Haşim, hakimiyet görevlerini tamamiyle hak ve adalet dairesinde yapıyordu. Önce kardeşi Abdüşşemsin oğullarını ihmal etmemiş, Ümeyyeye ve onun öteki kardeşlerine karlı gelir kaynakları bırakmıştı.
Sonra, halkı unutmamış, geceyi gündüze katarak onların refah ve mutluluğuna çalışmaktan geri durmamıştı.
Haşimin asıl adı Amr idi. Kıtlık olmuş, Mekke ve civar halkı büyük bir yoksulluğa düşmüştü. Haşim, kendi parasıyla Suriyeden erzak getriyor, bunları yoksullara dağıtıyordu. Bu sebeple ona; Haşim adı verilmişti. (Haşim: Arapçada açları doyuran demektir.)
Haşim, kabilelerinfıkaralarıyla Mekkeyi ve Kabeyi ziyarete gelenlere karşı gösterdiği nezaket, cömert, alicenaplıkla da büyük bir ün kazanmıştı.
Bu nedenle herkes tarafından sevilmiş ve uzun zaman görevini başarıyla idare ettikten sonra ölmüştü.
Haşimin ölümünden sonra, yerine kardeşi Muttalib geçmişti. Bu sırada Haşimin küçük oğlu, anasıyla birlikte Medinede bulunuyordu.
Mutallib, başkanlık mevkiine geçtikten sonra, Medineye gitti, küçük yeğenini Mekkeye getirerek büyüttü. Ona Abdülmuttalib adı verildi.
Muttalibin ölümünden sonra, Mekke başkanlığına Abdülmuttalib seçildi. Abdülmüttalib de babası Haşimin yüksek ahlaklarına malikti. Eline geçen parayı, hep fakire ve acizlere harcayarak halkı memnun ve Hakkı hoşnutetmeye çalıştığı için, gerek Mekkelilerin ve gerek kabilelerin pek büyük saygı ve sevgisini kazanmıştı.
Haşim ve oğulları bu suretle nefislerinden ziyade halkı düşünerek, aldıkları göreviyapmaya çalışırlarken, Ümeyye ve oğulları da günden güne servetlerini çoğaltmaktalardı.
Ümeyye, bütün, Arabistan çevresinde, malik olduğu servetle tanınmıştı. Fakat Ümeyye, bu servetle yetinmiyordu.gerek Haşimin ve gerek Abdülmüttalibin kazanmış oldukları şerefli mevkii çekemiyor; Mekkenin eğemenliğini eline alarak, özgür bir saltanat kurmak ve Haşim ailesini de ortadan kaldırmak istiyordu.
İşte, İslam unsurunu, şia ve Sünni adı ile yüzyıllarca felaketten felakete sürükleyen o büyük arabozuculuğu ve şikakın gerçek ihtiras ve rekabet sefhası!…
Ümmeye ve Entrikalar
Haris Ümeyyenin, Haşimiler aleyinde çevirdiği entrikalar, etkisiz kalıyordu. Çünkü, başta Kureyş kabilesi olmak üzere, birçok kabileler; Haşimoğularına karşı kalplerinde derin bir saygı bekliyorlardı ve Abdülmuttalibin yetenek ve akıllılığına, ondan gördükleri yüksek faziletlere perestiş ediyorlardı. Bunun içindir ki, Ümeyyenin, bütün entrikaları boşa gidiyordu.
Abdulmuttalib, tam elli dokuz yıl Mekkede hükümetin başında bulunmuş ve Mekkeyi büyük savaş felaketlerindenkurtarmıştı. Halk, Abdulmuttalibin yaptığı iyilikleri unutmuyordu.
Mekke halkı, Haşimilere karşı bu hislerle dolu iken Muhammed dünyaya gelmişti.