"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Istahr ve gür şehirlerinin fethi

Osman bin Ebil-As es-Sakafi, istahra doğru yönelmiş, buranın halkıyla Gur şehrinde karşılaşarak çarpışmalara girişmişti. Bu çarpışmaların sonunda iranlılar hezimete uğramışlar ve Müslümanlar Guru fethetmişlerdi. Gur şehrinin fethinden sonra Müslümanlar istahrı ele geçirmişti. Burada bulunanları da kılıçtan geçirmişler, kaçabilenler kurtulmuştu. Nihayet Osman bin EbilAss Istahr halkını cizye vermeye ve zimmet ehli olmaya davet etmişti. Bu davete icabet eden el-Hirbiz, halkıyla birlikte istahra yerleşmiş bulunuyordu. Bu zaferden sonra komutan Osman bin Ebil-As, ganimetlerden elde edilenlerin beşte biriyle birlikte Ömere zafer müjdesini iletmiş ve ganimetIerin geri kalanlarını Müslümanlar arasında paylaştırmıştı.
Osman bin Ebil-Asın, Kazerün ve Nubendcan şehirlerini fethederek buranın arazilerini ele geçirmiş bulunduğu sırada Ebu Musa el-Eşari de Şiraz ve Errecan şehirlerini fethetmişti. Bu arada Siniz şehrini de fethederek buranın halkını cizye almak şartıyla yerlerinde bırakmışlardı. Ayrıca, Osman Cennebanı fethetmiş ve büyük bir iran kuvveti ile Cehrem şehri yakınlarında karşılaşarak onları hezimete uğratmış, Cehremi de fethetmişti.
Bu sıralarda, yani Ömerin hilafetinin son günleriyle Osmanın hilafetinin ilk günlerinde Şehrek, görevinden azledilmiş ve yerine Osman bin Ebil-As ikinci kez tayin edilmişti. Osman bin Ebil-Assa katılmak üzere Basranın askeri kumandanı Ubeydullah bin Mamer ile Şebil bin Mabede emir verilmiş, onlar da bazı kuvvetlerle Basradan hareketle kendisine katılmışlar ve iran topraklarında bir araya gelmişlerdi. iki ordu karşı karşıya gelip de tam savaş başlayacağı sırada Şehrek oğluna şöyle demişti; “Ey oğlum! Biz öğle yemeğini burada mı, yoksa Ri-Şehirde mi yiyeceğiz?” Ri-Şehir kendilerine ait olan ve üç fersah uzakta bulunan bir köy idi. Buna cevap olarak oğlu şöyle demişti: “Babacığım! Eğer bunlar bizi bırakırsa burada değil, Ri-Şehirde de değil, evimizde öğle yemeğini yiyeceğiz. Fakat vallahi onların bizi bırakacaklarına pek ihtimal veremiyorum.” Baba ile oğul arasında geçen bu bir iki söz bitmeden Müslümanlar büyük bir hamle ile savaşa girişmiş, şiddetli çarpışmalar meydana gelmiş, Şehrek ve oğlu yanlarında bulunan birçok adamlarıyla birlikte öldürülmüşlerdi. Şehreki kumandan Osmanın kardeşi el-Hakem bin Ebil-As öldürmüştü. Fakat ayrıca, Sevvar bin Hemmam el-Abdinin Onun üzerine atılarak öldürdüğüne dair bir rivayet de vardır. Bu arada Şehrekin oğlu Sevvarın üzerine de atılarak onu öldürdüğü de kaydedilir.
istahrın H. 28. (M. 648-649) yılda veya diğer bir rivayette H. 29. yılda fethedildiği kaydedilir.
Diğer bir rivayette şöyle anlatılır: “Osman bin Ebil-As kardeşi elHakemi Bahreynden iki bin kişilik bir kuvvetle iran topraklarına göndermiş O da, Berkevan Adasını fethettikten sonra Tevvaca doğru yol almıştı. Bu arada da Kisra, Şehreki göndermiş ve iki ordu karşı karşıya gelmişlerdi. Müslüman askerlerinin sağ ve sol kanatları başında Carud ve Ebu Süfra bulunuyordu. Ebu Sufra meşhur Mühellebin babası idi. çarpışmalar başladığı sırada iranlılar Müslümanlar üzerine büyük hamle yapıp onları bir anda dağıtıvermişlerdi. Fakat kumandanlardan olan Carud, el-Hakeme şöyle seslenmişti: “Ey emir! Askerleriniz kaçıyor” Bunun üzerine o da: “Sonucu görürsün” diye karşılık vermişti. Çok kısa bir süre sonra üzerlerine başka kimselerin bindiği bir sürü atlarla, süvariler halinde gelen Müslümanlar iranlılar üzerine hücum ederek kovalamış, bir süre takip etmiş ve onlardan çok kimseyi öldürmüşlerdi. Hatta ortalıkta bir sürü insan başı yuvarlanmaya başlamış ve bu arada iran kumandanlarından birisi olan el-Muka bir kocaman başın ortada yuvarlandığını görünce: “işte, bak bak! Buradaki baş Şehrekin başıdır” diye seslenmişti. iranlılar Sabur şehrinde muhasara, altına alındıktan sonra sulh yapmak zorunda kaldılar ve oranın hükümdarı Erzenban, Müslümanlarla sulh akdedip kumandanları el-Hakeme istahr halkına karşı yaptığı savaşta yardımcı oldu. Tam bu sıralarda Ömer (Medinede) şehit edildi. Osman bin Affan, Abdullah bin Mamarı el-Hakem in yerine tayin etti. Buraya gelen Abdullah Erzenbanın kendisine suikast yapmak istediğini anlayınca, Ona şöyle demişti: “Bana ve adamlarıma bir ziyafet hazırlayıp, bu ziyafet için bir dana kesmeni ve dananın kemiklerini önümdeki sahana koymanı istiyorum, çünkü ben kemiklerin içindeki ilikleri emmeyi ve kemikleri yalamayı severim.” Ziyafet hazırlanmış ve Abdullah önüne konan kemikleri -bir balta ile ancak kesilebilecekken- eliyle tutup kırıvermiş ve içindeki ilikleri yemeğe başlamıştı. Gerçekten gayet kuvvetli biriydi. Bunu gören Erzenban hemen ayağa kalkıp: “işte sana sığınılacak bir makam budur” deyip sığınmak istemiş, bunun üzerine Abdullah da Ona ahd ve eman vermişti. Muhasara esnasında Ubeydullah a mancınıktan bir darbe isabet etmiş ve askerlerine şu öğütte bulunmuştu: “Siz bu şehri Allahın izniyle fethedeceksiniz ve benim için bir saat ayrıca cihad ediniz.” Gerçekten onun adına bir saat cihad ettiler ve düşmandan birçok kimse öldürüldü. Bu arada Ubeydullah da şehit oldu.
Başka bir rivayette onun H. 29. yılda vefat ettiği kaydedilir.