Bu yıl içinde Muaviye Ubeydullah bin Ziyadı Horasan Valiliğinden azlederek yerine Osmanın oğlu Saidi tayin etmişti.
Osmanın oğlu Said Muaviyeden kendisini Horasana vali olarak tayin etmesini istemiş, ancak Muaviye Ubeydullah bin Ziyadın orada vali olduğunu söyleyince Said şöyle demişti: “Vallahi senin asla erişmen mümkün olmayan bir noktaya gelmen için babam her türlü iyiliği yaptı ve seni en iyi bir mevkie getirdi, ancak sen hiç de Onun başına gelen musibetten dolayı bir teşekkürde bulunmadın ve arkasından da kimseyi mükafatlandırmadın. Tutup şu oğlunu, öne geçirdin, ona Müslümanlardan beyat aldın. Halbuki ben şahsen Ondan çok daha hayırlı olduğum gibi babam ve annem de Onun babasından ve annesinden çok daha hayırlıdır.” Onun bu sözleri üzerine Muaviye şöyle konuşmuştu: “Babanın başına gelen musibetten dolayı senin mükafatlandırılman gerekirdi, ancak ben elde ettiğim bu mevkiden dolayı şükür olarak babanın kanını talep ettim. Senin babanın daha hayırlı olduğu meselesine gelince; evet, vallahi baban benden daha hayırlı idi. Annenin daha hayırlı olduğu meselesine gelince; hayır, vallahi Kureyşten bir kadın Kelboğullarından bir kadından çok daha hayırlıdır. Senin Ondan daha faziletli ve üstün olduğun meselesine gelince; senin gibi adamların Şama dolup taşmasına pek de razı olacak değilim.” Bu konuşma üzerine Yezid babasına: “Ey Müminlerin emiri! Sen amcanın oğlunun işlerini halletme konusunda herkesten daha çok hak sahibi olan bir kimsesin. O sana serzenişte bulunmuştur, senin de Onun bu serzenişlerini gidermen gerekir.” demiş, bunun üzerine Muaviye Said bin Osmanı Horasanın harp işlerine tayin etmiş, bu arada ishak bin Talhayı da Horasanın haracını toplamakla görevlendirmişti.
ishak bin Talha Muaviyenin teyzesinin oğlu idi. ishakın annesi Utbe bin
Rabianın kızı Ümmü Eban idi. ishak Reye vardığında orada vefat etmiş, bunun üzerine Said bin Osman hem harp işlerini, hem de haraç işlerini üstlenmişti.
Said Horasana vardığında Ceyhun Nehrini aşarak Semerkanda gelmiş ve Suğdlarla karşılaşmıştı. Her iki taraf bir gün bir gece durup bekleşmişler, ertesi gün olunca Said çarpışmaya girip onları hezimete uğratmış ve Müslümanlar onları şehirlerinde muhasara altına almışlardı. Bunun üzerine Saidle şehrin ileri gelenlerinin çocuklarından elli çocuğu rehin vermeleri şartıyla anlaşma yapmışlardı. Said oradan Tirmize giderek burayı fethetmiş, ancak Semerkandlılarla yaptığı anlaşmaya riayet etmeyip çocuklarını Medineye götürmüştü. Bu gazada Said bin Osman ile birlikte bulunanlardan birisi Abbas bin Abdülmuttalibin oğlu Kuşem idi.
Bu yıl içinde Resulallah ın zevcelerinden Haris in kızı Cüveyriye vefat etmişti.