Seyyid Karaca Ahmetin oğlu Hıdır Abdal, babası ile birlikte, takriben 1231 den sonra, Alaadin Keykubat zamanında Anadoluya geldi. Olayların akışıyla çıkardığımız kadarıyla o ve babası Seyyid Karaca Ahmet, 1240 yılındaki büyük isyana katıldılar. Yenilgi sonrası gzliliğe çekildiler. Dergahını da illegaliteye çekildiği dönemde keşfettiği şimdiki yere kurdu. Bu yer Erzincan Kemaliye ilçesine bağlı Ocak Köyüdür. Burası Harput-Çemişgezek-Kemaliye-Divriği tarihi İpek yolu üzerindedir. Ancak, Ocağın bulunduğu yer yüksek bir dağın eteğidir. Tarih boyunca dağlara sığınmak bir güvence olmuştur. Hıdır Abdal da Ocağını güvenlik endişesiyle bu yüksek yere kurmuştur.
Hıdır Abdal, babasının yolunu sürdürerek, hekimlik yapmıştır. Daha çok ruh hekimliği yapmıştır.
Hıdır Abdalın doğum tarihi tam olarak bilmiyor. Kemaliye Ocak Köyündeki türbesinin kitabesinde: “Sülalei Pak Karaca Ahmet Evlatlarındanes Seyyid Hıdır Abdal h.675” diye yazmaktadır. Yani miladi 1276 yılında vefat etmiştir.
Hıdır Abdalla ilgili anlatılan bir söylenceye göre: “Hünkar Hacı Bektaş Veli, halifelerine nasip dağıtmıştır. Nasip dağıtıldığı sırada Hıdır Abdal orada bulunmamaktadır. Daha sonra yanına vardığında hizmetlerle ilgili bütün görevlerin dağıtıldığını öğrenince üzülür ve hüzünlenir. Hünkar onun bu durumunu görünce gönlünü alır: Hüzünlenme Hıdır Abdalım, hizmette sınır yoktur. Sana da bir hizmet veriyorum. Ocaklarda düşkün olanlar sana gele, ancak senden düşkün olanların da derdine derman olmaya” der.
Hıdır Abdal, takriben 1260 dan sonra Kemaliyedeki Hıdır Abdal Sultan Ocağını kurdu. Bu Ocak “Düşkünler Ocağı” olarak bilinmektedir.
Herhangi bir Talip, bağlı olduğu ocağı tarafından kendisine verilen cezanın bir bölümünü çektikten sonra, affı için bağlı olduğu Pir Ocağına başvurduğunda, o ocağın bu ağır cezayı bağışlama hak ve yetkisi yoksa; Ocağın Piri, onu rehberi ve musahibi ile birlikte “Düşkünler Ocağı”na gönderir. Cezayı kaldıracak makam orasıdır. Ayrıca, verilen cezanın haksızlığına veya büyüklüğüne itiraz makamı da orasıdır.
Bu bize şunu gösteriyor: Alevilik inanç ve törelerinde, Ocaklar, Seyyidlere veya taliplere keyfi cezalar veremezler. Eğer verirlerse, bu cezaları bozacak veya ortadan kaldıracak bir üst makam, yani bir üst yargı organı görevini gören bir makam da oluşturulmuştur. Çağımızdaki yargıtay görevini gören bu makam, Hıdır Abdal Ocağıdır.
Osmanlı Nakibül Eşrafından Seyyid Muhammed el Hüseyin oğluSeyyid Mehmet tarafından onaylanarak verilen secereye göre Hıdır Abdalın soy Ocağı şöyle devam eder:
1-Seyyid Karaca Ahmet
2-Seyyid Hıdır Abdal
3-Seyyid Habib
4-Seyyid Behlül
5-Seyyid Bali
6-Seyyid Cafer
7-Seyyid Ali
8-Seyyid Unsur
9-Seyyid Otman
10-Seyyid Ahmet
11-Seyyid Kamber Abdal
12-Seyyid Mehmet
13-Seyyid Mansur
↓
Hüseyin Mehmet İbrahim İsa
↓
Hüseyin
↓
İbrahim
↓
Mehmet
↓
Durmuş Şerif Davut
↓
Hüseyin
Şerif Ömer
Hayran
Hüseyin
Hıdır (Arapkirde oturur)
Keza Karaca Ahmetin diğer oğlu Yusuf Paşa da Gelibolu yakınlarına yerleşmiştir. (Bu Yusuf, torunu olmalıdır. Çünkü Geliboluya yerleştiğine göre, 1357 yılından sonra oraya geçmiştir. Babası Hacı bektaşın çağdaşı olup, 1240 yılındaki büyük isyana katıldığına göre, 1357 yılında yaşayan bir oğul olamaz.)
Geliboludaki “Selçuk Hatun Vakfı” Karaca Ahmet soyuna aittir. Bu soy şöyle devam etmiştir:
Seyyid Karaca Ahmet
………?………. (Gani Abdal olabilir).
Seyyid Yusuf Paşa
Seyyid Hacı Musa
Seyyid Rum Paşa
Seyyid Abdi Paşa (Eşi Selçuk Hatun)
Seyyid Kasım
Seyyid Ali Paşa