"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

İsmail ve Kabe

Kerbela Vakasından yüzyıllarca önce, aslen Hitit ırkına mensup bir Türk olan(Azer)ın torunu ve İbrahim Peygamberin oğlu İsmail daha çocuk yaşında iken babası tarafından Hicaza getirilmiş, orada Cerhem adındaki kabilenin başkanına emanet edilmişti.
Hz.İsmail; bu genç Türk asilzadesi, fikren ve ruhça kuvvetli bir kişiydi. Konuk olduğu kabile halkına kendisini sevdirmiş, kabile büyüklerinden birinin kızı ile evlenmişti. Bu suretle de kabile arasında önemli bir nüfuz kazanmıştı.
Aradan yıllar geçtikten sonra, İbrahim Peygamber, oğlunun ziyaretine gelmişti. İsmailin oradaki mevkiini görmüş, bundan memnun olmuştu.
Fırat kıyılarında yaydığı şeriatın, Arabistan havalisinde de yayılması için, Oğlu İsmail ile birlikte çalışmış…. şimdi Kabe denilen mabedi yaptırmıştı…. sonra, İsmaili kendi şeriatını yaymaya memur ederek, yine Fırat kıyılarına dönmüştü.
Mabet (Tapınak, ibadet yeri), şimdi Mekke şehrinin bulunduğu yere yapılmıştı ve bu mabedin yanına yerleşen İsmail de derhal işe girişmiş, Suriyeden Yemene kadar yayılan o geniş sahadaki kabileleri, bu yeni mabedi ziyarete ve babasının şeriatını kabule davet etmişti.
Bu suretle mabet, derhal kutsallık kazanmış, bu dört köşeli mabede (Beytullah-Allahın evi) adı verilmişti.
Artık yılların belli zamanlarında, Arabistanın her tarafından akın akın gelen halk, bu kutsal makamı törenle ziyaret etmektelerdir.
Hz.İsmailin mevkii de değişmişti. Babasının telkin ettiği şeriatı yayarak, insanları doğru yola yönettiği için, o da peygamberler arasına geçmişti.