Hicretin ikinci yılı (624), Ramazan ayının on yedinci günü başlayan Bedir Savaşında, Müslümanların sancağı İmam Alideydi. Savaş başlamadan, İmam Ali geceleyin, müşriklerin bulundukları yerdeki kuyudan su çekip Islam ordusuna getirmişti.
Hz.Ali, Bedir Savaşında Ebu Süfyanın oğlu Hanzala (Muaviyenin kardeşi), Ube oğlu Velit, Münzir oğlu Abdullah, Amr oğlu Harleme de dahil olmak üzere, saf dışı bırakılan 70 Mekkeliden 27si, İmam Ali tarafından öldürülmüştü.
Uhutta, Alinin yaptıkları daha da önemliydi. Uhut Savaşında, müşriklerin sancağı kimin eline geçtiyse Ali onu al edip öldürmüştü.
Müşrikler, bozguna uğrayınca, Abdullah bin Cübeyrin kumandası altına verilen ve bir geçiti korumakla görevlendirilip yerlerinden ayrılmamaları emredilen okçular, ganimet hırsına düşerek yerlerinden ayrıldılar. İslam ordusu, Halit bin Velitin bu geçitten hücumuyla bozulup dağıldı. Abdullah şehit düştü. Hamza da şehit edildi. Peygamberin yanında İmam Ali ile birkaç kişi kaldı. Peygamberi bırakıp kaçanların arasında Osman ile Ömer de vardı. İmam Ali Peygambere saldıranlarla çarpışmaktaydı. O gün tam on altı yara almıştı. Ashabın, tekrar Muhammedin yanlarında toplanmaları, İmam Alinin sayesinde olmuştu.
Hendek Savaşında, yiğitlikte bir orduya bedel sayılan Abdu Vedd oğlu Amr, Müslümanlardan, kendisiyle savaşacak birisini istemişti. Fakat hiç kimse kendisinde, , ona karşı koyacak cesareti bulamadığından, sesini çıkaramamıştı. İmam Ali kalkıp “Ya Resulullah brn gideyim” demişti. Ve çıkıp Amrı öldürmüştü. Bu başarıyı Peygamber çok ululamıştı.
Hicretin yedinci yılının başlarında, Haybere gidildi. Savaşta sancak, Ebu Bekire, ertesi gün Ömere verildi; fakat Hayber alınamadı. Peygamber “Yarın sancağı öyle bir kişiye vereceğim ki o, Allahı ve Resulünü sever. Allah ve Resulü de onu sever, o, kaçmaz, fethetmedikçe de geri dönmez” dedi.
Peygamber, sabahleyin İmam Aliyi çağırdı, sancağı ona teslim etti. İmam Ali o gün, kalenin kapısını söküp savaşta kalkan olarak kullandı ve Hayber fethedildi.
Huneyn Savaşında, pusuya düşürülen Islam ordusu bozulmuş, Peygamberin yanında yanlız İmam Ali, amcası Abbas ve birkaç yakınından başka kimse kalmamıştı.
Hevazin Kabilesi, tam hücuma kalkerken Ali, önlerini kesti, kara renkli bayraklarını taşıyan Ebu Cerveli öldürdü, bayrak yere düştü, saldırganları püskürttü. Peygamber, “Tandır şimdi kızdı” dedi. Peygamberin yanında toplanan sahabe hücuma geçti ve müşrikler bozguna uğradılar.
Hicretin dokuzuncu yılı Zilhiccesinde, Kuranın 9. Suresindeki ilk ayetler inince, Muhammed, bunlardaki emirleri Mekkelilere bildirmek ve Hac etmek üzere Ebu Bekiri üç yüz kişiyle Mekkeye göndermişti. Kafile yoldayken Aliyi çağırdı, Ebu Bekire yetişmesini, emirlerini Mekkeye kendisinin bildirmekle görevli olduğunu söylemesini ve Mekkeye inip halka bunları bildirmesini söyledi. İmam Aliyi kendi devesine bindirip gönderdi. İmam Ali,Cuhfede Ebu Bekire ulaştı ve Peygamberin emirlerini bildirdi. Mekkeye doğru devam etti. Ebe Bekir, geri dönüp Medineye geldi ve Muhammede “Benim için bir şey mi indi?”diye sordu. Muhammed, “Allah tarafından, bu emirlerin bizzat benim tarafımdan, ya da benden, Ehl-i Beytimden olan biri tarafından bildirilmesi emredildi” dedi.
Bu olay, Alinin yerinin, bütün sahabelerden apayrı olduğunu göstermesi bakımından öğreticdir.