Denildiğine göre bu yıl içerisinde Amr bin Said Medine Valiliğinden alınmış, yerine Velid bin Utbe bin Ebi Sufyan getirilmişti.
Bunun sebebi şuydu: Abdullah bin ez-Zübeyr Mekkede Yezide karşı açıkça muhalefet etmeye başlamış ve Hüseyinin öldürülmesinden sonra beyat almaya başlamıştı. Çünkü Abdullah Hüseyinin öldürüldüğünü haber alınca herkesin önünde ayağa kalkıp bir konuşma yapmış, Onun öldürülmesinin ne kadar büyük bir olay olduğundan söz ederek özellikle Küfelileri ve genel olarak da Iraklıları ayıplamıştı. Allaha hamd edip, Resulallaha da salat ve selam getirdikten sonra şunları söylemişti:
“Gerçek şu ki Iraklılar, çok azı müstesna, sözlerinde durmaz ve facir kimselerdir. Küfeliler ise Iraklıların en şerli olanlarıdır. Onlar yardım edeceklerine ve başlarına getireceklerine dair söz vererek Hüseyini yanlarına çağırdılar. Yanlarına vardığı zaman ise Ona karşı çıktılar ve kendisine: “Ya bizimle el ele verirsin, biz de seni Sümeyyenin oğlu ibn Ziyada göndeririz, senin hakkında istediği hükmü verir, yahut da seninle savaşırız” dediler. Hüseyinin kendisi, Allaha yemin ederim, arkadaşlarıyla birlikte sayıca onlara karşı az olduklarını görmüştü. Şayet Allahın bir kimseyi gayba muttali kılması diye bir şey söz konusu olsaydı, kendisinin öldürülmüş olduğunu görecekti. Fakat O buna rağmen şerefli bir ölümü, haysiyetsiz bir hayata tercih etti. Allah Hüseyine merhamet buyursun, Onun katilini de rezil, rüsva eylesin. Yemin ederim, onların muhalefetine ve Ona karşı gelişinde öğüt alınacak ve yaptıklarından vazgeçirecek emsalsiz öğütler vardır. Gerçek şu ki, Allah tarafından kararlaştırılmış olan mutlaka gelip çatar. Allah bir şeyi dilediği zaman hiç kimse onu def edemez. Şimdi Hüseyinden sonra biz bunlara gönül rahatlığıyla nasıl bağlanabiliriz, nasıl onların sözlerini tasdik edebiliriz ve nasıl onların ahitlerini kabul edebiliriz? Hayır, Allaha yemin ederim, biz onları bu konuda ehliyetli kimseler olarak göremiyoruz. And olsun, onların öldürdüğü bu kimse geceleri uzun uzun namaz kılar, gündüzleri çokça oruç tutardı. Bulundukları mevkie onlardan daha layıktı. O dinde de, fazilette de onlardan ileri idi. Allaha yemin ederim, O Kuranı şarkıya, Allah haşyetinden ağlamayı türkü çağırmaya değişmedi. Orucu şarap içmeye değişmediği gibi zikir meclislerini de hiç bir zaman av partilerine değişmedi.” Bu sözleriyle Yezide tariz ediyor ve şu ayet-i kerimeyi okuyordu:Onlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir. (Kehf suresi, 59)
Bunun üzerine taraftarları etrafında toplanarak şunları söylediler: “Haydi, beyat aldığını açıkla, çünkü artık Hüseyinin vefatından sonra bu işte seninle anlaşmazlık çıkartacak hiçbir kimse kalmamış bulunuyor.”
O zamana kadar Abdullah bin Zübeyr gizlice beyat alıyor ve herkese karşı Beytullaha sığındığını hissettiriyor idi. Kendisine bu teklifi yapanlara:
“Hayır, acele etmeyiniz!” diye cevap vermişti. Amr bin Said de o sırada Mekke Valisi bulunuyordu. Amr, ibn ez-Zübeyrin karşısında en büyük engel olmakla birlikte vaziyeti idare ediyor ve Ona yumuşak davranıyordu. Yezid, Abdullah bin ez-Zübeyrin Mekkede etrafında kalabalık bir grup toplamış olduğunu haber alınca Onu zincire vuracağına dair Allaha söz verdi. Bunun üzerine ibn Ata el-Eşari ile Saad ve bunların arkadaşlarına ibn ez-Zübeyri bağlayıp kendisine getirmeleri için gümüşten bir zincir verdi ve ayrıca onlarla birlikte bu zincirin herkes tarafından görülmesini önlemek amacıyla ibn ez-Zübeyre giydirilmek üzere ipekten bir de üstlük elbise verdi.
ibn Ata Medineye varınca orada Mervan bin el-Hakem ile görüştü ve ne için gelmiş olduğunu anlattı. Mervan Onunla birlikte birisi Abdülaziz olan iki çocuğunu gönderdi ve: “Yezidin elçileri Onun yanına varacak olursa siz de yanına giriniz ve sizden biriniz şu beyitleri okusun.” deyip onlara aşağıdaki beyitleri okudu:
Al bunu, değerli olanın planı değil bu. Onda aşağılaşan bir kişinin işleri var. Ey Amir, bunlar sana bir plan kurdular. işte bu komşuların iğinde olan bir iptir. Sen herkese öğüt verirken Atılan kovaya: “Bir git, bir gel” deniyor.
Gelen elçiler Ona haberi iletince Abdülaziz, ayağa kalkıp bu beyitleri okudu. Cevap olarak ibn ez-Zübeyr onlara şöyle dedi: “Ey Mervanoğulları! Ben söylediklerinizi işittim, babanıza şunu haber veriniz:
Ben Haktan başkasına yumuşamam, Çiğneyene taş yumuşamadıkça.
Böylelikle ibn ez-Zübeyr Yezidin gönderdiği elçilerle birlikte gitmedi. Velid bin Utbe ile Ümeyyeoğullarından bazı kimselerin Yezide: “Şayet Amr isterse ibn ez-Zübeyri yakalayıp sana gönderebilir.” demesi üzerine Amr azledildi ve yerine Velid Hicaz Valiliğine tayin edildi. Velid, Amrın bütün köle ve azatlılarını yakalayıp hapse koydu. Amr onları serbest bıraktırmak için konuştuysa da Velid kabul etmedi. Bunun üzerine Amr Medineden iki günlük bir mesafeye kadar gittikten sonra köleleri sayısınca develer gönderdi, onlar da hapishaneden kaçarak çıktılar ve Amra Şama yakın bir yerde yetiştiler. Amr Yezidin huzuruna girip Ona ibn ez-Zübeyrin yaptığı kurnazlıkları anlattı. Yezid de Onun mazeretini kabul ederek doğru söylediğine inandı.
Bu sene Hac emirliğini Velid yaptı.
Irak Emiri Ubeydullah bin Ziyad, Horasan Valisi Selm bin Ziyad olup Kufe Kadılığını Şüreyh, Basra Kadılığını da Hişan bin Hübeyre yapmakta idi.
ibn Mesudun arkadaşı Alkame bin Kays en-Nehai bu yıl vefat etti.
Onun, 62., 65. ve 90. yıllarda vefat ettiği de söylenmiştir. Abdlı el-Münzir bin Carud, Ensardan Cabir bin Atik de bu yıl vefat etmiştir. Adının Cabir değil de Hurr olduğu da söylenmiştir. Vefat ettiği sırada doksan bir yaşında idi ve Bedir Savaşına katılmıştı.
Eslemli Hamza bin Amr yetmiş bir yaşında olduğu halde bu yıl vefat etmiştir. Onun 80 yılında vefat ettiği de söylenmiştir. Sahabelerdendir.
Leysli Halid bin Urfuta da bu yıl vefat etmiştir. Onun Leysli değilde Uzrlu olduğu söylenmiş olup Zühreoğullarının antlaşmalılarıdır. Onun 60. yılda vefat ettiği de söylenmiştir. Sahabelerdendir.