Daha evvel Ömer el-Hattab zamanını anlatırken Sicistanın fethedildiğini kaydetmiştik. Ancak Ömerin vefatından sonra Sicistan halkı yapmış oldukları sulh anlaşmasını bozmuş ve isyan etmişlerdi. ibn Amir Horasana gönderilince, kendisi de Kirman üzerinden Sicistan üzerine er-Rabi bin Ziyad el-Harisiyi göndermişti. O Zalik Kalesine varıncaya kadar yol almış, sonra Mihrican Gününde buranın halkı üzerine saldırarak Dihkanını esir almış, ancak Dihkan kendi canına karşılık fidye olarak altınla bezeyip gümüşle kaplamış olduğu bir harbeyi vermiş ve Müslümanlarla Fars illeriyle yapılan sulh anlaşmasının aynı şartlarıyla bir anlaşma akdetmişti. Daha sonra Kerküye adı verilen şehre varıp buranın halkıyla sulh anlaşması akdedip Zerenc yakımndaki Ruşt şehrinde konakladı. buranın halkıyla çarpışmalara giriştiğinde Müslümanlardan bazıları şehit düşmüş, fakat müşrikler hezimete uğramış, onlardan pek çok kimse katledilmişti. Sonra er-Rabi bin Ziyad Naşinize giderek orayı fethetmiş ve oradan da Şervaza gidip halkım mağlup etmişti. er-Rabi Şervazdan Zerenee vararak orada konaklamış, halkıyla giriştiği çarpışmalarda onları hezimete uğratıp kalelerini muhasara altına almıştı. Zerene merzubanı er-Rabie haber göndererek ondan sulh istemiş, eman dilediğini ve kendisinin bizzat Ona sığınarak nefsini emniyete almak istediğini bildirmişti. er-Rabi öldürülen düşman askerlerinin biri üzerine oturarak diğer bir cesede dayanmış ve adamlarına aynı şeyi yapmalarını emretmişti. Zerene merzubanı bu hali görünce hemen bin köle ve her bir köleyle birlikte altından bir kase ödemeleri şartıyla sulh akdetmeyi teklif etmişti. Müslümanlar bu anlaşmayı imzalayıp şehre girmişlerdi. Daha sonra Rabi bir vadi durumunda olan Senanlza girmiş ve Rüstemin atlarının bulunduğu köye gitmek üzere bu vadiyi geçmişti. Bu köye vardığında köy halkı ve burada bulunan askerler onunla çarpışmış, neticede onları mağlup ederek Zerenee geri dönmüş ve burada yaklaşık bir yıla yakın ikamet etmişti. Daha sonra Zerenede bir görevli bırakarak ibn Amirin yanına döndüğünde buranın halkı bu görevliyi kovmuş ve tekrar isyan etmişlerdi.
er-Rabiin valiliği bir buçuk yıl sürmüştü. Bu müddet içinde kırk bin kişiyi esir etmişti. Katibi Hasan el-Basri idi. ibn Amir, Abdurrahman bin Semure bin Habib bin Abdişemsi Sieisran Valiliğine tayin etmiş, Abdurrahman da oraya doğru hareket edip Zerenei muhasara altına alarak merzubanı ile iki milyon dirhem ve iki bin hizmetçi çocuk ödemek üzere sulh anlaşması yapmıştı. Abdurrahman Hint tarafından Zerene ve el-Keşş arasında bulunan iki bölgeyi er-Ruhaç tarafında bulunan nokta ile Davun arasında bulunan noktayı tamamen kendi hakimiyeti altına almıştı. ed-Davun illerine vardığında buranın halkını ez-Züz (er-Rüd) dağı civarında muhasara altına almış ve nihayet onlarla da barış imzalayarak ez-Zuza girmişti. ez-Zuzda altından bir heykel vardı. Bu heykelin gözleri yakuttan idi. Heykelin ellerini kesip gözlerinde bulunan yakutları alarak merzubamna şöyle dedi: “Bu altın ve mücevheratı bir tarafa bırak. Şunu haber vereyim ki sana bu heykelin ne bir faydası, ne de bir zararı dokunur.” Abdurrahman sonra Kabil ile Gazne diye bildiğimiz Zabulistan vilayetlerine giderek buraları fethetmişti. Abdurrahman daha sonra Zerenee dönerek Osmanın şehadeti vaki oluncaya kadar burada kalmıştı. Abdurrahman Zerenede Umeyr bin Ahmer el-Yeşkeriyi yerine vekil bırakarak oradan ayrılıp gitmişti. Onun ayrılması üzerine buranın halkı isyan etmiş, Umeyr bin Ahmere itaat etmekten vazgeçmişlerdi. Ziyad bin el-Acem Umeyr bin Ahmer hakkında şu beyti söylemiş:Eğer Umeyr olmasaydı Yeşker Kabilesi helak olurdu Ama eninde sonunda Yeşker Kabilesi yok olacaktır.
Bu yıl içinde Osman Hac emirliği görevini bizzat yaptı. Yine bu yıl içinde Bedir ashabından olan Ebud-Derda el-Ensarı vefat etmişti. Diğer bir rivayette Onun H. 32. (M. 652-653) tarihinde vefat ettiği kaydedilir. Yine aynı şekilde Bedir ashabından olan Ebu Talha el-Ensari de bu yılda vefat etmişti. Fakat onun H. 32. ve H. 51. yılda vefat ettiğine dair iki rivayet daha kaydedilir. Aynı şekilde Ebu Useyd es-Saidi de bu yılda vefat etmiştir, Başka bir rivayete göre Onun H. 60. yılda vefat ettiği belirtilir ki bu son rivayete göre Bedir ashabından vefat edenlerin en sonuncusudur.
Yine bu yıl içinde Ebu Süfyan bin el-Haris bin Abdülmuttalib bin Haşim ve kardeşi Ebu Tufeyl ile seksen sekiz yaşında bulunan Ebu Süfyan bin Harb bin Ümeyye vefat etmişlerdi.