Horasan bölgesi, Emevi yönetimi aleyhine Arap devleti içinden başlatılan muhalefetin üssü durumundaydı. Burada, Pergamberin amcası Abbas soyundan gelenlerin halife olmaları gerektiği yönünden propaganda yapılıyordu. bu gizli propaganda sonucunda Abbasoğlu Abdullahoğlu Alioğlu Muhammed adına hilafet çağrısı başlamıştı.
Bölgede daha önce de Abbasi propagandacıları ortaya çıkmış, bunlar yakalanarak öldürülmüşlerdi.
Gel gör ki Arap sömürgeleştirme politikası bölgedeki Türk ve Iranlı kavimler üzerinde çok derin ve olumsuz etkiler bırakmıştı. Bu milletler, Emevi belasının bitirilmesigerektiğini düşünüyorlardı.
Emevi yönetimine isyan edenlerden birisi de İmam Alinin torunu Alinin (Zeynelabbidin) oğlu Zeyd idi. Zeyd 738 yılında isyan etti. Kufe halkına güvenen Zeyd yine ihanete uğradı 739da yakalanıp idam edildi.
Zeydin oğlu Yahya Horasanda gizleniyordu, 743 yılında 70 kişilik bir grupla Emevilere karşı ayaklandı. Üzerine gönderilen 10 bin kişilik orduyu önce bozdu, hatta komutanını da öldürdü ama sonunda yakalandı ve başı kesildi.
744 yılında İmam Alinin kardeşi Caferin torunu Muaviye Kufede halkı kendisine biat etmeye çağırarak ayaklandı. Onun adamları ile Irak Valisi Abdullahın ordusu arasında yapılan savaşta Muaviye yenildi ve dağlara kaçtı.
Bu isyancılar, hilafetin Ehl-i Beyte ait olduğunu ileri sürüyorlar, bu iddia üzerine asker topluyorlardı.
İşte bu şartlar içinde Horasanlı Ebu Müslim ortaya çıktı. Onun 741 yılında Abbasi propagandacıların çağrısı ile muhalefet hareketine katıldığı anlaşılıyor (Age, s. 557). O, hilafetin Ehl-i Beyte ait olduğunu söylüyordu ama Ehl-i Beyte Peygamberin amcası Abbasın ailesi de katıyor ve çağrıyı onlar adına yapıyordu. 745 yılında Abbasilerden Ibrahim, Ebu Müslimi Horasana göndermiş, eline verdiği mektuba da, “ona itaat edin. Kendisini, ele geçireceği yerlere vali olarak atadım.” diye yazmıştı.
Ortam bu iken Türklerle Arapların mücadelesi bütün şiddetiyle sürüyordu. 737 yılında Horasan Valisi Abdullahoğlu Esed, Türk illerini yağmalamaya devam edince Türk hakanı ordu toplayıp bunlara saldırdı. 4000 kişilik Türk ordusu ile Arapların savaşında Türkler yenildiler. Türk hakanı da ihanet eden komutanlardan birisi tarafından öldürüldü.
738 yılında Horasan Valisi Seyyaroğlu Nasr, Türkler üzerine yağma savaşlarını sürdürdü. Bu savaşlardan birinde Türk hükümdarı Körsolu esir aldı ve başını kestikten sonra yaktı (Age, s. 535).
Semerkandın Araplar tarafından alınması üzerine buranın hükümdarı, eski düşmanı Çin imparatoruna mektup yazarak, “35 yıldan faladır Arap eşkiyası ile savaşıyoruz.” Demişti. (Osman Turan, age, s. 218)
Türklerin bu yenilgileri zamanla onların kendi içlerinde birbirlerine düşmesine de yol açmıştı. Bu da sömürgeci Arapların işine geliyordu.
Fakat, Ebu Müslim isyanının patlaması ile Türklerin mücadele ettiği Emebi yönetimi sarsılmaya başlamıştı. Türk beylerinin bu isyanı desteklenmesinden daha kaçınılmaz bir şey olamazdı.
Bu mücadeleler sonucunda Abbasilerde Abdullah es Seffah 749 yılında hilafet makamına oturdu.
Çinliler Taşkent Beyi Bağatır Tudunu hile ile ele geçirip hapsedince Türkler Abbasilere işbirliğine gittiler. Arap-Türk ordusu Talasta Çinlileri bozguna uğrattı (751).
Bu işbirliğine karşın, Abbasiler de yönetimi ele geçirdikten sonra Türk illerindeki yağma seferlerini sürdürdüler. Halife Mansur, oğlu Mehdiyi Horasan valisi yaptı. Ona yardımcı olması için ayrı bir orduda gönderdi ve Teberistana saldır, ele geçir” emrini verdi. Türk hakanı istihbazla savaşan Mehdi, onu haraca bağladı. Sonra Masmağan adlı Türk hükümdarına saldırıp onun da çoluk çocuğunu esir aldı ve Taberistan Arapların eline geçmiş oldu (Ibn Kesir, C. 10, s. 134)
761 ve 762 yıllarında Mansur, Deylem üzerine ordular gönderip onları yağmalattı, insanlarını öldürttü.
764 yılında Horasanda Üstad Sis adlı bir başka kafir (Müslüman olmayan Türk) isyan etti ve bu isyan çok zor bastırıldı.
768 yılında Abbasilerin bir başka Türk hükümdarına saldırıp onu esir ettiği de anlaşılıyor (Age, s. 183). Çatışmalar uzayıp gidiyor.