"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Halid bin velidin görevden alınması

Hicretin 17. yılı olan bu yılda Halid bin Velid ileri kuvvetlerin ve seriyyelerin komutanlığını yapmak görevinden alınmıştır.
Bunun sebebine gelince: Halid ile iyad bin Ganm ilerleyerek büyük miktarda malı ganimet olarak aldılar. Kendileri Ömerin Medineye dönüşünde Cabiyeden yola koyulmuşlardı. O sırada Hımsta Ebu Ubeyde, Kınnesrinde ise Onun hükmü altında olmak üzere Halid bulunuyordu. Yine Ebu Ubeydenin komutası altında bulunmak üzere Dımaşkta Yezid, Ürdünde Muaviye, Filistinde Alkame bin Mucezziz, sahilde ise Abdullah bin Kays bulunuyordu.
Halidin eline geçirdiği ganimetler haber alınınca bazı kimseler bu maldan kendilerine de bazı şeyler vermesini istediler. Bunlar arasında Eşas bin Kays de vardı ve Halid Ona on bin dirhem vermişti.
Diğer taraftan Halid hamama girmiş ve içinde şarap bulunan bir madde ile yıkanmıştı. Ömer kendisine: “Ben senin şarap ile vücudunu ovaladığın haberini aldım. Şunu bil ki Allah şarabın içini de, dışını da ona el sürmeyi de haram kılmıştır. Sakın onu vücudunuza dokundurmayınız” diye yazınca cevap olarak Halid kendisine şöyle yazmıştı. “Bu şarabı şaraplıktan çıkardığımız için artık şarabın dışında bir yıkama maddesi haline dönüşmüştür” Bunun üzerine Ömer kendisine: “Muğirenin soyundan gelenler katı kalplilik belasına uğramışlardır. Allah sizlerin ruhunuzu bu haldeyken almasın” diye cevap yazmıştı.

Halid ganimetler konusunda kendisinden talepte bulunanlar arasında malları dağıtınca, Ömer bin el-Hattab bunu da işitti. Zaten Onun yaptığı hiç bir şey Ömerden gizli kalmazdı. Bunun üzerine Ömer postayı çağırarak onunla birlikte Ebu Ubeydeye bir mektup gönderdi. Bu mektupta Halidi önüne getirip ayakta tutmasını, kendi sarığıyla onu bağlamasını ve başlığını başından almasını emretti. “Sizlere Eşası kendisinin malından mı, yoksa ganimet olarak aldığı mallardan mı mükafatlandırdığını söyleyinceye kadar Onu bu halde tut. Şayet O, ele geçirmiş olduğu bir ganimetten dağıttığını ileri sürerse kendisinin hainlik etmiş olduğunu söylemiş olacaktır, yok eğer kendi malından bu yaptığını söylerse bu akılsızca bir tasarrufta bulunmak olacağından her iki durumda da görevden al ve Onun görevini sen üstlen.” Bunun üzerine Ebü Ubeyde Halide mektup yazdı, Halid de Onun yanına geldi. Ebü Ubeyde insanları topladı ve kendisi minderin üzerine oturdu. Posta ayağa kalkıp Halide Eşasa hangi maldan verdiğini sorunca Halid kendisine cevap vermedi. Ebü Ubeyde ise hiçbir şey söylemeyerek susuyordu. Bunun üzerine Bilal ayağa kalkarak: “Müminlerin emiri senin hakkında şu şu emirleri vermiş bulunuyor” diyerek sarığını almış, Halid de itaat etmek durumunda olduğundan Ona karşı gelmemişti. Başlığını da başından aldıktan sonra bu sefer Onu sarığıyla bağladı ve: “Sen Eşasa nereden mal verdin? Bizzat kendi malından mı, yoksa ele geçirdiğin bir ganimetten mi?” diye sordu. Halid: “Hayır Ona kendi malımdan verdim.” diye cevap verince bağlarını çözerek başlığını yerine koydu ve bizzat kendi eliyle sarığını sardıktan sonra şunları söyledi: “Bizler başımızdaki emirleri dinler, itaat eder, komutanlarımızı da takdir eder, onlara hizmette bulunuruz.”
Halid görevden azledilip edilmediğini bilmemenin şaşkınlığı içinde kalmıştı. Diğer taraftan Ebu Ubeyde de kendisini değerli ve üstün gördüğü için de durumu bildirmiyordu. Halidin Medineye Ömerin yanına gitmesi gecikince artık Halid bu konuda tereddütten kurtuldu, çünkü Halide yanına gelmesini emretmişti. Bunun üzerine Halid Kınnesrine dönmüş, orada bulunanlara bir hutbe okumuş, onlarla vedalaşmış, oradan Hımsa gitmiş, orada da bir konuşma yaptıktan sonra Medineye gitmek üzere yola koyulmuştu. Halid Ömerin huzuruna çıkınca kendisine şikayette bulunarak: “Ben seni Müslümanlara şikayet ettim. Allaha yemin ederim ki sen bana iyi davranmadın” demişti. Bunun üzerine Ömer kendisine: “Peki sen bu serveti nereden buldun?” diye sorunca Halid: “Ben bu serveti elde ettiğim ganimetIerin bana düşen paylarından yaptım. Eğer servetimin arasında altmış binden fazlasını bulursan o senin olsun.” diye cevap vermişti. Bunun üzerine Ömer onun malına değer biçtirmiş, altmış binden yirmi bin fazla olduğunu görmüş, bunu alıp Beytulmale koymuştu. Daha sonra kendisine şunları söylemişti: “Ya Halid! Allaha yemin ederim ki sen benim yanımda çok değerlisin ve yemin ederim, seni çok seviyorum.” Arkasından Ömer islam ülkesinin her yanına şunları yazmıştı: “Ben Halidi kendisine kızdığım yahut hainlik ettiği için görevden almadım. Ancak herkes Onu alabildiğine gözünde büyütmüş ve her şeyi Ondan zannetmek gibi bir duruma gelmişti. Her şeyin Onunla olup bittiğini varsaymalarından korkmaya başlamıştım. Ben onların her şeyi yapanın Allah olduğunu bilmelerini ve fitneye maruz kalmamalarını arzuladım.” Daha sonra da Ondan aldıklarının yerine başka şeyler verdi.