Pir Sultan Abdalın kendi dönemindeki çıkarcı, soyguncu, halkı sömürüp kavuran, makam, şan ve şöret peşinde koşan, yola verdiği ikrarından dönmüş Hızır Paşa ve Onun gibilerine vermiş olduğu cevaptır.
Hakk ve hakikatın, mazlum ve yoksulun safında yerini alıp, zalime karşı bir duruş ifadesidir. Ne pahasına olursa olsun ikrardan dönülmeyeceğinin bir ispatıdır.
Yola verilen ikrar; „Gelme gelme döneme dönme, Gelenin malı gider dönenin canı gider.“ Dolayısıyla „öl fakat ikrar verme, Öl ikararından da dönme“ sözüdür, yeminidir. Işte Pir Sultan Abdal, Hızır Paşa ve Hızır Paşa gibilerine verdiği cevap da budur.
Hızır Paşa, verdiği ikrardan dönerek haram zadelerin yanında yerini almış ve Hakk dostu, Pir Sultan Abdalı ikrarından dönmesini istemiştir. Bunun üzerine kendisinden “Şah” ismi geçmiyeceği bir dörtlük okursan seni bağışlarım demisine karşın Pir Sultan Abdal; Altı dörtlük okur ve her dörtlükte Şah ismi geçmek üzere, ölümü evet demiş fakat ikrardan dönmeyeceğine dair kesin HAYIR cevabını verip, dar ağacını boylamayı kabullenmiştir.
Karşıda görünen ne güzel yayla,
Bir dem süremedim giderim böyle.
Ala gözlü pirim sen himmet eyle,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Eğer göğerüben bostan olursam,
Şu halkın diline destan olursam,
Kara toprak senden üstün olursam,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Bir bölük turnaya sökün dediler,
Yürekteki derdi dökün dediler,
Yayladan ötesi yakın dediler,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Dost elinden dolu içmiş deliyim,
Üstü kan köpüklü meşe seliyim,
Ben bir yol oğluyum yol sefiliyim,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Alınmış abdestim aldırırlarsa,
Kılınmış namazım kıldırırlarsa,
Sizde şah diyeni öldürürlerse,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Pir Sultan Abdalım dünya durulmaz,
Gitti giden ömür gelinmez,
Gözlerim de Şah yolundan ayrılmaz,
Ben de bu yayladan Şaha giderim.
Hakk Muhammed Ali yolu, bedel ödenerek bugünlere gelmiştir. Hızır Paşa gibi makam, şan, şöhret pahasına ikrarından dönelere yazıklar olsun, Allah islah etsin diyoruz.