aleviliğinin asıl önderi Şah Ismail ile ailesinin kabirlerinin bulunduğu Iran kentidir. Eskiden bazı Anadolu Alevileri Hac olarak buraya giderlerdi.
Sonsöz
Anadoludaki Alevilik; büyük bir milletin kendi kimliğini korumak ve geleceğe aktarmak için verdiği ideolojik ve kültürel mücadelenin yarattığı bir model oldu. osmanlı tarihinin yeniden ve doğru olarak yorumlanması sonucunda; devlet tarafından hedef alınan kitlelerin Türkler olduğu görülecektir. Türkleri de temsil eden Aleviler; eski deyişle Kızılbaş Türkmenler oldular.
Bu yüzden de Istanbul yönetimi ve onun çarkını çevirenler; Türkün katledilmesi yolunda görüş bildirdiler. Önceden de aktardığımız üzere, daha 1492de; Topkapı Sarayında genel sekreter olan Hafız Hamdi Çelebi (Kadimi) şöyle diyordu:
“Ey Kadimi;Türke hiç olma yakın
Sözleri inciden bile güzel olsa
Sakın olma Türke yakın, asla
Başını kes, kanını dök hiç üzülme
Baban bile olsa Türkü öldür.”
Şeyhülislamlar da Allah adına karar verip, “Kızılbaş öldüren cennete gider!” diyerek katliama yol verdiler. Yetmedi; “Kızılbaşlar, mumsöndü yaparlar; kestikleri yenmez!” biçiminde iftiralar uyduruldu. Türk milletinin geleneğini-göreneğini, dilini, sanatını,yaşam tarzını yaşatan kitleler “yasadışı, kötü, haksız, pis, sapkın” ilan edildiler. Türk adı altında Kızılbaşlar (Aleviler) Kızılbaş adı altında Türkler; yok edilmesi gereken yığınlar olarak damgalandılar. Onlar; Bunca baskıya kırıma karşın kimliklerinden dönmediler, taviz vermediler. Ve bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan “kültür”ü geçmişten bugünlere getirdiler.
Bu yüzden; hem dayanışmacı, eşitlikçi, halkçı yapılarıyla sosyalist oldular; hem de milli kimliğin en saf ve en kararlı taşıyıcıları olarak gerçek milliyetçi oldular.
İslamıda şekle göre değil; doğuş özüne uygun olarak yaşadıkları için de kendilerini mümin saydılar. Kendilerine zahiri Islamcılardan gelen eleştirilere, küfürlere de hiç aldırış etmeden ata yolunda yürüdüler.
Bugün de aynı süreçten geçiyoruz. Cumhuriyetle şekillenen modern Türk kimliğıne en kararlı biçimde Aleviler sahip çıkıyor. Laik ve çağdaş bir devlet modeli; Kızılbaş Türklerin tarihsel yaşam modelleriyle bire bir uyuşuyor. Bu bağlantıyı yok etmek isteyenler; Alevi toplumunun kafasını karıştırmak onu geleneksel yolundan çıkartmak istiyorlar.
Umarım ki sunduğum bilgilerden sonra Alevilik tartışmaları biraz daha netleşecek ve gidilecek yol daha belirgin hale gelecektir.