Daha sonra Mervan beyat aldı ve Cabiye deki Merc Rahit üzerine yürüdü. Orada beraberinde bin atlı ile birlikte Dahhak bin Kays bulunuyordu. Dahhak Hıms Valisi Numan bin Beşirden yardım istemiş, O da kendisine Şurahbil bin Zül-Kelaı göndermişti. Dahhak aynı şekilde Kınnesrın Valisi Züfer bin Harisden de yardım istemiş, O da kendisine Kınnesrin halkından askerler göndererek yardımcı olmuştu. Nafi de kendisine Filistinlilerden asker göndermek suretiyle yardımda bulunmuştu. Bütün bu yardım kuvvetleri Dahhakın yanında toplanırken, diğer taraftan Mervanın yanında da Kelb, Gassan, Sekasik, ve Sekun kabileleri toplanmıştı. Mervan sağ kanadının başında Amr bin Saidi, sol kanadının başında da Ubeydullah bin Ziyadı komutan yapmıştı. Gassanlı Yezid bin Ebil-Gams Dimaşkda saklanmış olduğundan Cabiyede bulunmamıştı. Yezid Dimaşkı ele geçirmiş, Dimaşktaki Dahhak bin Kaysın amilini çıkartmış, hazineleri ve Bey tülmali eline geçirerek Mervana beyat etmiş, Ona mal, asker ve silah yardımında, bulunmuştu. Böylece bu Ümmeyyeoğullarının ilk başarısı olmuştu.
Mervan ile Dahhak Merc Rahitte yirmi gün süreyle çarpıştılar. Aralarında çok şiddetli çarpışmalar oldu. Sonunda Dahhak Dihye bin Abdullah tarafından öldürüldü. Onunla birlikte Şam bölgesinin eşrafından seksen kişi daha öldürüldü. Ayrıca Şam halkından da çok sayıda kişi öldürüldü. Kays Kabilesinden de hiç bir yerde benzeri görülmemiş sayıda insan öldürüldü. Bunlar arasında kavminin önderi olan ve Dahhak ile beraber bulunup Kelbli Vazi bin Zuale tarafından öldürülen Numeyrli Hani bin Kabisa da bulunuyordu. Hani yaralanınca şu beyitleri okudu:
Kahrolasıca adam, ölümü kaçmağa yeğ tutan Bir yiğidin işini bitir, Can çekişir bırakma beni; Çünkü senin gibi aşağılıkların okuna sabrederim, ben.
Bunun üzerine Vazi bir daha geri dönüp Onu öldürdü.
Bu vaka 65. yılın Muharrem ayında olmuştur. (6 Ağustos – Eylül 684 M.) Onun 64. yılın sonlarında olduğu da söylenmiştir.
Mervan, Dahhakın başını görünce bu durumdan memnun olmamış ve şunları söylemişti: “Yaşımın ilerlediği, gücümün zayıfladığı, kalan ömrümÜll süresinin eşeğin susadığı kısa süreye denk bulunduğu şu anda ben askeri birliklerimle geliyorum ve insanları birbirlerine kırdırıyorum.”
Merc de yenilenler bozguna uğrayıp kaçarak kendi ordularına katıldılar.
Hımsdan gelmiş olanlar Numan bin Beşirin başkanlığında Hımsa geri döndüler. Numan durumu haber alınca beraberinde hanımı Umarenin kızı Kelbli Naile olduğu halde, eşyaları ve çocuklarıyla birlikte kaçtı. Gece boyunca ne yapacağını şaşırdı. Sabah olunca Hımslılar Onu aramaya başladı. Onu aramaya koyulan kişi Kelbli Amr bin el-Celi olmuştu. Amr, Numanı bulup öldürdü, ailesini de başı ile birlikte geri getirdi. Hımslılardan Kelb Kabilesi geldiklerinde Naileyi ve çocuklarını alıp götürdüler.
Züfer bin Haris el-Külabi Kınnesrınde bozgun haberini alınca oradan kaçıp, Karkisiyaya sığındı. Karkisiyada vali olarak Yezid tarafından vaktiyle tayin edilmiş bulunan Zıyad el-Hareşı bulunuyor idi. Züfer, Ziyaddan hamama girmeyi istedi ve hamamdan çıkar çıkmaz Karkisiyada kalmayacağına dair talak vererek yemin etti. Ziyad da Onun bu şartla girmesine izin verdi. Fakat Züfer Karkisiyaya girince orayı ele geçirdi ve kendisini himayeye aldı. Hamama da girmedi. Kayslılar gelip Onun etrafında toplandı.
Diğer taraftan Cüzamlı Natil bin Kays Filistinden kaçarak Mekkede ibn ez-Zübeyrin yanına gitti. Mervan da Ondan sonra Filistin üzerine Ravh bin Zimbaı vali olarak tayin etti. Az bir zaman içinde Şam tam olarak Mervanın eline geçti ve Şamın çeşitli bölgelerine Mervaın valilerini tayin etti.
Denildiğine göre, Ubeydullah bin Ziyad, Ümeyyeoğullarının yanına kendileri Tedmürde bulundukları sırada vardı. O vakit Mervan beyat etmek üzere ibn ez-Zübeyrin yanına gitmeyi düşünüyor, ayrıca Ümeyyeoğulları için de bu vesile ile eman almak istiyordu. Ancak Ubeydullah Mervanı böyle bir iş yapmaktan vazgeçirdi ve Ona Tedmür halkını yanına alarak Dahhakın üzerine gidip Onunla çarpışmasını söyledi. Amr bin Said de Ubeydullahın görüşünü uygun görüp Halid bin Yezidin halkın gözünden düşmesi için annesi ile evlenmesini Mervana teklif etti. Bunun üzerine Mervan, Halidin annesi olan Ebu Haşim bin Utbenin kızı olan Fahite ile evlendi. Daha sonra Ümeyyeoğulları bir araya gelerek Mervana beyat etti. Arkasından Tedmür halkı da Ona beyat etti. Mervan büyük bir kalabalık ile birlikte Dahhakın üzerine yürüdü. Dahhak Onun karşısına çıktı ve birbirleriyle çarpışmaya başladılar. Sonunda Dahhak ve beraberindekiler bozguna uğradılar ve Dahhak da öldürüldü.
Züfer bin Haris Karkisiyaya gitmiş ve Karkisiyalılar Onun etrafında toplanmıştı. Züferin Karkisiyaya kaçıp gitmesi sırasında Süleymoğullarından iki genç de Onunla beraber idi. Mervanın atlıları gelerek onları aradılar. Bu iki genç Züfere: “Sen kendini kurtarmağa bak, bizler varsın öldürülelim.” dediler. Bunun üzerine Züfer onları bırakıp gitti ve bu iki genç de öldürüldü. Bu olay ile ilgili olarak Züfer şu şiiri söyledi:
Kahrolasın, bana silahımı göster! Bakıyorum ki savaş uzayıp gidiyor. Haber aldığıma göre Mervan Ya kanımı dökecek, ya dilimi kesecek. Biz onlara karşı surları yükseltirsek Yaşarız, ya da kaçıp kurtulabiliriz. Beni görmezseniz gafil sanmayın, Gelince de gördüğünüz için sevinmeyin. Ben ekini çöplüğe diktim, Yaprakları altından şerler görünüyor. Biz giderken yerde çer çöp kalmıyor, Ruhun arzularıysa olduğu gibi kalıyor. Yemin ederim Rahit Vakası Hassanda apaçık bir yara bıraktı. Bundan önceki musibette Kaçıp arkadaşlarımı bıraktığım görülmedi. Akşam olunca seslenip çağırdım da, insanların tümü aleyhimeydi, yoktu kimse lehime. Ben bir defacık kötülük yapınca Tüm günlerimi ve iyiliklerimi alıp gidecek mi? Barış yok, atlar yorgun düşünceye Ve kadınlarım Kelbinkilerden intikam alıncaya kadar. Ah keşke ben hücum edebilsem
Tenuha ve Tayyın iki koluna.
Buna cevap olarak Cevvaz bin Katal şunları söyledi:
Yemin ederim ki Rahit Vakası Züfere hastalıktan acı geldi. Tabipleri aciz bırakan bu hastalık Kaburga kemikleri ile barsaklarında yer etti. Ağlaştı Süleym ile Amirden ölenlere, Ve de Zübyandan; ağlatıyordu ağlaşması. Önce silahını istedi, fakat geri döndü Kesici uzun boylu kılıçları görünce. Bu kılıçlar aslan gibi yiğitlerin elinde, Çekiliyordu karşıdaki düşmana.
Kelbli Amr bin el-Celi de şu beyitlerin yer aldığı bir şiir söyledi:
Kayslı Züfer, kavmi öldürülünce Yaşları kuruyuncaya kadar, uzun uzun ağladı. Rahit te ölenlere ağlatıyor, Ona cevap verenler ise mezar kuşları ile puhular ancak. Rahitte Kayslıları çiğnedik, Darmadağın kaçıştılar, ortada kaldı kadınları. Bol bol ağlatıyor onları yaşları aka aka, Nizarın yardıma gelmesi ümidiyle. Kederle öl, ya da zelil olarak yaşa, Kederleri asla yatışmayan hasret dolu bir ruhla.
Yezid bin Ebll-Gans, islamdan irtidat etmiş ve Cebele bin Eyhem ile birlikte Bizanslılara sığınmış, bilahare tekrar Müslüman olmuş, Muaviye tarafında Sıffine katılmış ve Abdülmelik bin Mervan dönemine kadar hayatta kalmıştır.