Bu yıl içinde Osman hac görevini Müslümanlarla birlikte yapmış ve Minada kendisi için bir çadır kurdurtmuştu. Osmanın Minada kurmuş olduğu ilk çadır buydu. Ancak Osman Minada ve Arafatta namazı dörder rekat olarak kılmış ve Müslümanların onun aleyhinde ilk defa konuştukları konu bu olmuştur. Sahabelerden bazı kimseler bu konuda Osmanı kınamışlardı. Bunun üzerine Ali: “Herhangi bir durum meydana gelmiş veya zaman da değişmiş değildir. Sen Resulallah zamanında bulundun. Ebu Bekir ve Ömer zamanında onları bu namazı iki rekat olarak kılarken gördün. Sen de halifeliğinin ilk yıllarında öyle kıldırdın. Peki şu anda ne oluyor da bu şekilde davranıyorsun?” diye sormuştu. Osman bu soruya: “Bu benim görüşümdür,” diye karşılık vermiş, ancak bu durum Abdurrahman bin Avfa ulaşınca, Osmana gelip Ona şöyle demişti: “Sen Resulallah ile birlikte burada namaz kılmadın mı? Ebu Bekir ve Ömer ve sen de hilafetinin ilk yıllarında burada iki rekat olarak namazı kılmadınız mı?” Osman: “Evet, ben böyle yaptım, ancak Yemen den gelen bazı hacılar ve bazı Müslümanlar benim burada kıldığım namazı göstererek mukim kimsenin namazının ikişer rekat olduğu kanaatine varmışlardı; çünkü ben Mekkeden evliyim ve Taifte de malım vardır,” diye cevap vermiş, Abdurrahman bin Avf da: “Bunda herhangi bir yanlışlık yoktur. Senin “Mekkeden evliyim” sözüne bakarsak şu anda senin hanımın Medinededir ve sen istediğin zaman Medineden çıkıyor, istediğin zaman ikamet ediyorsun. Mekkeye de istediğin gibi girip çıkıyorsun. Taifte edindiğin mülke gelince, buradan Taife üç günlük bir mesafe vardır. Yemenden bazı hacıların ve diğer Müslümanların senin burada kıldığın namaza bakarak mukimin namazını iki rekata indirdikleri hususuna gelince, Resulallah kendisine vahyin indiği o günlerde ve Müslümanların az olduğu zamanlarda, ayrıca Ebu Bekir ve Ömer zamanında da Minada namazın iki olarak kılındığını biliyorsun, islam bu konuda en yakın delil olarak bunları koymuştur,” deyince: “Bu benim uygun olarak gördüğüm bir görüştür.” diye karşılık vermişti.
Abdurrahman bin Avf ayrılıp giderken Abdullah bin Mesuda rast gelip Ona: “Ey Ebu Muhammed! Öğrendiğin şeyler değiştirilmiş bulunuyor,” demiş, ibn Mesud da: “Peki ne yapabilirim? Ne yapayım?” diye sormuştu. Abdurrahman: “Sen uygun gördüğün şekilde yap” deyince ibn Mesud: “Anlaşmazlık ve muhalefet kötü bir şeydir; işte bundan dolayı arkadaşlarımla birlikte dört rekat kıldık” diye karşılık vermişti. Bunun üzerine Abdurrahman: “Ben de arkadaşlarımla iki rekat kılmıştım. Artık bundan sonra ben de dört rekat kılacağım” demişti.
Diğer bir rivayete göre bu olay H. 30. (M. 650-651) yılda meydana gelmiştir.