Arapça kökenli olan matem kelimesi; Hüzün, keder, feryad, yas anlamına gelir. Ve Farça kökenli olan oruç kelimesi ise; Vücudun ihtiyaç duyduğu temel gıda maddelerden uzak durmak, nefse hakim olmak, engellemek manalarına gelmektedir.
Aleviler, senenin 365 günü matem çeker ve manevi orucunu tutarlar. Çünkü hiç bir gün yoktur ki, Ehli Beyt ve Ehli Beyt ümmeti katledilmemiş olsun.
Oruç; Ruh ile beden, madde ile mananın birleşiminden yaratılmış olan insanoğlu için, madde ile mana arasında ki dengedir. Dolayısıyla maddenin lehine bozulmuş olan dengeyi, oruç aracılığıyla tekrardan yerine koymaktır. Mana itibariyle insanoğlu için, iki türlü oruç erkanı söz konusudur; Şükür-Nefs ve matem orucudur.
Şükür-Nefs orucu; Allahın verdiği nimmetlerine, ilmine şükür etmektir. Nefsani anlamda ise; Kötü alışkanlıklardan uzak durmak, belirli zaman limidi içerisinde, belli bir gaye için yeme, içme ve benzeri bedeni isteklerden uzak durmak, nefsini gözetlemek ve nefsine hakim olmak demektir. Yani nefsi islah etmek, bedeni disiplin ve denetim altına alıp ruhsal yapıyı güçlendirmektir.
Nefs, Arapça kökenli olup; Beden ve ruhani lezzetleri içermektedir.
Bedeni lezzetler; Yeme, içme gibi lezzetlerdir.
Ruhani lezzetler ise; Kibir, onur, grur, kıskançlık, çekememezlik gibi lezzetlerdir. Demek oluyor ki matem orucu ile nefs orucu aynı mana ve anlama gelmemektedir.
Oniki İmam ayında, matemin yanı sıra oruçta da tutulmaktadır. Matem ve oruç; Çeşitli zaman limitinde hunharca katledilen onbir Imamın ve 10 Ekim 680 günü Kerbela sahrasında zamanın halifesi Yezid yandaşları tarafından katledilen İmam Hüseyin ve 72 Kerbela şehitleri için çekilen matem ve tutulan oruçtur; Su içilmez, eğlence-şenlik yapılmaz, dünyevi zevklerden uzak durulur, kann çıkarılmaz, vs. Bu anlamda vücudun bütün azaları yasta ve oruçludur. Kerbela katliamını bedenen, ruhen his etmek ve iç benliğine yönelerek, manen yaşamaktır.
Dolayısıyla bu iki kavram birleştirilerek “matem orucu” olarak adlandırılmıştır. Matem orucu; Oniki Imama yapılan zulmü, haksızlıkları, çektikleri acıları, Kerbela katliamını bedenen, ruhen his etmek ve iç benliğine yönelerek, manen yaşamaktır.
Oniki İmam matem ve orucu; 10.10.680 yılında İmam Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin katledildiği tarihe denk getirilmiştir. 12 İmam matem orucu aynı zamanda Muharrem orucuna da denk gelmektedir yani bir nevi iç içedir.
Muharrem Arapça bir kelime olup; Hicri takvimin „birinci ayı“ anlamına gelmektedir. Muharrem Ayını önemli kılan üç neden vardır;
1- Hicri takvimi başlangıcı,
2- Çeşitli dini sebeplerden ötürü tutulan oruç ve
3- Kerbela katliamıdır.
Bu üç nedenlerden Kerbela katliamının verdiği acı, keder, zulüm, açlık, susuzluk ve sefalet gereği öne çıkmıştır. Dolayısıyla Muharrem ayının onuncu günü olmuş olaylar, İmam Hüseyinin ve Kerbela Şehitlerinin şahsında birlenmiştir, tek vücut olmuştur.
On muharrem günü ile ilgili dini bilgilere göre, bir çok önemli tarihi olaylar olmuştur. Allahın, peygamberin dertlerine bağışlanan mucize ve iyilikler.
1- Adem Atanın tövbesini kabul edilmesi,
2- Ibrahim Peygamber, Nemmrutun ateşinde yanmaması,
3- Nuh Peygamberin, gemisinin karayı bulması, kavuşması,
4- Musa Peygamberin, kavmini Firavunun şerrinden kurtarması,
5- Yunus Peygamberin, balığın karnından kurtulması,
6- Eyüp Peygamberin, dertlerine şifa bulunması,
7- Yakub Peygamber, oğlu Yusuf Peygambere kavuşması,
8- Isa peygamberin doğduğu ve göğe yükselmesi,
9- Davud peygamberin tövbesinin kabul edilmesi,
10- Ismail peygamberin doğduğu gündür.
Bu tarihi olaylardan biri de, “Kerbela katliamı”dır. Bu katliamı anlamak için; Yezid ve ordusunun Ehli Beyte, yaptıkları zulümleri bilmek ve anlamaktan geçer.
Bu tarihi olaylarla birlikte On Muharrem günü, yürekleri dağlayan, hüzüne boğan İmam Hüseyin, beraberindeki 72 Ehli Beyt ve gönül dostları(Sahabeler) ile beraber miladi 10.10.680 (Hicri 10 Muharrem 61) günü bugünkü Irak sınırları içindeki Kerbela şehrinde Muaviye OğluYezidin ordusu tarafından hunharca ketledilmişlerdir.
Aleviler için “matem ve matem orucu”nun amacı;
=> Insanlık onuruna sahip çıkmaktır,
=> Insanlık suçu olan Kerbela ve Kerbela gibi katliamların işlenmemesi için hatırlamak ve hatırlatmaktır.
=> Insan olduğumuzu hatırlamak, ınsanı sevmek ve kutsamaktır,
=> Yapılan zulümlerin tekrarlanmaması için insani görev ve sorumluluğumuzun farkına varmaktır,
=> 12 İmam ayı başta olmak üzere hayatımızda hiç bir canlıya, eziyet etmemektir,
=> Orucu, haftalarca aç, susuz kalmanın ne olduğunu ruhen hissetmek ve nefsi kötülüklerden arınmak için tutmaktır.
Sağlığı yerinde olan insanlar oruç tutmalıdır. Dolayısıyla matem ve orucun amacı kendine eziyet etmek değildir, insanlık suçu olan katliamların, zulümlerin, kötülüklerin eziyetlerin tekrarlanmaması için hatırlatmak, anmak ve unutmamaktır.
Tutulan oruçlar; aynı zamanda İmam Zeynel Abbidinin Kerbela katliamından kurtulması ve Oniki İmam soyunun devam ettiğinden dolayı Allaha şükretmek ve şükranlarımızı sunmaktır.
Alevi oruçlarında, sahura kalkmak yoktur. Oruç açma; Ezan sesi veya başka işaretler doğrultusunda açılmaz. Güneş daha ufuktayken ağzın mührü açılır. Bunun anlamı; İmam Hüseyin, daha güneş ufuklardayken katledilmiş olmasından kaynaklanır. Ne yenirse gece yarısından önce yenir. Saat gece yarısını geçtikten sonra niyet edeilir ve ağız mühürlenir. Göstermelik sofralar yerine basit yemeklerin yer aldığı sofralar kurulur.
Aşura
Aşura Arapça bir kelimedir. Hicri takvimi ilk ayı olan Muharrem ayının “onuncu gün”ü demektir. Bilinmesi gerektir ki Aşura, bir talı türü değildir ve öylece de algılanmamalıdır.
Imam Hüseyinin “can yemeği”ni sembolize eden aşura, tatlı türü ile hiç bir alakası yoktur. Insanlık tarihinde açlığa karşı pişirilen “Şükür yemeği” ve zulüme karşı direnen İmam Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin “Can yemeği” sıfatını almıştır.
Imam Hüseyin ve Kerbela şehitlerin can yemeği olan Aşura pişirilip dağıtılmasiyle hizmet tamamlanmış olur. Günümüzde hastalık veya başka nedenlerden dolayı aşura yemeğini yemeyenlerin sayısı çoğalmaktadır. Onun için de kazanlar dolusu yerine az miktarda pişirilsin ve böylece çöpe dökülmesi engelenmiş olsun.
Sonuç itibariyele; İmam Hüseyin, Kerbela şehitleri ve diğer onbir Imamın çektikleri acıları hatırlamak, hissetmek, anmak için matem ve matem orucu tutulur. Bu ve bu gibi acıların bir daha yaşanmaması için unutmamak, unutturmamak ve insanlık onuruna sahip çıkmaktır.