"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Müsenna bin harisenin ıraktaki durumu

Müsenna bin Harise eş-Şeybaniye gelince; Halid bin Velid ile vedalaşıp Halid de beraberindeki askerlerle birlikte Şam tarafına gidince Hirede kaldı. Silahlıları dinlendirirken, casusları artırıp etrafa gönderdi. Halidin Hireden ayrılışından kısa bir süre sonra ve hicretin on üçüncü yılında Farslıların işi Şehriran bin Erdeşir bin Şehriyar Sabür etrafında birleşerek düzene girmişti. Şehriran, Müsenna üzerine başlarında Hürmüz Cazeveyhin bulunduğu on bin kişilik büyük bir ordu gönderdi. Müsenna bunun üzerine Ona doğru gitmek amacıyla Hireden çıkı. Sağ ve sol kanatlarında iki kardeşi olan Muslanna ve Mesud vardı. Babilde ikamet edip yerleşti. Hürmüz de Ona doğru gelmeye başladı. Kisra Şehriran, Müsennaya şöyle bir mektup yazdı: “Ben sana iranlıların en yabani kesiminden oluşmuş bir ordu gönderiyorum. Bunlar küme s hayvanlarıyla ve domuz çobanlığıyla uğraşan kimselerdir. Ben ancak bunlarla sana karşı savaşırım.” Müsenna, Ona şunları yazdı: “Sen ya azgın birisin, -bu senin kötülüğüne bizim iyiliğimizedir – yahut da bir yalancısın. Yalancılar arasında hem Allahın, hem de insanların katında en seviyesizleri ise krallardır. Bizim görüşümüz ise şudur: Sizler bu gibi kimselere büyük zarar verdiniz. Sizin gücünüzü kümes hayvanlarıyla uğraşan ve domuz çobanlığı yapanlara terk eden Allaha hamdolsun.”
Farslar Müsennanın bu cevabından korkuya kapıldılar. Müsenna ile Hürmüz, Babilde karşılaştılar ve aralarında çok çetin bir çarpışma oldu. Onların filleri Müslümanları darmadağın ediyordu. Bunun üzerine Müsenna beraberinde birkaç kişiyi seçerek bu filleri öldürdüler ve Farslılar böylelikle bozguna uğradı. Müslümanlar, onları Medaine kadar takip ederek, ellerine geçirdikleri kimseleri öldürdüler. Hürmüz Cazeveyh, yenilgiye uğrattığı sıralarda Şehriran da öldü. Farslar arasında ayrılıklar çıktı ve Dicleden bu tarafa kalan bütün bölge Müsennanın elinde kaldı. Daha sonra Farslar Kisranın kızı olan Duhtizenanı başa geçirmek konusunda görüş birliğine vardılar. Fakat Duhtizenanın hiçbir emrine uyulmadı. Daha sonra tahtından indirildi. Arkasından SabUr bin Şehriran kraloldu. SabUr krallığa geçince, işlerin yönetimini Benzuvanın oğlu Ferrahzat üzerine aldı. Ferrahzat, SabUrdan Kisranın kızı Azermiduht ile kendisini evlendirmesini isteyince, SabUr bunu kabul etti. Fakat Azermiduht bu işe kızarak Razlı Siyavuşa mektup yazıp şikayette bulundu. Siyavuş: “Bir dahaki sefer Onu reddetme ve sana gelmesi için haber gönder.” Azermiduht Ona haber gönderip gelmesini isterken, Siyavuş da hazırlıklarını yapıyordu. Düğün gecesinde Ferrahzad gerdeğe girince, Siyavuş üzerine hücum edip Onu öldürdü. Azermiduht, Siyavuş ile birlikte Saburun üzerine gidip muhasaraya aldılar, daha sonra da öldürdüler. Ondan sonra Azermiduht kraliçeliğe geçti. Böylece kendi aralarında uğraşıp durdular, vakit kaybettiler.
Ebu Bekirin Müsennaya haberleri gelmekte gecikince, yerine Müslümanların başına Beşir bin el-Hassasiyyeyi bırakıp Medineye Ebu Bekirin yanına, müşriklerin haberini iletmek ve mürtetler arasında tövbe edip islama güzel şekilde dönenlerin yardımını istemek için izin almak üzere gitti. Çünkü Müsennaya göre, tövbe eden mürtetler, diğerlerine göre savaşta daha bir canla başla çalışıyorlardı. Medineye vardığında, hasta olan Ebu Bekirin iyileşmiş olduğunu gördü. Ona durumu haber verince, Ebu Bekir de Ömeri çağırarak: “Ben, bugün öleceğim gibi geliyor bana. Ölecek olursam, Müsenna ile birlikte insanları göndermeden akşamı etmeyeceksin. Hiçbir musibet dinimizin emrini ve Rabbimizin tavsiyelerini yerine getirmekten sizi alıkoymasın. Resulallahın vefatı sırasında benim ne yaptığımı gördün. Onun gibi hiçbir musibet kimsenin başına gelmiş değildir. Allah, Şam bölgesinde bize zafer nasip edecek olursa, Iraklıları da Iraka geri gönder. Çünkü onlar Iraklıdır ve Irakın işlerinin başına geçecek olanlardır. Onlara karşı gerekli cesarete sahip kimselerdir.”
Gece vefat etti. Ömer de onu defnedip Müsenna ile birlikte askerleri gönderdi. Ömer: “Ebu Bekir Halidi komutan yapmasının hoşuma gitmeyeceğini bilmişti. Bu bakımdan bana Halidin askerlerini geri çevirmeyi emrederken onlarla birlikte, Halidden söz etmedi” diye söyledi.
Ebu Bekirin vefat haberi Azermiduhta da ulaştı. işte Ebu Bekirin son günlerine kadar Irakın durumu bu şekilde idi.