Ebu Ubeyde FihIden Hıms üzerine gidince, Şurahbil ile beraberindekileri Beysan üzerine gönderdi. Şurahbil ve askerleri Beysanlılarla çarpıştılar ve onlardan pek çok kişi öldürdüler. Daha sonra geriye kalan kimseler Dimaşk halkının barış şartlarının aynısıyla barış istediler. O da onların bu isteklerini kabul etti. Ebu Ubeyde aynı zamanda el-Averi de Taberiyyeye, orayı muhasara etmek üzere göndermişti. Taberiyyeliler de onunla Dimaşkın barış şartlarının aynısıyla ve ayrıca meskenlerini Müslümanlarla bölüşmeleri şartıyla barış yaptılar. Bunun üzerine komutanlar ve süvariler orada yerleştiler ve Ömere fetihin haberini yazılı olarak bildirdiler.
Ebu Cafer Taberi der ki: Bu gazvelerden hangisinin hangisinden daha önce olduğu konusunda ihtilaf edilmiştir. Bizim zikrettiğimiz denildiği gibi, “Müslümanlar Ecnadeynde işlerini bitirdikten sonra bozguna uğrayanlar Fihlde toplanınca Müslümanlar da buraya geldiler ve burayı ellerine geçirdiler” de denilmiştir.
Daha sonra Fihlde bozguna uğrayanlar Dimaşka gidince, Müslümanlar da buraya gelip önce burayı kuşatma altına aldılar, daha sonra da fethettiler. Bu sırada Ömer bin Hattabın Halidi görevden alıp Ebu Ubeydeyi Onun yerine getiren mektubu onlar Dimaşkı kuşatmakta iken gelmiştir. Ebu Ubeyde, Halide Dimaşkın sulhu yapılıp bitinceye kadar durumu bildirmedi. Cevabı mektubu da Halid adına yazdı. Bundan sonra Ebu Ubeyde Halide azledildiğini açıkladı. Fihl Gazvesi, Hicretin 13. yılının Zilkade (27 Aralık 624 – 25 Ocak 625) ayında, Dimaşkın Fethi ise, Hicretin 14, yılının Recep (21 Ağustos – 19 Eylül 634) ayında olmuştur. Yermuk vakasının hicretin 15. yılında (14 Şubat 636 – 1 Şubat 637) olduğu ve Bizanslıların bundan sonra hiçbir savaşa katılmadıkları da söylenmiştir. Bu konudaki ihtilafın sebebi ise bu savaş ve gazvelerin birbirlerine yakın olmalarıdır.