"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Muhammedin hayatı

Babası: Abdullah bin Abdülmuttalib
Annesi: Amine(Emine)
Lakabı: Murteza
Künyesi: Ebu-Muhammed
Yüzüğünün yazısı: Hatem-ul Enbiya.
Doğum yeri ve tarihi: Mekke, M: 20 Nisan 570
Şehadet yeri ve tarihi: Medine, M: 08 Haziran 632
Kabrinin bulunduğu yer: Medine
Yaşı: 62
Hz.Muhammedin dedesi: Abdülmuttalib
Hz.Muhammedin babaannesi: Fatıma
Hz.Muhammed küçük yaşlarında, kavga edenler arasında arabuluculuk yaparak o dönemlerde bile hakemlik görevini üstlenirmiş. 25 yaşlarında iyi bir tücar ve iş adamı olan Muhammed, o küçük yaşlarda „al-amin“ (inanılır ve güvenilir) olması. 7ci yüzyılda da henüz bekar, işsiz, parasız ve gelirsiz bir yaşama sahipti. Muhammed işsiz ve güçsüz olduğu için, amcasının kızı kendisiyle evlenmeyi red edip, hal ve durumu iyi olan biriyle evlenir. Muhammed, 40 yaşındaki Kervan sahibi olan Hadice Ananın dikatini üstüne çekmiştir. Hadice Ana, zengin ve saygı gören, Kervan sahibi bir kadın imiş. Hadice Ana, Muhammede duyduğu güvenden dolayı, Mekke ve Suriye Kervanının sorumluluğunu kendisine vermiştir.
Hz.Muhammed Mekke ve Süriye seyahattından dönünce, Hadice Ana kendisine evlenmeyi teklif eder, Muhammed bu duruma sevinir. Hadice Ana ile evlenmesiyle birlikte, Muhammedin yaşam koşulları da değişir. Hal ve durumu iyi, orta tabakalı bir yaşama sahip olur. Muhammedin zenginleşmeye doğru gitmesine rağmen, kendi hayatından memnun olamamıştır.
Bu iki yüzlü çirkin toplum yaşamından uzak; Doğanın, tabiatın sesizliğini tercih edip, dağlara çekilir. 15 yıl boyunca nefsiyle mücadele ettikten sonra, 610 yılında Hira dağına geri çekilip, kendini ibadete verir.
Bir gün ansızın nidadan bir ses kendisini çağırıyordu ve şaşkınlık içinde etrafına bakındı ama kimseyi göremedi. Nidadan gelen bu ses ile beraber etrafı bir nur kaplamıştı. Muhammed, bu durum karşısında kendinden geçmişti. Daha sonra kendine gelen Muhammed, karşısında Melek Cebraili gördü.
Melek Cebrail; “Oku” dedi.
Hz.Muhammed; “Ben okuma bilmem” dedi.
Melek Cebrail Muhammedi kolları arasına alıp hayli bir zahmete soktu, kan ter içinde kalmıştı.
Melek Cebrail; “Oku” diye emrini tekrarladı.
Hz.Muhammed; “Ben okuma bilmem” diye tekrarladı.
Melek Cebrail; “Oku” emrinin üçüncü defa tekrarlayınca Muhammed; Alak Suresinin ilk beş ayetini okumaya başladı.
Bütün nebiler gibi, Muhammedde, büyük özeliklere sahip olmasındandır. Peygamberler yaratılmışlardır ki, Allahın emirlerini-vahilerini kullara teblig etsinler. Bazende, Allahtan inen Vahileri tercümelerini yapalar. Tevrat Musaya, Zebur Davuta, Incil (kelimeler) Isaya ve Kuran da Muhammede inmiştir. Bu dördüde Resuldür ve Allahın Peygamberleridir. Muhammedin peygamberliği, Hira mağarasında uyur iken yani uykuda kendisine müjdelendi. Emir-ikrar verme; Peygamberin görevi, oku ve okut diye Hakk‘tan emir edilmiştir.
Hz.Muhammede peygamberlik müjdelenince, tahminler 40 yaşında olduğunu söylemektedir. Arap teorilerine göre; Bir insan 40 yaşından sonra beden ve beyin olgunluğuna ulaşır. Peygamberlik; Muhammede Ramazan ayında müjdelenmiştir.
Allah kularına karşı ne kadar merhametli olduğunu, kullarının yaşamları için ne imkanlar yarattığıdır. Muhammedin önemli sorunu; Fakir insanların, kölelerin, hizmetçilerin, hakarete, aşağılamak, insan dışı muameleler, kimsesizler sorunuydu. Dolayısıyla bunların sona ermesiydi. Kölelere ve fakirlere yaptığı hitabında; „Bundan böyle zenginler, kodamanlar; Kölelere, dilencilere aşağılayıcı hakaretlerde bulunmayaçaklar dır. Sizler insan muamelesi göreçeksiniz, hür yaşıyaçaksınız.“ Muhammedin bu hitabı zenginlere öneri den öteye, bir emir idi.
Allah bu insanların eşitsiz ve dengesiz yaşam biçimine, gelir dağılımına artık tahamülü kalmadığını onlara iletti. Kimki malına mülküne güveniyorsa, onlar yanılıyor. Onlar, öbür dünyada cehenem ateşinde yanaçaklardır. Kimki Allahın emirlerine uyup; anasız, babasızlara sahip çıkmazsa, yoklukta yaşıyanlar, yemek vermeyenler, Allaha dua etmiyenler, kendi insani görevlerini yerine getirmeyenler, yardım etmeyenler, ki bunlarda insanca yaşama hakkına sahipler ve hakları var. Pek yakında Allahın adeleti-mahşer gününde, gök parçalanıp yerde yarılıp içine gireçeklerdir.
Dolayısıyla Muhammed yeni bir din içat etmek değil, Muhammedin görevi; Sosyal reformlar yapmak, sosyal dengeleri sağlamak ve Hakk tarazisini doğru tutmasını sağlamaktır. Muhammed ilk kendi aile fertlerine peygamberliği hakkında bilgi verdi ve ilk iman edenler; Hadice Ana ve ölümüne kadar peygamberin yanında olmuştur. Kendi görevi olmadığı ve safsatalara girdiği dönemlerde de yanında olmuştur.
Hadice Anadan sonra, amcasının oğlu Ali iman etti. Alinin kararlılığıyla, kişiliğiyle, açık yürekliliğiyle, cesurluluğuyla ve bu kişiliklere sahip olan Alinin, Muhammedin yanında yer alması, Muhammedi rahatlatmıştır. Muhammed defalarca, „Ali, benim kardeşimdir“ demiştir. „Biz ikimiz elmanın birer yarılarıyız.“ Ali her yönüyle kabul görmüş, islam için savaşan Allahın aslanıdır. Ve sonunda Muhammedin biriçik kızı Fatıma Ana ile evlenmiştir.
Bu evlilik, Muhammede iki torun; Hasan ile Hüseyini vermiştir. Ali islam dinine, yeni bir güç, dynamik olup, ilerlemesini sağlamıştır. Ali, Muhammede iman getirirken 13 yaşında idi. Aliden sonra, Muhammedin kölesi Zeyid iman etti. Muhammed kölesi Zeyide, özgürlüğünü verdi. Artık köle değildi. Bu davranış, Kureyş ve Mekelilerin pekte hoşuna gitmemişti.
613 yılında Muhammedin pegamberliğinin açıklanmasından sonra, Muhammedin mesajı, reformlarında köklü değişiklikler oldu. Muhammedin ikinci emri olan; „Şehadet“ bölümüyle ilgili idi. Buda Muhammedin prensiplerinin temelini oluşturdu. „Allahtan başka Allah yoktur ve Muhammed, Allahın son peygamberidir. Sana gelen ve söylenen emirleri açıkla.“ Allahtan yine emir geldi. Muhammedle beraber, çok tanrılıktan , tek tanrılığa geçildi.
Hz.Muhammed, sosyal alanda ve ekonomide akıl almaz kalıcı reformlar yaptı. Muhammedin , diğer peygamberlerden farkı; Toplumun sosyal alanda ve ekonomideki değişikliklerdir. Muhammed, Ibrahim peygamberin dinini devam eden, ikinci Ibrahim peygamber olarak görülüyordu. Mekkeye Hac olmak, sadece ticaretten ibarettir. Allah orda değildir. Allahı kendinde ara, Allah sendedir mesajını vermiştir. Ama Muhammed, Mekkeyi iyi bir fırsat bilip, Mekkeye gelen hacılara Allahın emirlerini anlatmak için , iyi bir fırsat görüyordu.
Kureyşler, Muhammedin bu planını engellemek için, Muhammed bir sihirbaz olduğunu insanlara anlatmaya çalıştılar ama anlatamadılar. Bu arada Kusayy, Kureyş kabilesini birleştirip, büyük kavim yapan kişidir. Muhammedin amcası Abdullah Mutalip, Ebu Talip ve Hadice Ananın ölümü, Muhammedi çaresiz kılmıştı. (Ana Hadice 15 sene Muhammedten yaşlı idi). Muhammed bu çaresizlik karşısında, bir grup yandaşlarını Abasiya ülkesine gönderdi. Hırıstiyanların içinde yaşamayı göze aldılar. Bunun sebebi ise eğer Mekkede kalsaydılar, Kureyşler tarafından öldürüleçeklerdi.
Hz.Muhammed ise, Taif şehrine (Mekkeye kardeş şehir) gitmek istedi. Fakat, Taifteki kabile başları, Kureyşlerle ticaret yaptıkları için, kureyşlerle kötü olmamak için, Muhammedi kabul etmediler. Sonuçta, Muhammed şazrad 400 km Mekkenin kuzeyinde yaşayan bir küçük ve tarımla uğraşan kabilelerden davet alır. Bir kaç küçük köylerden oluşan bu Köye yatrib(Medine) ismini vermişlerdir. Muhammed, büyük bir güce sahip olmayan, geleceği belirsiz olan bu köye hicret etti. Yatribe(Medineye) göç, gizlilik içinde ve küçük gruplar halinde hareket etmişlerdir.
Kureyşlilerin bir şeylerin döndüğünü his ediyorlardı. Muhammed, Ali ve Ebu Bekir Mekkede kaldılar. Diğer taraftarları Yatribe geçtiler. Kureyş kavmi, diğer kavimlerden birer tane iyi savaşcı alarak yeni bir planla, geceleyin Muhammedin evini basarak peygamberi öldürmekti amaçları. Böylece bütün kavimler de, Muhammedin ölümünden sorumlu olaçaklardı. Muhammedin evi basılırken, yatağında Aliyi buldular. Çünkü Muhammed, Cebrail aleyselam tarfından haberdar edilmişti.
Hz.Muhammed, evin arka penceresinden uzaklaşınca Ebu Bekiri-de beraberinde götürür. Kimi rivayetlere göre Muhammed, Ebu Bekirden şüpe ettiği için, kimileri de başka yorumlarda bulunmuşlardır.
Hz.Muhammed, Ebu Bekirle Mekkeden uzak bir mağarada tam üç gün kaldılar. Taki ortalık sakinleşinceye kadar. Muhammed üç gün sonra, Yatribe hicret etti. Yıllar sonra herkesin istemi üzerine, bir zaman kendisini öldürenler dahil, onlarlan beraber doğduğu yere(Mekkeye) geri döner. Muhammed, yatribte hurmaların kurutulduğu alana ve aynı zamanda mezarlık olan bu yerde Evini yaptırdı. Bu ev aynı zamanda da eğitim ve ibadet hane görevini yapıyordu.
Yatrib (Medine)
Hz.Muhammedin Yatribe yerleştikten sonra, Köyün ismini değiştirdiler. Yatrib yerine Medine koydular (Medine anlam olarak: Peygamberler diyarı anlamına gelir). Medinede yaşayan farklı etnik ve din toplulukları için; Medeni, Hukuk ve Adelete dayalı bir kanun ve kurallar getirdi. Bu adeletli kurallar daha sonraları dünya insan hakları için, temel ilkeler haline getirilmiştir.
Bu kurallar, insanlar arasındaki farkı kaldırma (Alevi deyimiyle; 73 Mileti bir nazarda görmek), eşitçi, adeletli, hukuka dayalı, köle devrine son verme, vs. dönemi başladı. Farklı etnik kabilelerin birbirleri ile savaşmadan (Yahudiler, Hırıstiyanlar ve Medineye göç edenler) yan yana huzur içinde yaşamaları güvence altına alınarak karara alınmıştır. Muhammedin bu medeni kuralları, islam dininin hoş görüsünü, yüceliğini ve zorbalık dini olmadığının ispatıdır.