"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Süleyman bin hişam bin abdülmelikin mervan bin muhammede karşı çıkması

Bu yıl Süleyman bin Hişam bin Abdülmelik Mervanın halifeliğini tammadı ve Onunla savaştı.

Bunun sebebi daha önce anlattığımız gibi idi. Şam askerleri daha önce Onun yanına gelip Mervanı makamından düşürmeyi telkin ettiler ve şöyle dediler: “Sen insanların en çok razı olduğu kimsesin ve hilafete Mervandan daha çok layıksın.” Süleyman onların bu isteğini kabul edip kardeşleri ve köleleri ile yürüdü ve geldi, Kınmsrinde ordugahını kurdu. Şam halkına mektup yazdı, her taraftan yanına geldiler. Mervanın bundan haberi olunca Kırkisiyadan buraya döndü, ibn Hübeyreye de durmasını söyledi. Mervan dönerken Hısnul-Kamilden geçti. Burada Süleymanın kölelerinden ve Hişamın evlatlarından bir grup vardı. Bunlar da Mervana karşı kaleye çekildiler. Mervan bunlara şöyle haber gönderdi: “Askerim olmak isteyen bir kimseye eziyet vermenizden sizi sakındırırım. Eğer böyle bir şey yaparsanız, size hiç bir emniyet hakkı tanımam.” Ona: “Biz böyle bir şey yapmak istemiyoruz.” diye haber gönderdiler. Mervan gidince diğer insanlardan Mervana bağlı olanlar üzerine baskın yapmağa başladılar. Mervan bunu duyunca çok kızdı.

Süleymana Şamlılar, Zekvanlılar ve diğerlerinden yetmiş bin asker toplanıp geldi. Süleyman Kınmsrin toprağından Husaf karyesinde ordugahını kurdu. Mervan geldiğinde derhalOnunla savaşa tutuştu. Aralarındaki çarpışma şiddetli oldu. Süleyman ve beraberinde olanlar yenildiler. Mervanın süvarileri öldürerek ve esir ederek onları kovalamağa başladı. Süleymanın ordugahını yağmaladılar. Mervan bir yerde, iki oğlu da iki ayrı yerde durdu. Emniyetle görevli Kevser de ayrı bir yeri tuttu. Mensan onlara köleler haricinde yakaladıklarını esir etmemelerini, öldürmelerini emretti. O gün öldürülenler sayıldı, bunların sayısı otuz bini geçiyordu. Süleymanın büyük oğlu ibrahim Hişam bin Abdülmelikin dayısı Halid bin Hişam el-Mahzumi de katledilmişti. Esir ettikleri askerlerin çoğu köle olduklarını iddia etmiş, Mervan da öldürülmelerine engel olarak bunların yaralı askerler ile birlikte satılınalarını emretmişti.
Süleyman gidip Hımsa vardı. Kendisi ile birlikte bulunanlardan kurtulanlar gelip başına toplandılar, ordugahını burada kurdu. Mervanın emriyle Hımsın surlarından yıkılanları yaptırdı. Mervan içinde oturanlara kızmış olduğu için Hısn-ı Kamile yürüdü, halkını sıkıştırıp itaati altına aldı ve ibret alacakları cezalar verdi. Merhamet sahipleri bunları alarak yaralarını sardılar; bir kısmı öldü, diğerleri ise yaşadı. Burada cezalandırılanların sayısı üç yüz kadardı. Sonra Süleyman ve yanındakilerin üzerine yürüdü. Süleymanla birlikte olanlardan bir kısmı diğerlerine: “Mervan tarafından ne zamana kadar kırılacağız?” dediler ve yedi yüz süvari ölüm üzerine birbirlerine söz verip yeminleştiler. Bir tuzağa düşürebilirlerse, hepsi toplu olarak bir gece baskını yapmak için yürüdüler. Bunların gelmekte oldukları haberi Mervana ulaşınca onlara karşı korunma tedbirini aldı. Harp nizamı içinde sakınarak siperlerden onlara doğru yürüdü, böylece baskın yapmaları mümkün olmadı. Yolu üzerinde zeytin ağaçlarında gizlendiler, o harp nizamında yürürken üzerine saldırdılar ve kılıçtan geçirmeğe başladılar. Mervan onlardan uzaklaştı ve süvarilerini çağırdı, geldiler. Günün yükselmesinden ikindiden sonraya kadar savaştılar. Süleymanın askerleri yenildiler ve içlerinden de altı bine yakını öldürüldü.
Süleyman adamlarının yenilgisi haberini alınca kardeşi Saidi Hımsta yerine bırakarak kendisi Tedmüre gitti ve orada ikamet etti. Mervan Hıms üzerine indi ve halkını on ay kuşatarak sıkıştırdı. Gece ve gündüz onlara taş atacağı seksen küsur mancınık kurdu. Hımslılar da her gün Mervana karşı çıkıp savaşıyorlardı, bazen de ordugahının bazı bölümlerine gece baskını yapıyorlardı. Hıms halkı arkası arkasına musibete uğrayınca Mervandan, Said bin Hişam ve bunun iki oğlu Osman ve Mervan ve Mervanın askerine baskın yapan Sekseki denilen bir adam ve Mervana söven bir Habeşiyi hariç tutmaları şartıyla, eman talep ettiler. Bu Habeşi zekerine eşek zekeri bağlar, sonra: “Ey Süleymoğulları; ey şöyle, şöyle oğulları! işte sizin sancağınız şudur.” derdi. Mervan onların bu isteğini kabul etti, Said ve iki oğlundan sağlam söz aldı, Seksekiyi öldürdü, Habeşli adamı da Süleymoğullarına teslim etti. Onlar da Onun zekerini, burnunu ve diğer bazı organlarını kestiler. Mervan Hınıs işini bitirince Harici Dahhaka doğru yürüdü.
Denildiğine göre Süleyman bin Hişam Husafda yenilince kaçarak gitti, Irakda bulunan Abdullah bin Ömer bin Abdülazize geldi ve Onunla birlikte Dahhakın yanına çıkıp beyat etti ve Onu Mervanın üzerine yürümeğe teşvik etti. Onların şairlerinden birisi şöyle söyledi:

Görmedin mi, Allah dinini galip getirdi; Kureyş Bekir bin Viii!in arkasında namaz kıldı.

inşaallah, ileride anlatacağımız üzere, Irak Valisi olan Nadr bin Said elHareşi bu durumu görünce, Abdullah bin Ömere gücünün yetmeyeceğini anladı ve Mervana gitti. Kadisiyyeye gelince Küfedeki Dahhakın vekili ibn Milcan Onun yoluna çıktı, savaştılar, Nadr da Onu öldürdü. Dahhak bunun üzerine Müsenna bin imran el-Aiziyi Küfeye vali yaptı.
Sonra Zilkade ayında Dahhak Musul üzerine yürüdü. ibn Hübeyre de gelip Aynüt-Temre kondu. Müsenna bin iınran Onun üzerine yürüdü ve günlerce savaştılar. Müsenna ve Dahhakın komutanlarından bir kaçı öldürüldü. Hariciler ve bunlarla birlikte bulunan Mansur bin Cumhur yenilip Küfeye geldiler. Burada kendilerinden olanları topladılar, tekrar ibn Hübeyre üzerine yürüdüler. ibn Hübeyre günlerce bunlarla savaştı, sonunda Hariciler yenildiler. ibn Hübeyre Küfeye geldi ve buradan da Vasıta yürüdü. Dahhak adamlarının başına gelenleri haber alınca ibn Hübeyre ve askerleri üzerine Abide bin Sevvar et- Tağlebiyi gönderdi, bu da gelip Sarat (Fırata dökülen bir ırmak) kıyısına indi. ibn Hübeyre onlara doğru dönüp geldi, Saratta karşılaştılar. (Bundan sonra Dahhakın isyanına ait haber inşaallah gelecektir.)