"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Ukbenin Afrikadaki fetihleri ve öldürülmesi

Ukbenin Afrika Valiliğinden alınarak Şama dönmesinden daha önce söz etmiş idik. Ukbe Şama vardığı zaman Muaviye kendisine bir daha Afrikaya geri göndereceğine dair söz vermişti, ancak Ukbe henüz Şamda iken Muaviye vefat ettiği için Ukbeyi Yezid bu sene içerisinde yeniden Afrika Valiliğine tayin etmiş ve oraya göndermişti. Ukbe Kayravana alelacele ve azimle geri döndü ve oraya vardı. Varır varmaz Kayravan Emiri Ebül-Muhaciri yakalayarak zincirlere vurdu. Kayravan da kadın ve çocuklarla birlikte ve malların yanında bir grup asker bırakıp, yerine Züheyr bin Kays el-Belevlyi vekil tayin etti. Çocuklarını huzura getirterek Kaysa şöyle söyledi: “Ben bu nefs imi Allaha satmış bulunuyorum. O bakımdan Allaha kafir olanlarla sürekli olarak cihat etmeğe devam edeceğim.” Daha sonra da Kaysa kendisinden sonra neler yapacağına dair tavsiyelerde bulundu.
Daha sonra Ukbe büyük bir ordu ile birlikte Bagaye şehrine girinceye kadar yoluna devam etti. Bu şehirde Bizanslılardan haddinden fazla kişi bir araya gelip toplanmıştı. Onunla çetin bir çarpışmaya giriştiler. Sonunda önünden kaçmak zorunda kaldılar. Ukbe de önüne geleni öldürdü ve pek çok ganimet aldı. Yenilip kaçanlar şehre girdiler, Ukbe de onları kuşatma altına aldı. Daha sonra kuşatmayı devam ettirip orada kalmaktan hoşlanmadığı için Zab ülkesine doğru gitti. Burası içinde pek çok şehir ve kasaba bulunan geniş bir yer idi. Buranın en büyük şehri olanErabe adındaki şehre vardı. Orada bulunan Bizanslı ve hristiyanlar şehrin surlarına sığındılar, bir kısmı da dağlara kaçtılar. Müslümanlarla şehirde bulunan hristiyanlar defalarca çarpıştılar. Daha sonra hristiyanlar bozguna uğradılar ve atlılarından pek çok kişi öldürüldü. Ukbe oradan Taherte gitti.
Bizanslılar Ukbenin geliş haberini alınca Berberilerden yardım istediler. Berberiler Bizanslıların yardım teklifini kabul ederek onlara yardımcı oldular. Çok büyük bir kalabalık oluşturup Müslümanların karşılarına geldiler ve aralarında şiddetli bir çarpışma oldu. Düşmanların çokluğu sebebiyle Müslümanların işi oldukça sarpa sarmakla birlikte, daha sonra Yüce Allah onlara yardım etti, Bizanslılarla Berberiler bozguna uğradılar. Müslümanların kılıçları onları doğradı durdu, onlardan pek çok kişi öldürüldü, Müslümanlar da onların mallarını ve silahlarını ganimet olarak ellerine geçirdiler.
Ukbe daha sonra Tanca yakınında konaklayıncaya kadar yoluna devam etti. Adı Yilya (ilia) olan Bizans kumandanı ile karşılaştı. ilya Ona oldukça güzel bir hediye takdim etti ve Ukbenin vereceği hükme razı oldu. Ukbe Ondan Endülüsteki durumu sorunca gözünde oldukça büyüttü. Ardından Berberileri sordu, kumandan şöyle cevap verdi: “Onlar pek çoktur, sayılarını Allahtan başka hiç kimse bilmez. Yakın Susda bulunurlar ve kafirdirler. hristiyanlık dinine girmediler ve oldukça da kuvvetlidirler. ”
Bunun üzerine Ukbe, Yakın Susa (Tancanın batı tarafına düşer) doğru giderek üzerlerine yürüdü. Oraya yaklaşınca büyük bir Berberi topluluğu ile karşılaştı. Çok sayıda insan öldürdü ve kaçanların arkasından her yöne doğru atlılarını gönderdi. Kendisi ise Uzak Susa varıncaya kadar yoluna devam etti. Uzak Susda Berberiler sayılamayacak kadar büyük bir kalabalık halinde bir araya gelmişti. Onlarla karşılaştı, çarpıştı ve onları da bozguna uğrattı. Müslümanlar usanıncaya kadar önlerine geleni öldürüp durdular. Onlardan pek çok ganimet ve büyük sayıda esir aldılar. Ukbe daha sonra Maleyana varıncaya kadar yoluna devam etti ve Atlas Okyanusuyla karşılaşınca şöyle dedi: “Rabbim, şayet önümdeki şu deniz olmasaydı ben bu ülkede senin yolunda cihat etmek üzere devam edip gidecektim. ”
Ukbe geri dönünce Bizanslılarla Berberilerin korkuya kapılarak yolundan kaçıştıkları görüldü. Dönüşü sırasında bugünMaul-Feres diye bilinen bir yerden geçti ve orada konakladı. Bu bölgede henüz su yoktu. Herkes susuzluktan kıvranıyordu, pek çok kişi neredeyse susuzluktan ölecekti. Ukbe iki rekat namaz kılıp Allaha dua etti. Onun bir atı ön ayaklarıyla yeri eşti, orada bir kaya parçası çıktı ve bu kaya parçasından su fışkırdı. Bunun üzerinde Ukbe herkese seslendi, onlar da gelip içmek için pek çok yer kazıp su çıkardılar ve bol bol içtiler. Bu bakımdan buraya (Atın suyu anlamına gelen)Maul-Feres adı verildi.
Ukbe Kayravandan sekiz gün uzaklıkta bulunan Tubna şehrine varınca arkadaşlarına -düşmana karşı elde etmiş olduğu zaferlere güvenerek ve artık kendisinden korkacak hiç kimsenin bulunmadığı zannıyla- grup grup ileriye geçmelerini emretti. Kendisi de az bir asker alarak durumunu görmek amacıyla Tehuza şehrine gitti. Bizanslılar beraberinde bulunan askerlerin az olduğunu görünce iştahlandılar, kalelerinin kapısını kapatıp Ona hakaretlerde bulundular ve Onunla çarpıştılar. Ukbe onları islam dinine girmeğe davet ettiyse de onlar bu teklifini kabul etmediler.