Allahın birliğine, Muhammed Mustafanın peygamberliğine ve Şahı Merdan Alinin veliliğine inanıp iman etmektir.
Allah şüphesiz yer ile gögün, gece ile gündüzün, bütün canlı ve cansız varlıkların, nesneler ve en büyük sanat eseri olan evrenin, dünyanın, insanın sahibi ve dünyadaki bütünn dengeleri sağlayan tek mimar ve illahi güç olan yüce Allahtır.
Allah, yerin ve gögün yaratıcısıdır. Insanoğlu, Allah‘tan gelmiş yine Allaha dönecektir. Insanın, yapısından tutalım evrene ve dünyamıza kadar, canlı cansız ne varsa hepsi birer delil niteliğindedir. Herşey Allahın varlığına delildir. Dünya ile güneş arasındaki mesefe ideal dengededir. Eğer Dünya, güneşe şu an bulunduğu noktadan biraz daha uzak olsaydı tamamıyla donaçak ve böylece yaşam olmıyaçaktır. Eğer Dünya, güneşe şu anki konumundan daha yakın bir durumda olsaydı yine yaşam olmıyaçaktır. Çünkü aşırı sıcaklık, yaşam olanağını enngellerdi. Örnektende anlaşılıyorki her halükarda muazzam bir denge ile karşıkarşıyayız.
Insan tarihine baktığımızda, insanlar bir çok şeye tapmışlar. Ançak mantık ve düşüncemiz bize bir tek Tanrıın olduğunu söyler. Gökteki ve yeryüzündeki herşeyi yaratan Allah‘dır. Allahın bir çok ünvanı vardır ve Allah‘ın isimleri; Tanrı, Rabb, Huda, Hu, Allah, vs. Evrende, herşeye hakim olan Allahtır. Yaşatanda o dur, alanda o dur. Ruhu, insanın bedenine koyan ve ruhu insanın bedeninden alan da yine Allahtır. Ruh, insandan daha çok üstün bir yaşam türüdür. O zaman mukkades ruh nedir? O Allahın faal kuvvetidir.
Allahın başlıca nitelikleri; Adeletli, hikmetli, kudretli, merhametli, inayetli, bağışlayıcı, cömert, vs. sabırlı olmasıdır. Insanların tek görevi, Allaha itaat edip O‘na laik olmaktır.
Yaratılan, yaradanın görünüş alanına çıkışıdır. Bu görünüş alanının merkezinnde ise, Kamil-i Insan vardır. Insan, evrenin „küntü kenzidir“ (gizli hazinesidir) yani kainatın aynasıdır. Insanın sadece küçük bir bedenden oluşmadığını, Şahı Merdan Ali şöyle ifade etmektedir.
„Sen kendini küçüçük bir bedenn sanıyorsun; oysa ki koskoca bir evren sendedir. Sen ey insan, açıklayıcı bir kitap gibisin; harfler içteki sırları açığa vuran vasıtalardır. Derman sende, ama senin haberin yok. Insan tanrının konuşan dili ve ağzıdır. „Sen seni bilirsen yüzün Huda,dır; Sen seni bilmezsen, Hakk senden cüdadır.“
Tanrısal görünüşün en olgun örneği, Şahı Merdan Alinin nesnel varlığıdır. Şahı Merdan Ali, beşeri alemde; Ilmiyle, irfaniyle, edep erkaniyle en olgun ve yetkin insandır. Kamil ve erdemliğin bütün faziletlerine sahip olan Şahı Merdan Ali, Alevilerin ibadet ve inancının mıhenk taşı olmuştur. Tanrısal görünüşün O‘nda tecelli etmesi; Bu insan üstü, yetkinlik ve özelikleri nedeniyledir.
Insan merkezli olan Alevi inancı, üç önemli kavram üzerine yapılanmıştır. Bu üç kavram, özden gelip yine aynı öze geri dönme, özüyle bir olma evreleridir.
Özü, öze ulaştıran bu üç evreler
1- Erdemliğe ulaşma evresi,
2- Varlıkların birliğine ulaşma evresi ve
3- Allahın birliğine ulaşma evresidir.
Ham ervahlıktan erdemliğe; Erdemlikten, varlıklar birliğine ve Varlıklar birliğinden de Allahın birliğine ulaştıran yeğane ilahi güç, sevgidir. Şahı Merdan Ali ise, bu evrenlerin bir bütünüdür ve irşad kapısıdır.