Bu yıl içerisinde Umeyr bin Hubab bin Cade es-Sülemi öldürüldü. Önce Kays ile Tağlib arasındaki savaşın ortaya çıkış sebebini açıklayacak ve olayların Umeyrin öldürülmesiyle neticeleninceye kadar takibini yapacağız.
Kays ile Tağlib arasında olan bu savaşın sebebi şudur: Merc Rahit olayı sona erince Züfer bin Haris el-Külai de daha önceden sözünü ettiğimiz şekilde Karkisiyaya gitti. Umeyr de Mervan bin Hakeme beyat ettiğinde, Merc Rahit alayında Kayslıların öldürülmesi konusunda bazı menfi kanaatlere sahipti. Mervan bin Hakem, Ubeydullah bin Ziyadı Cezire ve Irak üzerine gönderdiğinde Umeyr de Onunla birlikte idi. Aynul-Verde denilen yerde Süleyman bin Surad ile karşılaştılar. Daha sonra Ubeydullah, Züfer ile savaşmak üzere Karkisiyaya gitmek istemiş, ancak Umeyr Onu bundan alıkoyarak Muhtarın ordusunun varışından önce Musula gitmesini söylemişti. Bunun üzerine Ubeydullah da oradan Musul üzerine gitmiş ve Hazır denilen yerde ibrahim bin Eşter ile karşılaşmıştı. Umeyr ibrahim karşısında geri çekilince Ubeydullahın ordusu bozguna uğradı, Ubeydullah da öldürüldü. Bunun üzerine Umeyr Karkisiyaya varıp Züfer ile birlik oldu. Her ikisi de Kayslılardan öldürdükleri kimseler sebebiyle Kelbliler ile Yemaniyelileri aramağa başladılar. Kendileriyle birlikte Tağliblilerden de bazı kimseler olup bunlar hem onlarla birlikte çarpışıyor, hem de yol göstericilik yapıyorlardı.
Abdülmelik ise Musab ile uğraştığından onlarla uğraşamıyordu. Umeyr Nasibini de ele geçirdi. Daha sonra Karkisiyada kalmaktan usandı, bu bakımdan Abdülmelikten eman istedi, Abdülmelik de eman verdi. Ancak Abdülmelik daha sonra vermiş olduğu emanı bozarak Onu kendisinin Reyyan adındaki bir azatlı kölesinin yanında hapsetti. Umeyr, Reyyana ve beraberinde bulunan diğer bekçilere şarap içirerek onları sarhoş etti. Daha sonra iplerden yapılmış bir merdivenden aşağı indi ve hapishaneden çıkıp Cezireye döndü. Harran ile Rakka arasındaki Belih Nehri yakınlarında konakladı. Kayslılar gelip etrafında toplandılar. O da Kayslılarla birlikte Kelb ile Yemaniye Kabileleri üzerine baskınlar yapıyordu. Onunla birlikte bulunanlar Tağliblilerin himayelerini istiyor ve Tağliblilerin hristiyan olan yaşlıları da onları himayelerine alıyorlardı. Bu durum aralarında savaşa kadar varmayan bir kargaşalık çıkmasına sebep oldu. Bu olay Abdülmelikin Musabın ve Züferin üzerine yürümesinden önceye rastlıyordu.
Daha sonra Umeyr Kelbliler üzerine baskın düzenleyip oradan geri döndü ve Habur yakınlarında konakladı. Tağliblilerin kaldıkları yerler ise Habur, Fırat ve Dicle arasında idi. Umeyrin konakladığı yerde Temimlilerden, Tağliblilerin yanında evli olarak bulunan Ümmü Düveyi adında bir kadın da vardı. Umeyrin arkadaşlarından olan Harişoğullarından bir genç gidip Onun koyunlarından bir kaç tane alınca kadın Umeyre bunu şikayet etti, fakat Umeyr kadını korumadı. Bu sefer kadının geri kalan koyunlarından da alınmak istenince Tağliblilerden bir grup karşı koydu. Bu karşı koyanlar arasında bulunan Tağlibli Mücaşi adında birisi de öldürüldü. Kadın oğlu Düveyi gelince durumu şikayet etti. Düveyi Tağliblilerin sayılı atlılarındandı. Kavminden olan atlılarla birlikte yola koyuldu. Yolda Kayslıların yaptıkları ve annesinden alınan koyunlar kendisine anlatıldı. Bunun üzerine bir grup Tağlibli başlarına Şuays bin Müleyki geçirip Harisoğulları üzerine baskın yaptı. Harisoğullarının yanında Numeyrlilerden de bir grup bulunuyordu. Tağlibliler onlardan bazı kimseleri öldürdüler ve Ümmü Heysem diye bilinen bir kadına ait bir kaç deveyi önlerine katıp götürdüler. Kayslılar onlara engelolmak istedilerse de başaramadılar. Bununla ilgili olarak Ahtal şöyle der:
Eğer Barıştileri bize sorarsanız,
Biz onların ahmaklık ve akılsızlıklarına uğradık.
Barıştiler bizi sardığı bir sabah,
Yemek artıklarına hırlayan köpek gibiydiler.
Ümmü Heyseme yardım için bir grupla geldiler,
Fakat bir deveyi bile geri götüremediler.