"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Alevilerce orucu tutulmayan Ramazan bayramını kutlamaları, gerçeği yansıtmıyor

Muaviye ve Yezide lanet okuyan, diğer tarfata Muaviyenin uygulaması-icadı olan Şeker-Ramazan bayramını kutlayanlara çağrımızdır.
Eğer Muaviye ve Yezide lanet getiriyorsanız o zaman, Şeker-Ramazan bayramını kutlamanız doğru değildir. Şayet Şeker-Ramazan bayramı kutluyorsanız o zaman Muaviye ve Yezide lanet okumanız doğru değildir. Diğer bir deyimle, hem karşı ve hem de yandaş olmak, hakikatle bağdaşmıyor.
Alevilerin orucunu tutmadığı Ramazanın bayramını kutlamaları, tamamen bir çelişkidir. Çünkü şeker ve daha sonraları Ramazan bayramı diye adlandırılan bu bayramın; Ne islam diniyle, ne Muhammed Ali‘yle, ne Ehli Beyt‘le ve nede Alevilerle hiç bir alakası yoktur. Bu bayram, Muaviye ile oğlu Yezidin icadı ve uygulamasıdır.
Bu uygulama; Şahı Merdan Alinin kiralık katil Abdurrahman Mülcemoğlu ve yardımcıları tarafından, Ramazan ayının 19cu günü saldırıya uğramış ve Ramazan ayının 21ci günü ise, Hakka yürümüştür. Şahı Merdan Alinin Hakka kavuştu, haberini alan Muaviye; „Çok şükür, çok şükür Aliden kurtuldum, Aliden kurtuldum“ naralar, çığlıklar atarak bir nevi sevince boğulmuştur. Işte Şahı Merdan Alinin ölümünden duyduğu olağan üstü bu sevincini halka, üç gün ve üç gece şenlik eşliğinde kutlama emrini verdirmiştir.
Yezid, Kerbelada katlettirdiği Pir İmam Hüseyin ve Ehli Beyt içinde aynı uygulamayı yapmıştır. Yezid de babası Muaviye gibi Hüseyin‘den kurtuldum naralarını, çığlıklarını atarak şenlik eşliğinde kutlama emrini verdirmiştir.
Bu kutlamalar sokaklarda şeker dağıtılarak, davul-def çaldırarak, rakslar yaptırılarak görkemli bir eğlence yaptırılmıştır. Muaviyenin, manevi huzur bulduğu ve aynı zaman da kendisinin Emevi kabilesinin tek güçlü hükümdarı olduğunu insanlara döne döne hatırlatılması için, bu eğlenceler tekrarlandırılmıştır. Böylece bu eğlenceler, ulusal bayram havasında kutlanarak ve daha kötüsü Muaviyenin bu uygulaması islam dini adı altında, günümüz kadar getirilmesi sağlanmıştır.
Sonuç itibariyle Aleviler olarak, orucunu tutmadığımız bir ayın; Ne ibadeti, ne muhabbeti ve nede cemi olur. Alevilerin, kendi aralarında kutlama ve tebrikleşmeleri doğru değildir. Çünkü bu bayram dini bir bayram değildir, Muaviye ve Yezid‘in icadı olan bir bayramdır.
Bilinen ve aklın kabul etmediği bir yanlışı, hatır için yapmak veya hatır için yanlışa boyun eğmek doğru değildir. Çünkü yanlışa boyun eğmek, Pir İmam Hüseyin duruşuyla bağdaşmıyor.

Ne Alevi yol uluları ve nede yol önderleri, Muaviye icadı olan bu bayramı kutlamışlardır…
Dolayısıyla Aleviler de bu bayramı kutlamazlar ve kutlamaları da doğru değildir. Iyi niyetten, hoşgörüden, adet yerini bulsun, hatır için, göstermelik olsun diye veya başka nedenlerden dolayı; Ehli Beyt düşmanı Emevi Arap Muaviyesinin bayramını kutlamak yanlıştır, yanlışa uymaktır, suç işliyenlerin suçuna göz yummaktır ve kendi kendini asimile etmektir.
Ne yazık ki salavat getirip medet, mürvet diledikleri Muhammed Mustafa‘nın nesline kast eden Muaviye, Yezid ile diğer Emevi hanedanlarına „Hazret“ ünvanını verdirerek ve onları yüceltikleri gibi yaptıkları ihanetleri ise, bayram adı altında kendilerini kutlamaktadırlar.
Alevilerin Muhammed Aliye verdikleri ikrar, tevella ve teberra ikrarıdır. Pir Sultan Abdal deyimiyle; „Dönen dönsün ben dönmezem ikrarımdan, ikrarımdan dönüp yolumdan mahrum mu kalayım“ ilkesidir. Alevilerce bağlı kalması gereken de, bu ilkedir.
Dolayısıyla Emevi hanedanı Muaviyenin uygulaması olan Şeker-Ramazan bayramı; Aleviler için, Şahı Merdan Alinin katledildiği bir metem günüdür. Fakat Emevi Arap hanedanı Muaviye ile yandaşları açısından ise şenliktir, şölendir ve bayramdır.