Behlül bin Bişr (lakabı: Küsare)in isyanı bu yılda olınuştur. Sebebine gelince:
Behlul haccetmek niyetiyle çıkmış, uşağına bir dirhem vererek sirke satın almasını emretmiş, uşak da BehlUle sirke yerine şarap getirmişti. Behhll bunun üzerine derhal gidip şarabı iade etmesini ve parayı geri almasını emretmiş, fakat şarabı satan bunu kabul etmemişti. Behlul o köyün amiline (amil Sevaddandır) gelerek durumu arzetmiş, amil de: “Şarap senden de, sözünden de hayırlıdır.” diye cevap vermişti.
Behlul haccı ifa etmek için yoluna devam etti, ancak isyan etmeğe karar vermişti. Mekkede kendi görüşünde olanlarla görüştü, Musul köylerinden birinde toplanmak üzere sÖzleştiler. Orada kırk kişi toplanıp Behlulu başkan seçtiler. Asıl niyetlerini gizli tutarak uğradıkları amillere bazı işleri yapmak üzere Hişam tarafından görevlendirildiklerini söylüyor ve posta hayvanları alıyorlardI. Uşağın şarabı satın aldığı köye ulaştıklarında Behlul: “Öldürmeğe önce amilden başlayalım.” dedi. Arkadaşları: “Biz Halidi öldürmek istiyoruz; eğer bu amili öldürmek ile başlarsak maksadımız yayılır. Halid ve diğerleri bizden korunurlar. Bunu öldürüp de, mescitleri yıkıp kiliseler, havralar yaptıran, Müslümanların işlerini Mecusilere tevdi eden, Müslüman kadınları zlınınilere nikahlayan Halidi elden kaçırmamız iyi olmaz, Onu öldürüp rahatlayalım.” dediler. Behlul: “Vallahi, ben bunu öldürmeden bir yere gitmem, ben bunu da, Halidi de öldürmek istiyorum.” diyerek buradaki amili öldürdü. Halk bunların isyancı olduğunu anlayıp kaçtılar. Postacdar bunları Halide haber verdiler, fakat reisIerinin kim olduğunu bilmediklerini söylediler.
Halid Vasıttan Hlreye geldi. Orada Hind amiline yardım için Şamdan gelmiş bir ordu bulunuyordu. Bu orduyu isyancıları bastırmakla görevlendirerek onlardan bir kişi öldürene Şamda aldıklarının dışında ayrıca mükafat vereceğini ve Hindistana gitmekten muaf tutacağını vaat etti. Bunu duyunca isyancılar üzerine koşuştular. Önderleri Kaynoğullarından biri idi ve emrinde altı yüz kişi vardı. Halid bunlara iki yüz kişilik bir kuvvet dahailave etti. Bunlar Fırat kenarında birleştiler. Kaynlı önder yanında bulunan Halidin sonradan ilave ettiği güvenlik ekiNne: “Bizimle beraber olmayın da zaferi o ve arkadaşları kazansın.” dedi. Behluı bunlara doğru ilerledi, Kaynlıya saldırarak onu yaraladı. Şamlılar ve güvenlik ekibi hezimete uğradı. Behllil ve arkadaşları bunların peşine düşerek yakaladıklarını katlettiler ve Küfeye kadar geldiler. Şamlılar çok güzel atlar üzerinde olduklarından Behlul bunlara yetişemedi, fakat Küfenin güvenlik ekibine yetişip yakaladı. Bunlar Behlüle: “Allahtan kork, biz zorla ve istemeyerek gönderildik.” dediler. Behluı bunların başına mızrakla vurarak: “Haydi, çabuk olun.” dedi. Öldürdüğü Kaynlının üzerinde bulduğu on bin dirhemi (bedre) aldı.
Küfede Behllil gibi düşünen altı kişi vardı. Bunlar da isyan edip Behlule katılmak istediler, fakat Sarifeynde katledildiler. Behllil oraya gelerek:
“Bunları kim öldürdü ise bu on bin dirhemi ona veriyorum.” dedi. Bir grup insan gelerek isyancıları kendilerinin öldürdüklerini söylediler. Behlulü Ha•• lidin yanından geliyor zannettiler. Behllil o köy halkına bunların doğru söyleyip söylemediklerini sordu. Köylüler o altı isyancıyı bunların öldürdüklerini doğrulayınca Behlül bunları katledip o köyden ayrıldı.
Halid askerlerinin hezimete uğradığını ve Sarifeynde yapılanları öğrenince Behlul üzerine Şeyban soyundan Havşeb bin Yezid bin Rüveymoğullarından biri komutasında bir ordu gönderdi. iki ordu Musul ve Küfe arasında karşı karşıya geldiler. Küfeliler yenilerek Halide geldiler. BehIul aynı gün Musula gitmek niyetiyle hareket etti. Musul amili Hişama yazarak Behlul ve adamlarını bildirdi ve bir ordu istedi. Hişam Ona şöyle yazdı: “Bu gelen isyancılara karşı Küsare bin Bişri gönder”. Hişam Behlülü sadece lakabıyla tanıyordu. Amil tekrar Hişama yazarak isyancının Küsare bin Bişr olduğunu haber verdi. Behlül arkadaşlarına: “Biz vallahi, (Halidi kastederek) ibnun-Nasraniyyeye (hristiyan kadının oğluna) bir şey yapmayacağız. Halidi emir tayin edenin başını niçin istemeyelim.” diyerek Şamda bulunan Hişamın üzerine yürüdü. Hişamın amilleri Behlıllün kaleye girmesine izin verdikleri takdirde Hişamın başına bir iş getireceğinden korktular. Halid Iraktan, Cezire Amili Cezireden, Hişam Şamdan birer ordu gönderdiler. Bu ordular Cezire ve Musul arasında Deyr denilen yerde birleştiler. (Bir rivayete göre Kuheyı denilen yerde). Behlıll Deyrin kapısına kadar geldi. yanında bulunan yetmiş kişiyle birlikte bu orduya saldırdı. O gün akşama kadar savaşarak ordudan bir kaç kişiyi öldürdü. Ordu yirmi bin kişiydi. Epeyce ölü ve yaralı verdiler. Daha sonra Behlıll ve arkadaşları hayvanlarını keserek yaya hücum ettiler. Olanca güçleriyle savaştılar. Behlıllün arkadaşlarından çoğu katledildi, Behlıll de ağır bir şekilde yaralandı. Arkadaşları Behlılle kendisinden sonra bir emir seçmesini söylediler. Behlıll: “Ben öldüğüm takdirde Müminlerin emiri Diame eşŞeybani, o ölürse el-Yeşkuridir.” dedi.
Behlıll o gece öldü. Sabah olunca Diame onları tahliye ederek kaçtı.
Dahhak bin Kays, Behlılle mersiye yazmıştır: “Ben Ebu Bişrin ölümünden sonra düşmana yardımcı olan kimseler gördüm.
Sanki onlar dün bizim dostlarımız, arkadaşlarımız değildi. Ey göz! Artık kendinden yaşlar dök ve bizim için ağla. Onlar bizim için dünyanın içini ve dışını boşalttılar ve Huld cennetlerinde bize komşu oldular.
Behlul ölünce Amr Yeşküri isyan etmiş ve kısa zaman sonra katledilmiştir. Ayrıca Eşhebin arkadaşı Bahteri altmış kişilik bir grupla Halide isyan etmiş, Halid Sımt bin Müslim Beceliyi dört bin kişilik orduyla bunlar üzerine göndermiştir. Bunlar Fırat kenarında karşılaşmışlar ve isyancılar hezimete uğramıştır. Küfe halkının köleleri ve düşük kişileri bunları yakalamış ve öldürünceye kadar taşlamışlardır.
Daha sonra Vezir es-Sahtiyani bir grupla Hirede Halide karşı ayaklanmış, geçtiği her köyü yaktırmış, karşılaştığı her insam katletmiş ve burada bulunan eşyayı ve beytülmali zorla ele geçirmiştir. Halid bunun üzerine de bir ordu göndermiştir. Sahtiyani savaştan sonra yaralanmış olarak yakalanıp Halidin yanına getirilmiş, Halide yönelerek nasihat etmiştir.
Duyduğu şeyler Halidin hoşuna gitmiş ve Sahtiyaniyi katletmiyerek hapse attırmıştır. Geceleyin Onu yanına getirtiyor ve konuşuyordu. insanlan katleden, köyleri yakan, malları mubah kılan bir harici (isyancı)yi yakaladı ve geceleyin sohbet dostu (semir) edindi, denilerek Halid Hişama ispiyon edildi.
Hişam hiddetlenerek Halide bir mektup yazıp Onu öldürmesini emretti. Ancak Halid öldürme işini erteledi. Hişamın Sahtiyaniyi katledip yaktırmak konusunda ikinci mektubunu alınca Onu ve bir kaç kişiyi katledip yaktırdı.
Ölünceye kadar Kuran okumayı bırakmadı. Son olarak şu ayeti okuyordu: Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şiddetlidir; keşke anlasalardı. (Tevbe, 81)