Yunus Emre, yıllarca dergaha odun taşırmış.
Bir gün Piri Taptuk Emre; “Ey Yunus! Yıllardır dergaha odun taşıyorsun, bu odunların hiçmi eğrisi yok? eğrisini getirmedin” diye sorar.
Yunus Emre; “Pirim, çünkü bu dergah doğruluk kapısıdır ve eğri odun giremez” cevabını vermiştir.
Yunus Emrenin, “Bu Dergah doğruluk kapısıdır” sözündeki mana; Muhammed Ali yolu, hizmet ve arınma kapısıdır. Kötü ahlak ve alışkanlıklardan dolayısıyla kinden, kibirden, kıskançlıktan, çekememezlikten yani insanların nefsi emarelerden arınmadıkları müdetce yapılan hizmetin hiç bir anlamı yoktur. Göstermelik ve sadece kendi nefsini tatmin etmek olur ki, buda kendi kendini kandırmaktır.
Alevi inancında niyet esas olduğu için, hayatın her alanında bu ilkeye bağlı kalınmalıdır. Ancak niyet deyip de işin kolayına kaçmak veya kurnazlığını yapmak, asıl kötülüktür.
Asıl kötülük, ben daha iyi bilirim benden iyisini bilen varsa hodri meydan sözünde yatmaktadır. Senlik benlik kavgasından, mangalda kül bırakmamak teorisinden, ahkam kesme şovmenliğinden, bilircilik hastalığından, kurtulmanın yolu manevi hizmette yarışmakla mümkündür.
Çünkü Muhammed Ali yolunda amaç hizmettir, senlik benlik kavgası değilidir. Bu hizmet, yolun ilim irfanını insanlara sunarak tanış olmalarını sağlamaktır.
Gelin Hakk ile hakikat yolunda, ikiliği birleyelim ve Muhammed Ali yolunda, insanlığa hizmet edelim. Aleviler olarak, Muhammed Ali yolunda senlik ve benlikte değil, hizmette yarışalım.
Insanın hayırlısı; Kendi rızasıyla insanlara hizmet edendir, yardım elini uzatandır, Hızır gibi gerektiği yerde hazır ve nazır olandır. Çünkü Allahın hoşnutluğunu kazanmak ve insanların gönlüne taht kurmak hizmet, şefkat, merhamet ve sevgiyle mümkündür.
Allahın hoşnutluğunu ve insanların sevgisini kazanmak, doğadaki tüm varlıklara karşı kendi sorumluluğunun bilincinde olmakla mümkündür.
Bu sorumluluk gönül, ilim, irfan ve aşk ile mümkündür…
Gönül Cenab-ı Hakk, irfan Muhammed Mustafa ve ilim Şahı Merdan Alidir. Aşk ise, Hakk Muhammed Alinin birlenmesidir. Çünkü ilim ile irfan, gönüldeki aşkın odunu ve ateşidir. Aşk olmazsa gönül çoşmaz ve ilim ile irfan kendinden habersiz kalır.
Gönüldeki aşk ateşinin alevlenmesi için Hakk Muhammed Ali sevgisi, irfan ile ilminin birlenmesi gerekir. Bundan dolayıdır ki, Aşkın cezbesine varmayınca, Hakkın sırrına erişmek mümkün değildir.
Aşkın sırrına erişmeden, ilim şehrinin kapısı bulunmaz ve kapı bulunmazsa şehre girilmez. Ilim şehrine giremeyen, ilimden ve ilim de, kendinden habersiz kalır. Bu inanç, El ele el Hakka inancıdır.