"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Sehm bin ğalibin isyanı

Bu yıl içinde Sehm bin Galib el-Hüceymi yanında bulunan yetmiş adamıyla birlikte ibn Amire karşı isyan etmişti. Sehmin bu yetmiş adamı arasında Hatim el-Bahili ismiyle çağırılan Yezid bin Malik de yer alıyordu. OnaHatim isminin verilmesinin sebebi yüzünde bir darbe izi bulunması idi. Sehm bin Ğalib gelip adamlarıyla birlikte Basra ile el-Cisreyn arasında konaklamıştı. O arada Ubade bin Furs el-Leysi gazadan dönerken yanında bulunan oğlu ve kardeşiyle birlikte onlara rastgelmişti. Hariciler onlara: “Siz kimsiniz?” diye sorunca onlar da: “Biz Müs-Iüman kimseleriz.” diye karşılık vermişlerdi. Ancak Hariciler:
“Yalan söylüyorsunuz” demişler, Ubade de şöyle karşılık vermişti: “Sübhanallah! Resulallahın benden kabul ettiği gibi siz de itiraf etmemiz üzerine Müslüman olduğumuzu kabul ediniz. Ben önce Resulallahı yalanladım, Ona karşı savaşan kimselerin yanında yer aldım. Arkasından Ona varıp Müslüman oldum, O da benim bu durumumu ve islamımı kabul etti.” Ancak Hariciler: “Sen kafirsin.” derler ve Onu, oğlu ve yeğeni ile birlikte öldürüverirler. Arkasından ibn Amir bizzat kendisi onlara karşı çıkarak çarpışmış, bir miktarını öldürmüş, bir kısmı da çekilerek bir yere sığınmışlardı. Bu sığınanlar arasında Sehm ve Hatim de bulunuyordu. ibn Amir onlara eman vermeyi teklif etmiş, onlar da kabul ederek emana sığınmışlar ve geri dönmüşlerdi. Muaviye ise ibn Amire mektup yazıp bunları öldürmesini emretmiş, fakat ibn Amir ona cevaben şunları yazmıştı: “Ben senin zimmetini onlara vermiş oldum.”
Ziyad bin Ebih, Hicretin 45. (M. 665-666) yılında Basraya vardığında Sehl ve Hatim kaçıp Ahvaza gitmişlerdi. Burada Sehmin etrafında bir sürü adamlar birikmiş, o da onları alıp Basraya doğru yola koyulmuştu. Yolda rastladıkları bir cemaate kim olduklarını sormuşlar, onlar da: “Bizler Yahudi kimseleriz.” diye karşılık verince serbest bırakmışlar, fakat yolda Kudame bin Mesüdun kölesi Saadı öldürmüşlerdi. Ancak Sehm Basraya vardığında adamları etrafından dağılmış, o da bir yere gizlenivermişti. Başka bir rivayette ise Sehmin gizlenmesi üzerine adamlarının ayrılıp gittikleri kaydedilir. Sehm Ziyadın Abdullah bin Amirin kendisine davrandığı gibi davranacağını zannederek eman istemiş, fakat Ziyad eman vermemiş, nerede olduğunu araştırmış ve nihayet yakalatarak öldürmüş ve bir darağacına astırmıştı.
Başka bir rivayete göre Ziyad ölünceye kadar Sehm gizlenip durmuştu. Babasının ölümünden sonra Ubeydullah bin Ziyad H. 54. (M. 674) yılda Sehmi öldürmüş ve darağacına asmıştı. Ancak Sehmin öldürülmesinin bu tarihten önce olduğuna dair kayıtlar da vardır. Hatime gelince; Ziyad Ubadeyi öldürüp öldürmediği konusunda Onu sorguya çekmiş, öldürmediklerini söyleyince Bahreyne sürgün etmiş, bir müddet sonra geri getirtmişti.

Anlatıldığına göre bu yılda Abdullah bin Abbasın oğlu Ali dünyaya gelmişti. Başka bir rivayette ise Alinin şahadetinden evvel Hicri 40. yılda doğduğu kaydedilir. Ancak birinci rivayet daha doğrudur. Abdullah bu oğluna Alinin adını vermiş ve şöyle demişti: “insanlar içerisinde en çok sevdiğim birinin adını ona verdim.”
Bu yılda hac emirliğini Utbe bin Ebi Süfyan, başka bir rivayete göre ise Anbese bin Ebi Süfyan ifa etmişti.
Bu yıl içinde Amr bin el-As teyzesinin oğlu olan Ukbe bin Nafi bin Abdi Kaysı Kuzey Afrika Valiliğine tayin etmiş bulunuyordu. Ukbe bin Nafi Kuzey Afrikada Luvate ve Mizate şehirlerini itaat altına almış, sonra bunlar tekrar isyan etmişlerdi. Aynı yılda onların üzerine tekrar gazaya çıkmış, birçok kimseyi öldürmüş birçok kimseyi de esir almıştı. Daha sonra H. 42. (M. 662-863) yılda Gudamis şehrini fethetmiş ve orada da birçok kimseyi öldürüp bir sürü esir almıştı. Ertesi yıl, yani H. 43. yılda Sudan Bölgesinde bazı yerleri fethetmiş bulunuyordu. Ayrıca Berka Bölgesinden Veddanı da fethetmiş idi. Daha sonra da bütün Berberi şehirlerini fethetmişti. Ukbe bin Nafi, daha ileride Allahın izniyle zikredeceğimiz gibi, H. 50. (M. 670) yılda Kayrevan şehrini kurmayı planlamıştı.
Bu yılda meşhur şair Lebid bin Rabia vefat etmişti. Başka bir rivayette ise Onun Muaviyenin Kufeye girdiği gün 157 yaşında iken vefat ettiği kaydedilmiştir. Başka bir rivayette de Onun sahabi olduğu ve Müslüman olduğu günden beri şiir yazmayı terk ettiği, Osmanın hilafeti döneminde vefat ettiği kaydedilir.