Denildiğine göre Dihkanlar Halidi bekliyor ve Hirelilerin ne yapacaklarına bakıyordu. Halid onlarla barış yapıp Hireliler de Ona itaat edince, Dihkanlar çevreden yanına geldiler. Fırat Dihkam Sirya ile Saluba bin Nastuna ve Nastuna, Halidin yanına geldiler ve onunla Felalicden Hürmüzcerde kadar olan bölgeye karşılık olarak iki milyon karşılığında barış yaptılar. Kisra ailesine ait olanların dışında sadece bir milyon olduğu da söylenmiştir. Bunun üzerine Halid zekat ve vergi toplayıcıları ile askerlerini ileriye gönderdi. Dırar bin el-Ezver, Dirar bin el-Hattab, Kaka bin Amr, Müsenna bin Harise ile Uteybe bin en-Nahhası göndermiş, bunlar daSib denilen yerde durmuşlardı. Bunlar Halid ile birlikte sınır komutanları idi. Halid kendilerine baskın düzenlemelerini emretmiş idi. Onlar da buradan itibaren Dicle kıyılarına kadar olan her tarafı ezip geçtiler. Halid Farslılara mektup yazarak onları islamı ya da cizye vermeyi kabule çağırdı, kabul etmeyecek olurlarsa onlarla savaşacağını bildirdi. Acemler Erdeşirin ölümünden sonra ihtilaf içinde idiler. Bununla birlikte Behmen Cazeveyhi ve başkalarını kendilerinin öncüleri imiş gibi Bahuresire göndermişlerdi. Halid elli gün zarfında bölgenin haracını toplayıp onu Müslümanlara verdi. Farslıların ise, Erdeşirin ölümü dolayısıyla anlaşmazlıkları nedeniyle Hire ile Dicle arasında hiçbir şeyleri kalmamıştı. Ancak Halid ile savaşmak konusunda kararlı idiler. Halid bir yıl süreyle Şama gitmeden önce Hirede istediğini yapıp ediyordu. Diğer taraftan Farslılar kimisini tahttan indiriyor, kimisini tahta geçiriyor ve olan sadece Bahuresiri korumanın ötesine gidemiyordu. Şöyle ki, Şiri bin Kisra, Anlişirvan ile ilgisi olan herkesi öldürmüştü. Ondan ve oğlu Erdeşirden sonraki Farslılar ise Anuşirvan ile Behramcur arasında bulunanları öldürmüştü. Sonunda, etrafında görüş birliğine varıp kral yapabilecekleri bir kişiyi bulamadılar. Halidin mektupları onlara ulaşınca, Kisra ailesinin kadınları kendi aralarında görüşüp Ferrahzat bin Benzevanı, Kisra ailesinden kral yapacak kimseyi bulup üzerinde anlaşıncaya kadar, krallığa geçirdiler.
Cerir bin Abdullah el-Beceli, Hirenin fethinden sonra Halidin yanına vardı. Onun Halidin yanına varmasının nedenine gelince:
Cerir, Şamda Halid bin Said bin el-As ile birlikte iken kendi kavmini emri altında toplaması konusunda konuşmak üzere Ebu Bekirin yanına gitmek için izin istemişti. O sırada Ceririn kavmi Araplar arasında dağınık bulunuyordu. Halid bin Said, Cerire istediği izni verince, Ebu Bekirin huzuruna gitmiş ve Resulallahın kendisine bu konuda söz vermiş olduğunu söylemiş, bazı kimseler de buna şahitlik etmişti. Ebu Bekir ise buna kızarak: “Sen bizim durumumuzu, Farslılara ve Bizanslılara karşı Müslümanlara yardımcı olmak üzere nasıl didindiğimizi görüyorsun, sonra da kalkıp bu konuda hiçbir faydası olmayacak bir şeyi bana teklif ediyorsun” diyerek, ona Halid bin Velidin yanına gitmesini emredince, o da Halidin yanına gitmek üzere yola koyuldu ve Hirenin fethinden sonra yanına vardı. Hirenin fethinden önce Irakta hiçbir olayda bulunmadığı gibi Halid ile birlikte irtidat edenlerle yapılan savaşlara da katılmış değildir.