Yol, doğuş noktasından Hakka göç noktasına kadar ki yaşam sürecidir. Bu zaman süreci inanç, ibadet, usul, düzen, adet, kültür, gelenek, görenek, vs. olgularının tümüdür. Dolayısıyla insanoğlu, bu olgulara göre kendi manevi hayat tarzını geliştirip yapılandırmıştır.
Dolayısıyla biz Alevilerin yolu;
* Hakk ile hakikat yoludur. Soyumuz ise, insanlık soyudur; Irkçılıktan, milliyetçilikten arınmış ikrarlı canlar bu yola gelsin.
* Ikrar yoludur; Tevella ve Teberra ikrarından dönmüş ikrarsızlar, gelmesin.
* Kıldan ince kılıçtan keskin olan sırat köprüsüdür; Dört Kapı Kırk Makam ilim irfanından nasibini almış, eline diline beline sahip olan ikrarlı canlar gelsin.
* Hoşgörü, barış ve dostluk yoludur. Kin, nefret, cebir, şiddet, benlik, makam, rütbe kabul etmez; Ölmeden evvel ölen ikrarlı canlar gelsin.
* Hakk ve hakikate, ikrar verenlerin yoludur; Kalbinde insanlık onurunu taşıyan ikrarlı canlar gelsin.
* Hizmet yoludur; Benliğine, yenilmiş ve nefsine uyan ikrarsızlar gelmesin.
Yol ulularımızın buyurduğu gibi, Gelme gelme dönme dönme, gelen malından dönen canından olur. Ateşten gömlek, demirden leblebidir. Ne giyilmeye ve ne de yemeye gelinir. Ancak giyen ve yiyebilen gelsin beriye.
Tevella ve Teberradır, ikrarıma bağlıyım,
Şahsi beklentim yok, yola hizmetir amelim,
Ilahi aşktır… canlara can gözüyle bakarım,
Dişi erkek yok yolumuzda, can var bilirim…
Hakk Muhammed Ali yoludur, benim yolum,
Canlarla yolda yürürüm, canlarla yoğrulurum,
Can dedim, kimseye kem gözle bakamam,
Haddini bilip elini verene, eyvallah derim…
, bacı kardeş yolda hep birlik,
Özümüzde yok olsun, o lanet senlik benlik,
Dilimizde Hakk Muhammed Ali, üçü birlik,
Can içinde can olanlara, düş oldum erenler…
Dolayıosıyla Biz mezhep bilmeyiz, çünkü yolumuz vardır…
Yolumuz, Hakk Muhammed Ali yoludur.
Çünkü mezhep bir dinin, görüş ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biridir. Yani bölünmedir, parçalanmadır. Fakat Hakk Muhammed Ali yolu bölme, bölünme, ötekileştirme yolu değildir birlik ve beraberlik yoludur.
Hakk Muhammed Ali yol önderleri olan On Iki Imamlardan hiç biri, kendi ebu cedlerin yoluna muhallefet etmemişlerdir. Her Imam: “Biz ceddimizin yolunu sürüyoruz, Onların izinde yürüyoruz” buyurmuşlardır.
En net örnek Pir İmam Hüseyinin Kerbelada söylediği nutuk; „Ben yezide biat etsem ebu ceddime ihanet etmiş olurum, nefsime uysam babamın insanlık alemi için verdiği mücadeleye ihanet etmiş olurum“ nutuğudur.
Bundan yola çıkarak o zaman Muhammed Mustafa, “size iki emanet bırakıyorum” ifadesi yerine size mezhepler bırakıyorum demiş olacaktı. “Ehli Beytim, nuhun gemisidir” yerine mezheplere işaret ederdi, onlara yapışın derdi ve buna benzer daha çok örnek verilebilinir.