Yezid bin Abdülmelik bu sene içerisinde üç yıldır amil olarak bulunan Abdurrahman bin Dahhakı Mekke ve Medinedeki görevinden azlederek yerine Abdülvahid Nadrlyi getirmiştir.
Abdurrahman Fatıma binti Huseyn bin Ali ile evlenmek istemişti. Fatıma:
“Ben evlenmek istemiyorum.” dediyse de Abdurrahman ısrar etti ve “Eğer kabul etmezsen en büyük oğluna içkiden dolayı değnek vurdururum.” dedi. (Fatımanın büyük oğlu Abdullah bin Hasan bin Hüseyn bin Aliyi kastediyor.)
O sırada Medinede divan (mali işler) görevlisi Şam ehlinden ibn Hürmüz idi. ibn Hürmüz hesapları takdim etmek üzere Yezide gidecekti. Veda etmek için Fatımaya uğrayıp bir ihtiyacı olup olmadığını sordu. Fatıma:
“Emire benim ibn Dahhaktan çektiklerimi haber ver.” dedi. Ayrıca durumu teferruatıyla anlatan bir mektup yazarak başka bir elçiyle gönderdi.
ibn Hürmüz Yezidin yanına geldi, Medinenin durumu hakkında bilgi verdi, fakat Fatımadan hiç bahsetmedi. Yezid: “ilgi çekici, garip bir haber yok mu?” diye sordu. O sırada hacip Yezide kapıda Fatıma binti Hüseynden gelen bir elçi olduğunu haber verdi, ibn Hürmüz: “O benimle de bir mesaj göndermişti.” diyerek Yezide durumu anlattı. Yezid yatağından inerek: “La ümme lek! Bu durumu biliyorsun da bize haber vermiyorsun.” diye ibn Hürmüze çıkıştı. ibn Hürmüz unuttuğunu mazeret olarak ileri sürdü. Yezid, Fatımanın elçisini içeri aldı, mektubu alıp okudu. Elindeki çubukla vurarak:
“ibn Dahhak ileri gitmiş; Onun işkence, azap çığlıklarını bana işittirecek yok mu?” diye sordu. “Abdülvahid bin Abdullah Nadri vardır.” denildi. Kendi eliyle AbdÜıvahide bir mektup yazdı, “Seni Medine Valiliğine tayin ettim. Medineye git, ibn Dahhakı azlet, Onu kırk bin dirhem borçlu çıkar ve öyle bir işkence et ki, ben burada yatağımda feryatlarını işiteyim.” dedi.
Postacı mektubu götürdü, ibn Dahhakın huzuruna çıkmadı. ibn Dahhak postacının geldiğini öğrenince içeri alarak bin dinar verdi ve bildiklerini anlatmasını istedi. Haberci durumu anlattı. ibn Dahhak çabucak Mesleme bin Abdülmelike giderek himayesi altına girmek istedi. Mesleme Yezide gidip dayısının isteğini söyledi. Yezid: “Her ihtiyacına, isteğine evet; fakat ibn Dahhak hariç.” dedi. Meslemenin: “Vallahi, zaten benim isteğim de ibn Dahhak ile ilgiliydi.” demesi üzerine de; “Vallahi Onu ebediyen affetmeyeceğim.” diye karşılık verdi.
Onu tekrar Medineye, AbdÜıvahide gönderdi. Abdülvahid Onu çok feci bir şekilde cezalandırdı. ibn Dahhak yünden bir cübbe giyerek dilenme durumuna düştü.
Abdülvahid Nadri 104. senenin Şevval ayında gelmiştir. Dahhak Ensara eziyet etmiş, şairler ve salih kişiler kendisini hicvetmişlerdi. Huyu ve ahlakı güzelolan Nadri kendilerine vali olunca Onu pek sevmişlerdi. Abdülvahid Nadri bir şey yapmak istediği zaman Kasım bin Muhammed ve Salim bin Abdullah bin Ömer ile istişare ederdi.