Boz Geyikli Dedenin türbesi Antepin güneyinde Membiç İlçesinde Kuru Dereye yakın bir yerdedir.prof. Faruk Sümerde “Oğuzlar” adlı kitabında bunu doğruluyor.
Türkmenler her yıl bu türbenin çevresinde büyük şenlikler yapmaktadırlar. Büyük andlarında, törenlerde Boz Geyikli Dedenin adını taşıyan çubuklardan atlarlar.
Türkmen söylencelerine göre Boz Geyikli Dede, Ahmet Yesevi soyundan gelmektedir.
Boz Geyikli Dede Ocağı, Beg Dilli Türkmenlerinin bağlı olduğu ocaktır.
Reşidettin, “Oğuznamesi”sinde Beg Dilli Oymağını Harzemşahlı sayar. Prof. Faruk Sümmer ise bu olanaksızdır der.
Beg Dilli oymakları, 1221 yılında Moğolların horasanı işgalinden sonra Anadoluya geldiler. 1239-1240 Baba İshak İsyanından sonra, yaygın olarak iç Anadolu Bölgesine yerleştiler. Ankara, Çankırı, Kırıkkale, Çorum, Tokat, Kayseri, Nevşehir, Konya, Karaman ve Eskişehir illerinde dağınık olarak yaşarlardı. Yoğun olarak Konya-Karaman yöresinde yaşıyorlardı. Kanuni döneminde önemli bir bölümü (ki, çoğu Konya-Karaman bölgesindendiler) Halep, Rakka, Kamışlı bölgesine zorla sürüldüler. Onların büyük Piri Hasan Dede, sekiz dervişiyle Karaman bölgesinden gelip Kırıkkaleye yerleşti.
Prof. Faruk Sümere göre buralara sürülen Beg Dilli oymakları kırk obadan meydana geliyordu. Bu obalar arasında en büyükleri Karacalı, Küçük Karacalı, Boz Koyunlu (doğrusu Boz Geyiklidir), Kuzucaklı, Taş Başlı, Dimlekli, Ulaşlı, Tatalı … gibi obalardı.
Prof. Faruk Sümere göre: “Bu obalardan biri olan Boz Geyikli obası, Şeyhlerden oluşuyordu. Kanuni döneminde bu oba mensupları, onyedi kişiden oluşmaktaydı. Bunlar, evlerine, Kurban ve Çırağ gelen dervişlerdi. Beg Dilli cemaatinin uluları idiler.” (Prof. Fark Sümer, Oğuzlar)
Ali Rıza Yalgın (Cenupta Türkmen Oymakları) adlı yapıtında: “Boz Geyikli Dedenin türbesi, menbiç ilçesinde Kuru Dede yakınlarındadır. Türkmenler, her yıl bu türbenin başında şenlikler yapıp, kurbanlar kesmektedirler. Bu Türkmen söylencelerine göre: Boz Geyikli dede, Ahmet Yesevinin torunlarındandır. Hacı Bektaş VeliDergahı ile ilişki içindedir. Türkmenler, büyük yeminlerinde Boz Geyikli Dedenin adını kullanırlar. Boz Geyikli dedenin adını taşıyan çubuklardan atlarlar.”
“Naima” tarihinde ise, bu Türkmenlerin, kavgacı oldukları, devlete vergi vermedikleri yazılıdır. Bağdat seferine çıkan Hüsrev Paşa, 1630 yılında, vergi borçlarına sayılmak üzere bu boydan onbin Koyun, yüz deve almıştır.
1691 yılında bu oymaklar, Ağca Kale ile Rakka arasına zorunlu ikamet edildiler. Bu sıralarda Araplarla Beg Dilliler arasında çetin savaşlar oldu. Bu savaşlar aşağdaki şekilde şiirlere yansıdı:
Rakka çöllerinden gelen gaziler,
Rakkanın da gonca gülü soldu mu?
Yeniden bir haber duydum oradan,
Cerit Bakır öldü derler, öldü mü?
Cerit öldü ise kırıldı kilit,
Yolumuza çöktü bir kara bulut.
Kürdülü Kerim ile bayındırlı Halit,
Kolu bağlı cellatlara durdular mı?
Kul sadunum derki bulmadık vefa,
Hükmümüz geçerdi şol Kaftan kafa,
Ulaşlunun oğlu Hacı Mustafa,
Alayları bölük bölük böldü mü?
Yukardaki şiirde adı geçen “Cerit” oymağından bugünkü “Baraklar” doğmuştur.
Gerek Osmalının gerek Arapların baskılarından dolayı, önemli bir Beg Dilli topluluğu, Firuz Beyin önderliğinde İrana göç etti. Bu göçten dolayı duyulan üzüntü, aşağıdaki şekilde şiirle dile getirilmiştir:
Seherde avazın bağrımı deler,
Durnanın kanadı köz gibi yanar.
Kaldırmış kanadını yavru baş sanar,
Firuz Beg Aceme gitti durnalar.
Çarşı çağrışı yayladan inin,
İnin aynlize bir semah dönün,
Beyden izin oldu, koruta konun,
Firuz Beg Aceme gitti durnalar.
Beg Dilli oymaklarının bir bölümü, Rakkadan kaçarak, Antepin güneyine yerleştiler. Bunların bir bölümü daha sonra Anadolunun güvenli bölgelerine yayıldılar.
1764 yılında gezgin Niehuhr, Halepdeki Beg Dilli Türkmenlerinin onikibin hane olduğunu yazmaktadır.
Çok muhtemeldir ki, Boz Geyikli dedeler, Hasan Dedenin yakın akrabalarıdır. Sürgünlerde birkaç yıl önce, Hasan Dede Karaman bölgesinden sekiz dervişi ile ayrılıp Kırıkkale bölgesine yerleştiği için, Kanuni dönemindeki sürgünden kurtuldu.
Beg Dilli talipleri ile birlikte sürgüne giden Boz Geyikli Dedeler, orada ayrı bir Ocak kurdu. Daha doğrusu var olan ocaklarını, inanç ve geleneklerini orada da sürdürdüler.
Boz Geyikli dedeler, Hacı Bektaş veli dergahına bağlıydılar. Bu bağlılıkları, sürgün öncesi bağlılıktı. Sürgün sonrasında da devam ettirdiler.