Bu galibiyetten sonra Hazarlar başka ülkelere saldırmak amacıyla toplandılar. O sıralarda Yezid bin Abdülmelik Cerrah bin Abdullah Hakemiyi Armeniaya göndermiş ve kuvvetli bir• ordu ile destekleyerek Hazar Türkleri üzerine saldırmalarını emretmişti. Bunların gelişi Hazarlar arasında kulaktan kulağa yayıldı. Hazar Türkleri geri dönüp Bab ve Ebvaba indiler. Cerrah Berzeaya geldi, orada biraz istirahat etti, sonra Hazar üzerine yürüyerek Kürr Nehrini geçti. Bu dağda oturan bazı kimselerin Hazar Melikine kendi gelişini ihbar ettiklerini işitti. Hemen halk arasında şöyle bağırttı: “Komutan (Cerrah) burada bir kaç gün kalacaktır, bolca yemek yapın.” Orada bulunan Hazar Melikinin adamı durumu hemen melikine iletti ve acele ile hareket etmemelerini istedi.
Fakat gece olunca Cerrah hemen hareket emrini verdi. Cebri yürüyüşle Bab ve Ebvab şehirlerine vardılar. Hazarlar bundan habersizdi. Cerrah bölgeye girerek dört bir yana yağma ve baskın için seriyyeler gönderdi. Bu seriyyeler ertesi gün ganimetlerle döndüler. Hazar Türkleri meliklerinin oğlu komutasında Cerrah ve askerlerinin üzerine yürüdüler. Ran Nehri kıyısında iki ordu karşı karşıya geldi. Hazar Türkleri yenilgiye uğramaktan kurtulamadılar.
Pek çoğu öldürüldü, pek çoğu da esir alındı. Müslümanlar onların bütün ağırlığını alarak Husayn diye tanınan bir kaleye geldiler, buranın halkıyla da bir miktar mal karşılığında sulh yapıp onlara eman verdiler. Sonra Yorgo denilen şehre gelip altı ay kadar kaldılar. Burada bazı savaşlar yaptılar, daha sonra bunlara eman verdiler.
Cerrah daha sonra Belencere geldi. Belencer meşhur bir kaledir. Belencer ahalisi Müslümanların kaleye girmesini engellemek için üç yüz kadar acele (kaleyi savunmağa yarayan dönmeli alet) temin edip bunları birbirlerine sıkıca bağladılar. Bu aletler Müslümanları iyiden iyiye yıldırmıştı. Bunların verdiği zararı görünce otuz kadar adam ölümü göze alarak yekvücut halinde hücuma geçtiler, bu aletlere doğru yürüdüler. Düşmanlar bu otuz Müslümanı ok yağmuruna tuttular, fakat Müslümanlar geri dönmediler. Sonunda bu aletlere ulaşıp iplerini kestiler, hepsi birbirine bağlı olduğundan çözülüp aşağı indiler, böylece diğer Müslümanlar da saldırıya geçtiler. Çok çetin bir savaş oldu; öyle ki, her iki taraf da sonucun ne olacağını kestiremiyordu. Sonunda Hazarlar mağlup oldular, Müslümanlar kaleyi ele geçirip içinde bulunan şeyleri ganimet olarak aldılar. Her bir süvari yaklaşık üç yüz dinar almıştı. Paranın toplam miktarı otuz küsur bin dinar idi.
Cerrah Belencer Melikinin ailesini ve çocuklarını aldı. Meliki yanına getirterek ailesini, mallarını ve kaleyi iade etti, sonra bu meloo orada olup biteni kendine haber verecek bir casus olarak bıraktı.
Cerrah Belencerden ayrılarak Vebendere geldi, Vebenderde kırk bin ev Türk vardı. Cerrah bunlarla haraç vermeleri kaydıyla anlaşma yaptı. Daha sonra bu ülkede bulunanlar toplanarak Müslümanların geçeceği yolları tuttular. Belencer Hükümdarı hemen bu durumu Cerraha bildirdi. Cerrah geri dönerek Rüstak Melliye geldi. Bu sırada kış bastırdı. Müslümanlar orada ikamet etmeğe karar verdiler. Cerrah Allahın kendilerine muhayyer kıldığı fetihleri ve kafirlerin kendilerine karşı ordu topladığını Yezid bin Abdülmelike bildirerek yardım isledi. Yezid asker göndereceğini vaat etti, fakat bundan önce ec eli Onu yakaladı. Bu orduya daha sonra Hişam bin Abdülmelik asker göndermiş ve Cerrahı görevinde bırakmıştır.