Alevilik günümüze, „Yazılı“ ve „sözlü“ kaynaklarla gelinmiştir. Bu süreç içerisinde inancı uğruna serini veren hunharca yol erenleri, evlatları olmuştur. Dolayısıyla Anadoluda hayat bulan Alevilik, hunharca masum insanların kanıyla harmanlanmıştır.
Hz.Muhammed Mustafa; „Size iki emanet bırakıyorum” buyurmuştur.
Birincisi Ehli Beyt ve ikincisi, Allahın kelamı olan Kuran-dır.
Bu ıki emanet, yolun teminatıdır yani uyulması gereken asıl ilkedir.
Diğer yazılı kaynaklar
1- Şahı Merdan Alinin Neçh-ül Belaga kitabı. Yani Kuran-ı Kerimin özetlenmiş hali.
2- İmam Cafer-i Sadık Buyruğu, Şeyh Safi buyruğu, vs.Buyruklarda Muhammed Ali yolunun ilim irfanı, manevi yaşama dair gelenek ve görenekler yer almaktadır.
3- Hüsniye kitabı. Abbasi halifesi Harun Reşidin sarayında; Hüsniye ile Emevi yanlısı diğer bir deyimle sünni alimleri arasındaki Ehli Beyt tartışmasını konu edinen kitaptır.
4- Pir Hünkarın Muhammed Ali yolunu anlatan Velayetname ve Menkıbesi ve
5- Muhammed Ali yoluna gönül vermiş şairler, yazarlar, tarihçiler, araştırmacılar, vs.
Hüsniye, İmam Cafer-i Sadık zamanında, Imamın evinde kendisine hizmet eden bir zattır. Ve aynı zamanda İmam Cafer-i Sadıkın eğitimini, bilgisini, ilm ve irfanını öğrenerek, zamanın ünlü bilginleriyle ve bunların içerisinden dünyaca tanınan dini ulema Ibrahim bin Halit olmak üzere; Ehli Beytin inancını ve haklılığını savunmuştur. Bu vesileyle kendisini bilgi ve birikim açısından Ehli Beytin haklılığını savunacak bir şahsiyete sahip olduğunu da ispatlamıştır.
Hüsniye, İmam Cafer-i Sadıkın şehit edilmesinden sonra, zamanın halifesi Harun Reşidten; İmam cafer-i Sadık ve diğer Ehli Beyt şehitlerinin intikamını almak adına ve bunu da Harun Reşidin sarayında, onun emevi inanç dayanaklarnı çürüterek, Ehli Beytin haklılığını kanıtlamaya karar verir. Nitekim Hüsniye, Harun Reşidin huzurunda dönemin uleması ve önemli din bilginleriyle tartışarak, Ehli Beyt haklılığını kaynaklariyle ortaya koyar.
Hüsniye, Ehli Beyte tartışılmaz bağlılığını; Sahip olduğu bilgi ile ortaya koyup, Ehli Beyt düşmanlarını yenilgiye uğratarak, Ehli Beyt inancını hayata geçmesini sağlamıştır. Ehli Beyt inanç esasları karşısında; Halife Harun Reşid, diğer emevi yani sünni din bilginlerinin asılsız ve temelsiz inanç bilgileri de çürütülmüştür.
Hüsniye ile Harun Reşidin önerdiği emevi din alimleri arasında yapılan bu tartışma; Ehli Beyt gönül dostlarına klavuzluk yapmış ve karanlığa da ışık tutmuştur.
Sözlü kaynaklar
Ulu Ozanlardır. Aleviliğin günümüze taşınmasında büyük payı olan Ulu Ozanlarımız; Allahın ilahi kelamı olan Kur‘an-ı Kerimi, şiirlerinde, deyişlerinde, ağıtlarında; En sade ve anlaşır dilden özetliyerek, tecrübe ederek insanlara ulaştırmış, aktarmış ve insanların mazlumiyet içinde, riyasızca inanç ve ibadetlerini yapmaları sağlanmıştır. Ulu Ozanlarımızın bu kutsal çizgisi günümüzde, diğer yol ozanlarınca devam edilmektedir.
Sonuç itibariyle yazılı ve sözlü kaynaklarda, anlatılan Alevilik; Muhammed Ali ve On Iki Imam, yoludur. Muhammed Mustafa‘yla sonlanan peygamberlik, dini önderlik Velayet makamı ile devam etmiştir.
Velayet makamı, Hakka giden manevi yolda; Insanlara yol göstermekle, bireysel-toplumsal adaleti sağlamakla, kısacası taliplerin bir bütün olarak ikararında durmalarını sağlamakla yükümlüdür.
Allah eyvallah, Ilim muhabbetiyle kalın