Bu yılın safer ayında Mansür İbn Hübeyrenin şehrinden Bağdata göçtü ve kendi şehrini inşa etti. 145 yılı olaylarında Mansürun Bağdat şehrini hangi sebeplerle kurduğunu anlatmıştık. Şimdi şehrin inşasını anlatacağız. . Mansür Bağdat şehrini kurmağa karar verince adamlarıyla istişare etti. Bağdatın planını çizen Halid b. Bermek de bunlar arasındaydı. Medain şehrinin ve Kisranın sarayının yıkılması ve enkazının Bağdata taşınması konusunda da fikrini sordu. Halid: «Ben bunu uygun görmüyorum, orası İslamın alametlerindendir, orayı gören böyle bir şehrin ve sarayın sahiplerinin dünya imkanlarıyla ve dünyevi sebeplerle yok edilemeyeceğini, bunu ancak dinin yapabileceğini görür. Ayrıca orada Ali b. Ebi Talibin namaz kıldığı yer vardır.» diyerek karşılık verdi. Bunun üzerine: «Hayır ey Halid, sen bu fikre İranlılara karşı olan sempati ve zaafından dolayı karşı çıkıyorsun.» dedi ve “Beyaz Sarayın yıkılmasını emretti. Sarayın bir kısmı yıkıldı ve enkazı taşındı, fakat bu yıkım ve taşıma işinin malzeme olarak demir kullanılmasından daha fazla masraflı olduğu görüldü. Mansür Halid b. Bermeki çağırıp durumu anlatınca Halid: «Ey Müminlerin emiri! Ben daha önce bunu yapmamanız gerektiğini söylemiştim, fakat madem ki bu işe başladın, artık bu işten vazgeçmemelisin. Vazgeçersen, “Başkasının yaptığı şeyi yıkmaga bile gücü yetmedi” derler.» dedi. Bu fikre de iltifat etmedi ve yıkımdan vaz geçti. Vasıt şehrinin kapılarını naklettirip Bağdat şehrine koydurdu. Bir kapı Şamdan getirildi. Halid b. Abdullah el-Kasrinin yapmış olduğu başka bir kapı da Küfeden getirildi. Şehrin merkezinde olan Sultana bazı mahallelerin halkının bazılarından daha yakın olmasını önlemek için şehri daire şeklinde yaptırdı. Etrafına iki sur inşa ettirdi, içteki sur dıştakinden daha yüksekti. Sarayını merkeze yaptırdı. Büyük cami de sarayının yanına yapıldı. Caminin planını Haccac b. Ertat yaptı. Kıblesi doğru değildir. Namaz kılarken Basra kapısına doğru biraz dönmek gerekir. Cami saraydan sonra yapıldığından ve sarayın yönü kıbleye uygun olmadığından kıblesi böyle hatalı olmuştur. Kullanılan kerpiçler 1×1 zira ölçüsündeydi. Yıkıldığında bir kısmı tartıldı, bir kerpiç yüz on altı rıtl ağırlığındaydı. Mansürun kumandanları ve katiplerinden çoğunun köşklerinin kapıları caminin meydanına açılıyordu. Amcası İsa zayıflığını mazeret göstererek meydan kapısından köşküne kadar binekle gitmek için izin istedi, Mansür izin vermedi. Evlerin kapılarının caminin meydanından kemerlerin duvarlarına çevrilmesini emretti. Şehirde çarşılar vardı. Bizans melikinin elçisi gelmişti, Rebie ona şehri gezdirmesini emretti. Elçiye: «Şehri nasıl buldun?» diye sordu. «Elçi: «Binalar güzel, fakat düşmanların şehirle beraber, onlar da avam tabakasıdır.» diye karşılık verdi. Elçi dönünce onların Kerh bölgesine nakledilmelerini emretti. Başka bir rivaycte göre, onları şehir dışına çıkarmasının sebebi yabancıların gece gelip orada gecelemeleri ve bazen bunların arasında casusların bulunmasıydı. Rivayete göre, Mansür İbrahim b. Abdullahla birlikte isyan edenleri takip ediyordu. Bağdat muhtesibi Ebu Zekeriyya Yahya b. Abdullahın İbrahime sempatisi vardı. Ayak takımından bir grubu topladı ve Mansüra karşı nümayiş yaptılar. Onları yatıştırdı, Ebu Zekeriyayı da yakalatıp öldürttü. Çarşıyı dağıttı, bakkallar konusu hatırlatılınca her mahallede sadece bakliyat ve sirke satan bir bakkal bulunmasını emretti. Yolların genişliğini kırk zira yaptırdı. Şehrin, mescidin, sarayın, çarşının, surların, hendeklerin ve şehrin kapılarının yapımı için 4.000.833 dirhem harcandı. İnşaatçılardan bir usta bir gümüş kırat gündelikle, bir amele ise iki habbe gündelikle çalışıyordu. İnşaat bitince bütün kumandanları hesaba çekti.ve artan paraları aldı. Halid b. Saltda on beş dirhem kalmıştı, hesap edip onu da aldı.