Aleviler, Ehli Beyti sinesine sararak onların tüm erdemliklerini yaşamlarına uygulayarak Kal-u Bela ikrarına dayanan inanç ve kültürel birikimleriyle, islamiyetin batini yorumuyla köklü bir şekilde bütünleşmişlerdir.
Gönül kırmayı en büyük günah sayan Alevi inancı, açık ve nettir. Ele Dile Bele sahip olunmasını, Dört Kapı Kırk Makam aşamalarından geçilmesini, aklın özgürleşmesini, aklın imanla örtüşmesini, ibadeti bir tabu olmaktan çıkarıp, yolun ilim irfan ışığı ve rehberliğinde yerine getirilmesidir.
Dolayısıyla vakit ile zaman birimine hapsedilmeden kadın ile erkek aynı mekanda, bağlama eşliğinde Kuran-ın ayetlerini yorumlayıp Pir Hünkar, Ulu Ozanlar gibi yol uluların ilim irfan ışığında, akıl ve mantıkla bağdaşan güzellikler anlatılarak islamiyete, yeryüzünde en özgürlükçü yorumu getirmişlerdir.
Bazıları, islamı siyasi veya ideolojik algı ile düşüncelerine peşkeş çekerken Aleviler, islamı yaşamın manevi güzel ahlak anayasası olduğunu ve bu manevi ahlak anayasasını, ilim ilmiyle süsleyerek hayata en güzel manayı verdirmişlerdir.
Çeşitli ibadet anlayışlarıyla Allaha ulaşılması konusunda insana büyük bir özgürlük alanı bırakan islamiyet, Allaha varma ve ibadet uygulamalarındaki faklılıklardan dolayı bir çok mezhep, tarikat ile inanç sistemi oluşmuştur.
Kimi zaman, şiddete varan uygulamalarla tek tip bir islami yorum dayatılmaya çalışılmıssada veya çalışılıyorsa da insanın ve toplumun yaşam yapısına aykırı olduğu için, bunda başarılı olunmamıştır.
Velhasıl bu yorum farklılığını isteyen, Allahın kendisidir. Şöyle ki; “Her Peygamber için bir şeriat bir de minhaçyani yol tahin eyledik. Allah isteseydi sizi tek bir ümmet yapardı, fakat bu verdikleriyle sizi denemesi içindir. O halde iyilik yapma yarışına giren hepinizin dönüşü Allahadır.” Maide suresi, ayet 48
Bundan ötürüdür ki, çokça yorum çıkmış ve bu çıkışlar, islamın zenginliği olmuştur. Alevi dilinde bu çokluğa, “yol bir sürek binbirdir” denilmektedir. Yani amaç birdir fakat algı ile yaklaşımlar farklıdır. Bu farklı algı ve yorumlar, aklın olgunluğuyla alakalıdır.
Insanlar hangi yorumla olgunlaşıp kamil oluyorsa Allaha kulluk, o yorum veya dille yapmalıdır. Buda, kişinin kendi özgür seçimidir. O alana, kul müdahale etmemelidir.
Dolayısıyla insan alemi Hakk ile hakikat yolunda, Muhammed Alinin ilim ışığında ve Ehli Beyt sevgisinde birlik sağlanınca işte o zaman huzur içinde yan yana dostca yaşamak mümkündür.