"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Abdurrahman bin habibin afrikayı istilasi

Abdurrahman bin Ebi Ubeyde bin Ukbe bin Nafi babası ve Külsum bin iyaz öldürülünce 122 yılında mağlup oldu, sonra Endülüse gitti. Bu hususu daha önce anlatmıştık. Abdurrahman Endülüse hakim olmak istemiş, ancak bu mümkün olmamıştı. Hanzala bin Safvan Afrikaya vali olunca Ebu-Hattarı Endülüse emir olarak gönderdi. Bu durumda Abdurrahman iyice ümidini kesmiş ve Ebu-Hattardan korktuğu için de Afrikaya dönmüştü. Abdurrahman 126 yılının cemaziyülevvel ayında Tunusa çıktı. Bu esnada Velid bin Yezid bin Abdülmelik Şamda halife olmuştu. Abdurrahman halkı kendisiyle birlikte olmağa davet etti, halk da bunu kabul etti. Onları Kayrevana götürdü. Kayrevanlılar Abdurrahman ile savaşmak istedi, fakat Hanzala buna mani oldu; çünkü Hanzala ancak kafir ve Harici olanlarla savaşılacağı görüşünde idi. Hanzala Kayrevanın ileri gelenlerinden kabile reisIerini Abdurrahmana göndererek Onu itaate davet etti. Abdurrahman bunları yakalayıp rehin alarak Kayrevana götürdü ve: “Kim Kayrevandan bir taş atacak olursa, yanımda olan rehinelerin hepsini öldürürüm.” dedi. Bu yüzden hiç bir kişi Abdurrahman ile savaşamadı. Hanzala Şama gitti, Abdurrahman 127 yılında Kayrevan ve Afrikanın diğer yerlerini istila etti.
Hanzala Şama doğru yola çıkınca Afrikalılar ve Abdurrahmana karşı savaşa çağırdı. Afrikalıların bir kısmı Onun isteğine olumlu cevap verdiler. Afrikada bu yıl içinde veba ve taun hastalığı zuhur etti. Bu hastalık onların yakasını ancak muayyen zamanlarda bıraktı. Araplar ve Berberilerden bir grup kişi Abdurrahman üzerine baskın yaptı, bundan bir süre sonra da öldürüldü.
Abdurrahmana saldıranlardan birisi de Urve bin Velid es-Sadefi idi. Bu şahıs Tunusu işgal etti. Ebu Attaf imran bin Attaf el-Ezdi de ayaklandı ve Tayfasa indi. Berberiler dağlarda isyan ettiler. Sabit es-Sanhaci Bacede bunlar üzerine yürüdü ve hepsini ele geçirdi.

Abdurrahman kardeşi ilyaSı altı yüz süvari ile hazırlayarak Ona: “Ebü Attaf el-Ezdinin askerlerini geçinceye kadar git. Eğer askerleri seni görecek olursa o vakit uzaklaş ve sanki Tunusa Urve bin Velid ile savaşa gidiyormuşsun gibi hareket et.” dedi; ayrıca: “Falanca yere vardığında benim kendisiyle mektup göndereceğim adam gelinceye kadar bekle; mektup geldikten sonra yazılanları oku ve istenilenleri yerine getir.” diye ekledi.
ilyas yola çıktı, Abdurrahman peşinden mektup göndereceği adamı çağırttı ve mektubunu vererek: “Ebü AttMın askerlerinin olduğu yere git. ilyas Ebü AttMın askerlerinin yanına vardığında onlar silaha davramrlar ve at binerler. Onlardan uzaklaşınca da silahlarını bırakırlar ve emniyete kavuşmuş olurlar. işte sen tam bu anda ilyasın yanına var ve mektubu ver.” dedi. Mektubu alan adam yola çıktı ve Ebü AttMın askerlerinin bulunduğu yere vardı. ilyas Ebü Attafın askerlerinin yanına varınca askerler atlarına binmek için harekete geçtiler; ancak ilyas onlardan uzaklaşıp Tunusa doğru yönelince Ebü Attaf ve askerleri rahatladılar ve: “ilyas şimdi aslanın ağzına girdi, çünkü bu tarafta biz, öbür tarafta da Tunus var.” dediler. Ebü Attaf ve askerleri emniyete kavuşunca ilyasın peşinden gitmeye karar verdiler. Kendilerini güven içerisinde görürlerken, Abdurrahmanın kendisi ile mektup gönderdiği adam ilyasa gelerek mektubu verdi. Mektupta: “Ebu AttMın adamı senden emin olunca onlar gafletteyken üzerine git.” yazılıydı. ilyas geri döndü ve Ebü Attaf ile adamları henüz silahlarını kuşanmadan üzerlerine saldırdı ve komutanları olan Ebü AttMı 130 yılında öldürdü. ilyas, kardeşi Abdurrahmana bir haber göndererek kazandığı zaferi müjdeledi. Abdurrahman da ilyasa bir mektup yazarak Tunuslular üzerine yürümesini emretti. Mektupta: “Tunuslular gördüklerinde Ebu Attaf zannederler ve senden emin olurlar, sen de onların üzerine bu haldeyken hücum edip zafer elde edersin.” diye yazmıştı.
ilyas Tunusluların üzerine gitti ve aynen Abdurrahmanın dediği gibi oldu. Oraya vardığında liderleri olan Urve bin Velid hamamda idi. Daha elbisesini giymeden ilyas üzerine baskın düzenledi. Urve bir havluya sarınıp vücudunu sildi ve çıplak olarak ata bindi. ilyas Ona: “Eyata binmiş olarak gelen Arap!” dedi. Urve geri döndüğünde ilyas bir darbe indirdi. ikisi kucak kucağa geldiler ve birlikte yere düştüler. Urve neredeyse ilyasa üstünlük sağlayacaktı. Bu ara ilyasın azatlısı yardıma geldi. Böylece ilyas Urveyi öldürdü ve başını keserek Abdurrahmana gönderdi.
ilyas Tunusta kaldı. Abdücebbar ve Haris isminde iki kişi Trablusda ayaklandı. Bunlar ora halkının birçoğunu öldürdüler. Abdurrahman, 131 yılında bunlar üzerine yürüdü, iki grup arasında savaş oldu. Abdurrahman bu iki kişiyi öldürdü. Bu iki şahıs Haricilerin ibadiye koluna mensuptular.
Abdurrahman Berberiler ile savaşmak için asker hazırladı, 132 yılında Trablus surunu inşa etti ve daha sonra Kayrevana döndü. Sonra 135de Tilimsanda Berberiler ile savaşarak onları mağlup etti. Sakaliyyeye bir ordu gönderdi. Bu ordu galibiyet elde etti ve birçok ganimet ele geçirdi. Bir başka orduyu da Serdaniyeye gönderdi. Bu ordu da birçok Rumu öldürüp ganimet elde etti. Abdurrahman Mağribin her yanını dağıttı, hiç bir kuvvet Ona üstünlük sağlayamadı.
Abdurrahman Afrikada iken Mervan bin Muhammed öldürüldü ve böylece Emevi Devleti sona ermiş oldu. Abdurrahman bunun üzerine Abbasi halifeleri adına hutbe okudu ve Seffaba itaat etti. Daha sonra Emevilerden bir grup insan Abdurrahmana geldi. Kendisi ve kız kardeşi gelen Emeviler ile evlendiler. yanına gelenler arasında Velid bin Yezid bin Abdülmelikin oğulları As ile Abdülmümin de vardı. Bu ikisinin amcalarının kızı da Abdurrahmanın kardeşi ilyas ile evliydi. Abdurrahmana bu iki kişinin fesat çıkarmak için çalıştıkları haberi gelince bunları öldürdü. As ile Abdülmüminin amcalarının kızı, kocası ilyasa: “Kardeşin Abdurrahman senin hanım tarafından akrabalarını öldürdü, sana onları kontrol ettirmedi, seni hafife aldı; sen ise Onun vurduğu kılıcısın, her hangi bir yeri fethetsen, Abdurrahman halifeye: “Oğlum Habib fethetti.” diye bildiriyor, o kendi yerine veliaht olarak oğlunu bırakıp seni azledecek.” dedi, ilyası devamlı bu şekilde sözler söyleyerek tahrik etti. Karısının sözlerinden etkilenen ilyas kardeşi Abdurrahmana bir hile düşündü.
Daha sonra Seffab vefat etti ve yerine Mansur halife oldu. Mansur Abdurrahmanı Afrikada bıraktı ve hilafetin ilk zamanlarında giymesi için siyah bir elbise gönderdi. Bu Afrikaya giren ilk siyah elbise idi. Abdurrahman da ona hediye gönderdi ve bir mektup yazarak: “Bugün Afrika tamamen Müslüman olmuştur, artık burada esir ve ganimet yoktur, bu yüzden benden mal isteme.” dedi. Mansur buna çok kızdı ve bir elçi göndererek Abdurrahmanı tehdit etti. Abdurrahman Mansurun gönderdiği elbiseyi üzerinden çıkararak parçaladı. Mansur da Abdurrahmanın kardeşi ilyasa yardım etti. Kayrevan tarafından bir grup insan Abdurrahmanı öldürüp kendisini yerine geçirme ve böylece tekrar Mansura itaati sağlama hususunda ilyasla ittifak etti. Abdurrahman bunu duyunca ilyasa Tunusa gitmesi için emir verdi. ilyas kuşandı ve güya kardeşi ile vedalaşmak için yanında biri ile Abdurrahmanın yanına girdi, bu kişi ile birlikte kardeşi Abdurrahmanı öldürdü. Abdurrahman 137 senesinin Zilhicce ayında öldürülmüştür. Afrikada on yıl yedi ay valilik yapmıştır.
Abdurrahman öldürüldüğünde ilyas oğlu Habibin yakalanması için kapıyı tuttu, ancak ele geçiremedi. Habib Tunusa kaçtı, amcası imran bin Habibe vararak babasının ilyas tarafından öldürüldüğünü haber verdi. ilyas bunların üzerine yürüdü, aralarında savaş oldu, nihayet 133 yılındaanlaşma yaptılar. Buna göre, Kafsa, Kastayla ve Nefzave Habibe; Tunus, Satfüre ve Cezire imrana; Afrikanın geri kalan kısmı ise ilyasa bırakıldı. Anlaşma olunca Habib eski görevine döndü, ilyas da kardeşi imran ile birlikte Tunusa gitti. Daha sonra ilyas anlaşmayı bozarak kardeşi imranı öldürttü ve böylece Tunusu ele geçirdi. Burada da Arapların ileri gelenlerinden birçoğunu öldürdü ve sonra Kayrevana döndü. ilyas burada durumunu iyice sağlamlaştırınca içlerinde Afrika kadısı Abdurrahman bin Ziyad bin Enamın da bulunduğu bir grup elçiyi Mansura göndererek kendisine bağlı olduğunu bildirdi.

Habib bundan sonra Tunusa gitti ve oraya sahip oldu. ilyas da peşinden Tunusa geldi ve aralarında önemsiz bir savaş oldu. Gece karanlığı basınca Habib çadırını terk etti ve bir grup süvariyi Kayrevana gönderdi. Bu süvari grubu Kayrevana girdi ve hapishanede olanları çıkardı. Böylece Habibin taraftarları çoğalmış oldu,
ilyas Habibi istemek için Tunusa geri geldi. Taraftarlarının bir çoğu Onu terk ederek Habibin yanına geçtiler, böylece de Habibin ordusu büyümüş oldu. Sonra Habib ilyasa doğru yürüdü. iki ordu karşılaştılar. ilyasın taraftarları ihanet ettiler, Habib iki tarafın arasına girerek ilyasa hitaben: “Biz niçin iyi insanları ve dostlarımızı öldüruyoruz? Sen de ortaya çık, ikimiz çarpışalım, hangimiz diğerini öldürür se ondan kurtulmuş olur.” dedi. ilyas biraz tereddüt ettikten sonra ortaya çıktı, ikisi şiddetli bir şekilde dövüştüler. ikisinin önce mızrakları, daha sonra da kılıçları kırıldı. Habib ılyası yendi ve öldürdü, bilahare de Kayrevana girdi. Bu olay 138 yılında vuku buldu.
ilyas ın kardeşleri Berberilerin yanına kaçtılar. Bunlara “Verfücume” deniliyordu. Bunlar Berberilere iyice bağlandılar. Habib Verfücume üzerine yürüdü ve onlarla savaşarak yendi. Daha sonra Kabise gitti. Onun buraya gitmesinden dolayı Verfücumenin durumu kuvvetlendi. Berberiler ile Hariciler de onlar tarafına geçtiler. Verfücumenin başkanı Asım bin Cemil idi. Bu kişi peygamberlik ve kahinlik iddiasında bulundu. Dinin prensiplerini değiştirerek namazı artırdı, ezandan Peygamberimizin adını çıkardı. Asım yanındaki Arapları teçhiz ederek Kayrevan üzerine göndermeğe hazırlandı.
Bunun üzerine Kayrevandan bir grup elçi gelerek Onu kendi taraflarına ahde vefaya, korunma ve Mansura bağlılığa davet ettiler. Bunun üzerine Asım, bir kısım Arap ve Berberiler ile birlikte onların üzerine yürüdü. Bunlar Kayrevana yaklaşınca, burada olanların hepsi savaş için çıktılar. Aralarında çok şiddetli savaş oldu. Kayrevanlılar mağlup oldular. Asım yanındakiler ile birlikte Kayrevana girdi. Verfücume burada haramları helal kıldı; kadınlarla çocukları esir aldılar, hayvanları da camiye bağlayarak çok fena şeyler icra ettiler.
Asım daha sonra Habibi istemek için Kabise gitti. Burada savaş oldu ve Habib yenildi. Habib buradan Evras dağına kaçtı ve oraya sığındı. Taraftarları Ona yardıma kalkıştılar. Asım Ona yetişti ve aralarında tekrar çatışma çıktı. Asım burada mağlup oldu, kendisi ve taraftarlarının çoğu öldürüldü. Habib sonra Kayrevana gitti. Bu sırada Abdülmelik bin Ebil-Cad ortaya çıkarak Asımdan sonra VermcUmenin başına geçerek isyan etti. Habible bunlar arasında savaş oldu. Habib yenildi ve taraftarlarından bir çoğu 140 yılının Muharrem ayında öldürüldüler.
Abdurrahman bin Habib on yıl yedi ay, kardeşi ilyas bir yıl altı ay, Abdurrahmanın oğlu Habib ise üç yıl Afrika valiliği yapmıştır.