"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Alevi gençliği ve önemi

Gençlik, bir toplumun geleceğidir. Gençliğini doğru bir temelde geliştirmeyen toplumlar yok olmaya mahkümdürler. Bu doğru tespit, Alevi toplumu içinde geçerlidir. Bu tespitin bize verdiği mesaj; Bir toplumun, bir milletin geleceği, kendi gençliğinin elindedir.
Şahı Merdan Ali, „Çocuklarınızı yaşadığınız çağa göre değil, onların yaşayacakları çağa göre yetiştirin“ diyor.
Dolayısıyla geleceği gençliğinin elinde olan bir toplum gençliğini, hiç bir zaman ihmal etmemelidir. Gençliğini iyi yetiştirmiş bir toplum, kendi geleceğini garanti altına almış demektir.
Alevi inancı evrensel olduğu için de, evrenin tümünü kucaklar ve tümünden sorumludur. Hal böyle olunca da Alevi gençliğine, büyük sorumluluk düşmektedir ve tarihi örgütlenmesini de bu sorumluluk ekseninde yapması gerekir.
Aleviler, bir dönüm noktası içine girmişlerdir. Alevi gençliği bu kritik dönemde Alevi toplumunun; Istem ve beklentilerini yerine getirmekle beraber önderlik kabiliyetini yaşama geçirmek sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
Gençlik değişen, değiştirendir; Öğrenen ve öğrentendir. Yaşam mücadelesinde; Üretimde, motor gücü gören, paylaşımda öncü olan ve emek ortamında, öncü konumundadır.
Küreselleşen hayat ortamında, dünyanın her bir yanına dağılan gençlik, büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadır. Bu tehlike, asimilasyondur. Gelenek göreneklerine, kültürüne, manevi değerlerine sahip çıkmadığı andan itibaren ortak değerlerini kaybeden bir gençlik, asimilasyona uğrayıp; Bir başkasının değirmenine su taşımak zorunda kalacaktır. Işte bir toplumun yok olup gitmesi, uğradığı asimilasyonun ürünüdür.
Asimilasyonla tarumar olmuş bir Alevi gençliği; Alevi toplumunu yarınlara taşıması mümkün değildir Kendi toplumunun aynası olması, motor gücü olması ve öncülük rolünü yerine getiremesi mümkün değildir.
Bir toplumunun gençliği asimilasyona ve o toplumun yok olmaması için Alevi gençliği; Allahın birliğine inanıp, Muhammed Alinin felsefesine bağlı kalıp, İmam Cafer-i Sadıkın Buyruğunu kendine rehber alarak, Alevi öğretisi ve inancı doğrultusunda laik, demokratik, çağdaş, değer ve düşüncelerle donatılmış kadrolar yetiştirerek ve kendi kurumlarını oluşturarak Aleviliği, dünya alemine taşıya bilir. Bu bir tarihi sorumluluktur.
Bu değerlere bezenen gençlik; Konum ve rolü gereği bencil, çıkarcı, menfaatçı ve daha önemlisi kendisine duyulan güveni sarsmadan iyi niyet doğrultusunda kendi ve toplumun sorunlarına sahip çıkarak tarihi rolünü yerine getirmelidir.
Gençliğin önünde bireysel, ailevi, toplumsal ve bunun gibi bir yığın sorunları vardır. Bu sorunların çözümü gençliğin kendisidir. Sorunlardan kaçmak yerine, bütün zorluklara rağmen çözüm olmalıdır. Bu çözümü toplumunu kucaklayarak, birlik ve beraberlik içinde çözüm bulmalıdır.
Muhammed Ali yolu; Insanlığın yoludur, ilim ve irfan yoludur. Şahı Merdan Ali; „Cehaleti ilimle geri çevirin“ diyor. Ve Pir Hüğnkar ise; „İlimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır“ diyor.
Dolayısıyla insani değerlerin yaşatılması için; Başta aile olmak üzere, hayatımızın her alanında çocuklarımızı; Alevi ilim irfaniyle, gelenek ve görenekleriyle, dört kapı kırk makam öğretisiyle, eline, diline ve beline sahip olma ahlakiyle yetiştirmeliyiz. Kendi değerleriyle yetişmemiş bir gençlik, asimilasyona en uygun olan gençliktir. Gençlik; Ekilmemiş bir tarlaya benzer, kim ne ekerse onu biçer.