Kadir hikmet, kudret manalarına gelmektedir. Bu ilahi kudret, bu ilahi aydınlanma herkese mahsus bir durum değildir, sadece Muhammed Mustafaya mahsus bir durumdur.
Diğer bir deyimle Muhammed Mustafanın akıl boyutunda kendini aşması ve doruk noktaya ulaşmasıdır. Akıl boyutunda, doruk noktaya ulaşması ve sır perdesinin ortadan kalkarak gönül gözünün açılmasıdır.
Dolayısıyla bu durum Muhammed Mustafanın, zahiri alemde Allahın elçisi olmasına vesile olmuştur. Bu vesileden ötürü Allahın kelamı, vahiy yolunla Muhammed Mustfaya intikal etmiştir.
Bu vahiylik yani Kuran ayetleri, Ramazan ayında parça parça Muhammed Mustafaya indirilmiştir. Bu ayetler, Ramazan ayının hangi gününde veya ne zaman indirildiği tam manasıyla meçhuldur.
Lakin Muhammed Mustafa; “Kadir gecesini, Ramazan ayının son on gününde arayın” diye buyurmuştur. Dolayısıyla Kadir gecesi, süreç içerisinde Ramazan ayının 26yı 27ye bağlayan gece öne çıkmıştır.
Yanlış anlaşılmasın Kuran, sadece ramazan ayında inmemiştir inmeye başlamıştır. Diğer bir deyimle Kuran Ayetleri, Muhammed Mustafanın peygamberlik süresi boyunca inmiştir. Vahiylerin inmesi 12 yılı Mekkede, 10 yılı da Medine döneminde olmak üzere 22 yıl sürmüştür.
Bu süre, Muhammed Mustafanın vahiy alış süresidir. Tabii ki vahiyinin alış süresi, zaman ve mekana göre değişik olmuştur.
Kadir gecesini kutsal kılan, Kuran-dır yani Allahın kelamıdır; Gecenin kendi kutsallığından değildir.
Bilindiği gibi sevaplar veya fidyeler, yapılan iyilikler kadar mükafatlandırılır. Diğer bir deyimle iyi niyet ve samimiyete bağlıdır.
Bir gecenin diğer bir geceden daha kutsal olması akıl ve mantıkla bağdaşmıyor. Örneklersek herhangi bir kişi diğer aylarda her türlü kötü ve haksızlıklar yapacak diğer bir deyimle suç işleyecek; Insanlara-canlı mahlukatlara akıl almaz zülümler, katliamlar yapacak, halden hale sokacak, kul hakkı yiyecek ve bütün bu suçlar bir gecede bir dua etmekle, bir salavat getirmekle, bir türbe ziyaretiyle bağışlanacak veya af edilecek olması Allahın adaleti ile bağdaşmıyor.
Bu durumu, akıl ve mantığa, nasıl anlatacaksınız? Bu adalet şekli, Allahın adaleti ile bağdaşır mı? Tabii ki bağdaşmaz. Bu gibi akıl dışı uydurmalar, Emevi saltanatları tarafından kitabına uydurulmuş ifadelerdir. Çünkü Canab-ı Hakk “Bana kul hakkı ile gelmeyin, kul hakkı hariç diğer günahlarınızı bağışlarım” buyurmuştur.
Başkasının Kadir gecesini, kendine mal etmek o kadar kolay mıdır?
Sonuç itibariyle Kadir gecesinde inen Hakk kelamı, Muhammed Mustafaya inmiştir. Bu gece herkesin değil, yanlızca Muhammed Mustafanın kendi kadir gecesidir. Çünkü Kadir demek hikmet, kudret demektir. Bu ilahi kudret, bu ilahi aydınlanma herkese mahsus bir durum değildir, sadece Muhammed Mustafaya mahsus bir durumdur. Bu ilahi aydınlanma, ilahi hikmet sadece Muhammed Mustafaya bağışlanmıştır. Dolayısıyla herkes, kendi Kadir gecesini aramalı ve bulmalıdır…