"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Mühellebin kiş halkı ile barış yapması

Bu yıl içerisinde Mühelleb Kiş halkı ile barış yaptı. Bunun sebebine gelince: Mühelleb Mudardan bir grup kişiyi itham altında bulundurarak onları hapsetti ve Kiş halkı ile barış yaparak geri döndü. Yerine Huzaalıların azatlısı olan Hureys bin Kutbeyi vekil tayin ederek: “Fidyeyi teslim aldığın takdirde Kiş halkından almış olduğum rehineleri de onlara geri ver.” dedi ve yola koyuldu.
Belhe varınca Hureyse şöyle yazdı: “Onlara rehinesini iade edecek olsan bile sana baskın düzenlemeyeceklerinden emin değilim. O bakımdan sen fidye alsan bile Belhe varıncaya kadar sakın rehineleri serbest bırakma.”
Bunun üzerine Hureys, Kiş hükümdarına şöyle bir haber gönderdi: “Mühelleb bana şu şu şekilde bir mektup yazmış bulunuyor. Şayet sen fidyeyi vaktinden önce ödeyecek olursan ben de sana rehineleri teslim eder, buradan giderim; Ona da mektubu elime ulaştığı sırada sizden fidyeyi almış olduğumu ve rehineleri iade etmiş olduğumu belirtirim.”

Bunun üzerine Kiş hükümdarı fidyeyi vaktinden önce verip rehinelerini geri aldı, Hureys de onların arazisini terk etti. Yolda Türkler karşılarına çıktı ve Ona: “Sen kendini de, beraberindekileri de fidye vererek kurtar. Biz Mühellebin oğlu Yezidle karşılaştık, O da fidye vererek kendisini kurtardı.” dediler. Hureys onlara: “Böyle yaparsam beni de Yezidin annesi doğurmuş olsun.” diyerek onlarla çarpışh; bir kısmını öldürdü, bir kısmını da esir aldı. Daha sonra bu esirlere karşılık fidye ödediler. Hureys onları serbest bıraktığı gibi fidyelerini de iade etti.
Mühelleb Hureysin söylediklerini haber alınca: “Bu köle herif Yezidin annesinin kendisini doğurmasından utanıyor mu?” diyerek kızdı. Belhe ulaşınca Ona: “Rehineler nerede?” diye sordu. Hureys: “Senin mektubun gelmeden önce onları serbest bırakmıştım ve korktuğun şeyi de önlemiş oldum.” dediyse de Mühelleb: “Yalan söylüyorsun, sen onları kendini yaklaştırmak için böyle yaptın.” diyerek üzerinden elbiselerinin çıkartılmasını emretti. Hureys bu durumdan oldukça sıkıldı ve gazaba geldi, Mühelleb adeta Onun hastalandığını zannetti. Elbiselerini çıkarttırıp otuz kırbaç vurdurdu.
Hureys şöyle der: “Keşke bana üç yüz kamçı vurdursaydı da elbisemi çıkartarak beni utandırıp rezil etmeseydi. ”
Hureys Mühellebi öldürmek için yemin etti. Bir gün Mühelleb ile birlikte binmiş gidiyorken yanında bulunan iki köleye Mühellebi vurmalarını emretmiş, ancak köleler Onun emrini dinlemeyerek: “Senin öldürülmenden korkuyoruz.” diye cevap vermişlerdi. Daha sonra Hureys Mühellebin yanına gitmekten vazgeçti. Mühelleb kardeşi Sabit bin Kutbeyi göndererek Hureysi getirmesini istemiş ve Ona şöyle haber göndermişti: “Sen de benim bir çocuğum sayılırsın. Seni de onlardan birisini tedip ettiğim gibi tedip ettiğimi kabul et.” Sabit kardeşi Hureyse giderek Mühellebin yanına gitmesini istediyse de Hureys gitmeyip kesinlikle Onu öldüreceğine dair yemin etti. Bu sefer Sabit şöyle dedi: “Eğer sen bu görüşte ısrar ediyorsan haydi birlikte Abdullah bin Hazimin oğlu Musanın yanına gidelim.” Sabit Hureysin Mühellebi öldürmesinden korkmuş ve bunun neticesinde hep birlikte öldürüleceklerinden çekinmişti. iki kardeş kendilerine kesinlikle bağlı olan üç yüz kişiyle birlikte oradan çıkıp gittiler.