Bu aralık kafiledekilerden bazıları: Ya İmam!… Havada bişr fırtına dolaşıyor. Yolda fırtınaya tutulmayalım… gece yürüyüş yapalım da bu fırtınayı geçelim… demiş, imam Hüseyin buna razı olmuştur.
Karanlık bir gece idi. Bütün ufuklara korkunç bir fırtınanın başlangıcı olan siyah bulutlar gerilmişti. Gökte tek yıldız bile görünmüyordu.
Kadınlar ve çocuklar, heyecan ve korkudan titremektelerdi. Her ihtimale karşı erkekler, kervanın etrafını sarmışlardı.
İmam Hüseyin, babasından tavarüs ettiği büyük bir cesaretle birkaç sadık dostu ile birlikte, kervanın öncülüğünü üstüne almıştı.
Yol, yoktu; gidilecek yer, bilinmiyordu. Bu zalim ve insafsız karanlık içinde, hiç kimse bastığı göremiyordu. Artık hayvanların tabii sevklerine tabi olan kafile halkı, tamamıyle meçhul bir akıbete doğru sürükleniyordu.
Böylece saatler geçmişti. Kadınlarla çocuklar, yorgunluk ve uykusuzluktan, bitap bir hale gelmişlerdi.
Keskin çakıllar ve dikenli çalılar arasında zorlukla yol bulabilen develer ve atlar bile, bu güç yolculuğa dayanamıyorlardı.
Tanyeri ağarmaya başladığı zaman, fırtına artık bütün dehşetiyle baş göstermişti. Doğu ufuklarından kopup gelen şidetli bir rüzgar, bütün çölü altüst etmiş, her taraftan korkunç toz bulutları yükselmişti. Develer oldukları yere çökmüşlerdi. Atlar öfkeli öfkeli kişnemektelerdi.
İmam Hüseyin, atının üzengileri üzerinde yükselerek, tasalı bakışlarını etrafa gezdirmiş; bulundukları yerin, çıplak ve vahşi manzarası karşısında, vücudu hafifçe ürpermiş: Son kuvvetimizi harçayalım. Mümkün olduğu kadar süratle çölü geçelim. Kervan yollarına girelim… demişti.
Fakat fırtınanın şiddetinden, ilerlemek mümkün değildi. Atlar ve develer birer tarafa dağılmış; kadınlar ve çocuklarçalı diplerine sinmişlerdi.
İmam Hüseyin, fırtınanın dinmesini beklemekzorunluğunu hissetmişti. Yanındakilerinden bazıları: Kufedeki taraftarlarımıza bir mektup gönderelim. Son defa olarak onların yardımlarına baş vuralım… demişlerdi.
İmam Hüseyin, sadık arkadaşlarının fikrine uyarak, Kufedeki Ehl-i Beyt dostlarından Süleyman Sart Kazaiye hitaben bir mektup yazmış, kölelerinden KayaArabi ile Kufeye göndermişti.