Ister devletten, ister fertlerden, ülke içinde veya ülke dışında, ister Sivasta, ister Dünyanın başka bir köyünde olsun insan ile insanlığa, hayvanlara, çevreye, doğaya karşı gerekçesi ne olursa olsun yapılan şiddetin, katliamların, tahribatların hertürlüsünü kınıyoruz, lanetliyoruz ve karşıyız.
Allah-Insan-Doğa yani Yaratan ve yaratılan
Allah tarafından yaratılan varlıklar içerisinde, akıl ve irade sahibi, sorumluluk sahibi tek yaratılan varlık, insandır. Allah, insanı yarattıktan sonra sayısız nimetler ve birtakım temel haklar vermiştir. Yaşam hakkı, temel hakların başında gelmektedir. Dolayısıyla insana tanınan bu yaşam hakkı, her türlü canlı varlık içinde geçerlidir.
Allah, doğayı yaratmış ve halk ettiği insana istifade etmesi için lütfetmiştir ve bütün mülkte doğada mevcuttur.
Insan hem kendisi için çalışır hem de içinde yaşadığı toplumu için çalışır, mücadele eder. Ne yalnız kendine ayarlayabilir varlığını, ne de yalnızca topluma. Hem bedenini doyurmak için çalışır ve üzerine bastığı topraktan rızkını elde eder, hem de ruhunu doyurmak için Allaha kelamına, ilmine yönelir ve şükür ile duasını eder.
Dolaysıyla biz insanlar, yaşamayı ne kadar seviyorsak, bir başka canlıda yaşamayı en az bizim kadar seviyordur. Hüküm, yanlız Allahındır. Allahın verdiği canı, Ondan başkası alma hakkına hiç bir kimse sahip değildir.
Korkmadan düşündüğünü söyleye bilen, aynı zamanda yasamak ve yasatmak biz insanların, sorumluluğu olması gerek.
Nazım Hikmetin deyimiyle;
Yaşamak bir ağaç gibi
Tek ve hür ve bir orman gibi
Kardeşçesine,
Bu hasret bizim.
Insanoğlunun, hür ve özgür olabilmesi için sahip olduğu aklın hür ve özgür olması gerekir. Akıl özgül olmayınca, bedenin özgür olması mümkün değildir.