"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Amr bin saad ile hüseyinin katline katılan diğer kişilerin öldürülmeleri

Daha sonra Muhtar bir gün arkadaşlarına şöyle dedi: “Yarın ben ayakları büyük, gözleri içeri girmiş, kaşları gür bir kimseyi öldüreceğim. Onu öldürmek müminleri de mukarreb melekleri de sevindirecektir.” Heysem bin Esved en-Nehai de Onun yanında bulunuyordu. Muhtarın bu sözleriyle Amr bin Saadı kast ettiğini anladı. Evine döne-rek oğlu Uryanı Amrın yanına gönderdi ve Ona durumu bildirdi. Hey-semin oğlu durumu Amra bildirince şöyle dedi: “Hay Allah babanın iyiliğini versin, bu adam bu kadar söz ve bu kadar teminat verdikten sonra beni nasıl öldürebilir?”
Abdullah bin Cade bin Hubeyre, Aliye olan yakınlığı dolayısıyla Muhtarın yanında en değerli bir kimse idi. Amr bin Saad, Abdullah ile konuşmuş ve kendisine Muhtardan eman almasını istemişti. Abdullah Amrın bu isteğini yerine getirmiş, Muhtar da Ona bir eman yazıp vermiş ve emanında hadeste bulunmamasını şart koşmuştu. Muhtar buradakihades kelimesiyle tuvalete girmemesini kast etmişti. Durumu haber alan Amr bin Saad. Uryanın dönüşünden sonra evinden çıkıp hamama gitti. Kendisinin bir azatlısına durumu ve daha önce almış olduğu emanı bildirince, azatlı kölesi Ona şu cevabı verdi: “Senin şu yaptığından daha büyük bir hades olabilir mi? Çünkü sen aileni ve eşyanı orada bırakıp buraya gelmiş bulunuyorsun. Haydi, git ve aleyhinde delil olabilecek bir şey bırakma.” Bunun üzerine Amr geri döndü ve Muhtara Amrın gidişi haber verilince şöyle dedi: “Hayır, Onun boynunda kendisini geri çevirecek bir zincir vardır.” Sabah olunca Muhtar Amrın yanına Ebu Amreyi gönderdi. Ebu Amre yanına gitti ve Ona: “Emir seni çağırıyor.” dedi. Amr ayağa kalkınca cübbesi ayağına takıldı, Ebu Amre de elindeki kılıcı indirdi, Onu öldürdü ve kafasını alıp Muhtarın huzuruna getirdi. Muhtar orada oturmakta olan Amrın oğlu Hafsa: “Bunun kim olduğunu biliyor musun?” diye sorunca Hafs: “Evet biliyorum. Ondan sonra hayatta kalmanın da bir faydası yoktur.” dedi ve Hafs da öldürüldü. Bunun üzerine Muhtar şöyle dedi: “işte bu Hüseyine karşılık, bu da Hüseyinin oğlu Aliye karşılık; fakat kesinlikle aralarında eşitlik yoktur. Allaha yemin ederim, ben Kureyşin dörtte birini öldürecek olsam bile bunlar Onun bir parmak ucunun değerinde bile olamazlar.”
Muhtarın Amr bin Saadı öldürmek için harekete geçmesinin sebebi şu olmuştu: Yezid bin Şerahil el-Ensari, Muhammed bin el-Hanefiyyenin yanına gitmişti: Karşılıklı olarak konuşmuşlar, sonra Muhtardan söz açılmıştı. ibnulHanefiyye şöyle demişti: “O kendisinin bizim şiamız olduğunu ileri sürüyor, fakat Hüseyinin katilleri Onun yanında koltuklar üzerinde oturup Onunla konuşuyorlar. ”
Yezid geri dönünce durumu Muhtara bildirmiş, bunun üzerine o da Amr bin Saadı öldürerek hem Onun, hem de oğlunun kafasını ibnul-Hanefiyyeye gönderip, ayrıca ele geçirebildiklerini öldürdüğünü, Hüseyinin ölümünde hazır bulunan diğerlerini de takip etmeğe devam ettiğini yazmıştı.
Abdullah bin Şerik şöyle der:
“Ben işaretli elbise giyen ve üzerlerinde siyah cübbeler bulunan kişilere yetiştim. Bunlar yanlarından Amr bin Saad geçtiği zamanişte bu Hüseyinin katilidir. diyorlardı.”

Abdullahın sözünü ettiği bu durum, Muhtarın Amrı öldürmesinden öncedir.
ibn Sirin de şöyle der:
“Ali, Amr bin Saade şöyle demişti: “Ben sana bir gün gelip cennet ile cehennemden birisini seçmek üzere muhayyer bırakılacağını ve senin buna rağmen cehennemi seçeceğini söylesem ne dersin?”
Daha sonra Muhtar, Taylı Hakim bin Tufayle haber gönderip çağırttı.
Hakim Abbas bin Alinin üzerindeki eşyaları almış ve Hüseyine de bir ok atmıştı. Hakim şöyle derdi: “Benim okum pantolonuna takıldı, fakat Ona herhangi bir zarar vermedi.” Muhtarın gönderdiği kişiler gelip Hakimi aldılar, götürdüler. Hakimin ailesi Adiy bin Hatimin yanına gittiler ve onun kurtarılması için iltimasta bulunmasını istediler. Adiy bu konuda onlara başvurunca onların: “Bu Muhtarın bileceği bir iştir.” demesi üzerine Muhtarın yanına gitti. Muhtar Sebi Tepesi gününde eline geçirmiş olduğu ve Adiyin kavmine mensup olan kimseler hakkında Onun iltimasını kabul etmişti. Adiyin gelişini gören şiaya mensup kişiler: “Bizler Muhtarın Hakim hakkındaki iltimasını kabul edeceğinden korkuyoruz.” deyip aynen Hüseyini oklaması gibi Hakimi ok yağmuruna tuttular. Hakim, isabet eden oklarla adeta bir kirpiyi andırıyordu. Adiy bin Hatim, Muhtarın yanına girince Muhtar Onu yanına oturttu ve Hakim hakkındaki iltimasını kabul etti. Ayrıca Adiye şunu sordu: “Peki, sen Hüseyinin katilleri hakkında iltimas edilmesini helal kabul edebilir misin?” Adiy: “Bu konuda Hakime iftira ediliyor.” diye cevap verince de Muhtar: “O zaman biz de Onu sana bırakırız.” dedi.

Bu sırada ibn Kamil Muhtarın yanına girip, Hakimin öldürülüşünü haber vermiş, Muhtar: “Niye bu işte böyle acele ettiniz, neden Onu yanıma getirmediniz?” demiş, fakat gerçekte öldürülmesine sevinmişti. ibn Kamil, Muhtarın sorusuna: “Şialar erken davrandı ve beni etkisiz bıraktı.” diye cevap verdi. Buna karşılık Adiy, ibn Kamile şöyle dedi: “Hayır, yalan söyledin, senden daha hayırlı olan kimsenin benim iltimasımı kabul edeceğini zannettin ve elini çabuk tutup onu öldürdün.” ibn Kamil Adiye hakaret etmeye başlayınca Muhtar Onu bundan alıkoydu.
Muhtar, Hüseyinin oğlu Alinin katili olan Abdul-Kayslı Murre bin Munkizin de peşinden adamlar gönderdi. Murre yiğit bir kişi idi. Evinin etrafını çevirdiler, elinde mızrağı ile birlikte atının sırtında dışarı çıktı, onlarla çarpışmağa başladı. Eline bir darbe indirildi, fakat yine de onlardan kaçıp kurtuldu. Musab bin ez-Zübeyrin yanına vardı, ondan sonra da eli felç oldu.
Muhtar, Zeyd bin Rukad el-Cunubinin yakalanması için de adam gönderdi. Zeyd şöyle derdi: “Onlardan elini alnına koymuş bir yiğide bir ok attım. Eliyle gelen oklardan korunmak istiyordu. Attığım bu okla eli alnına yapıştı. Hiç bir şekilde elini almndan çekip kurtaramadı. işte bu yiğit, Müslim bin Akilin oğlu Abdullahtı. Ben Ona bu oku attığım zaman şöyle dua etti:Allahım onlar bizi yerimizden indirdiler ve zelil ettiler. Onlar bizi nasıl öldürdülerse sen de onları öldür. ” daha sonra Zeyd bir gence bir başka ok atmıştı, bununla ilgili olarak da şöyle derdi: “Yanına vardığımda bu genç ölmüştü, onu öldüren ve saplanmış bulunan okumu çekip çıkardım. Abdullahın alnındaki okumu da çekmeğe uğraştım, fakat okun sap kısmını almama rağmen ucu alnında kaldı. ”
işte bu Zeyde Muhtarın adamları gelince elinde kılıçla onların karşısına çıktı. ibn Kamil, Muhtarın adamlarına şu talimatı verdi: “Ona mızrak vurmayınız, kılıçla da vurmayınız, ok ve taş atınız.” Muhtarın adamları da aynı şeyi yaptılar, yere düştü ve diri diri yaktılar.
Muhtar Hüseyini öldürdüğünü iddia eden Sinan bin Enesin peşinden adam göndermiş, Basraya kaçmış olduğunu görünce evini yıktırmıştı.
Abdullah bin Ukbe el-Ganevinin de peşinden adam göndermiş, ancak Cezireye kaçmış olduğunu görünce Onun da evini yıktırmıştı. Abdullah genç bir çocuk öldürmüştü. Adı Harmele bin Katin olan Esedoğullarına mensup başka birisinin peşinden de yakalatmak amacıyla adam göndermişti. Bu adam Hüseyinin ailesinden bir kişiyi öldürmüştü, fakat bunu da bulamamışlardı.
Muhtar aynı zamanda adı Abdullah bin Urve olan Hasamlı bir adamın yakalanması için de adam göndermişti. Hasamlı bu kişi şöyle derdi: “Ben onlara tam on iki ok attım.” Ancak bu adamı yakalayamamışlardı, o da Musab bin ez-Zübeyrin yanına gitmişti. Bunun üzerine evini yıkmışlardı.
Diğer taraftan Sudalı Amr bin Subayhı yakalatmak istemişti. Amr şöyle diyordu: “Ben onlara mızrak salladım, yaraladım; fakat hiç kimseyi öldürmedim. ” Amr geceleyin Muhtarın yanına getirildi. Mızraklarla vurulmasını emredince ölünceye kadar mızraklandı.
Muhammed bin Eşasın peşinden de adam gönderdi. Muhammed, Kadisiyye yakınlarında bir köyde bulunuyordu. Onu aramışlar, fakat bulamamışlardı; çünkü O da Musabın yanına kaçmış bulunuyordu. Muhtar, evini yıktırmış, evinin kerpiç ve harcıyla Ziyadın daha önce yıktırmış olduğu Kindeli Hucr bin Adiyin evini yaptırmıştı.