Bu senenin Safer (31 Mayıs – 28 Haziran 629) ayında Amr bin el-As, Peygamberin huzuruna Müslüman olarak geldi. Onunla birlikte Halid bin el-Velid ile Osman bin Talha el-Abderi de gelmişti.
Amrın Müslüman olmasının sebebine gelince, Amr der ki: “Bizler Hendek Gazasından o gazaya katılmış kimselerle birlikte geri döndüğümüzde arkadaşlarıma şunları söyledim:Ben, Muhammedin işinin görülmemiş bir şekilde yükselip ilerlemekte olduğunu görüyorum. Görüşüm odur ki gidelim Necaşiye sığınalım. Eğer Muhammed bizim kavmimize galip gelecekse biz zaten Necaşinin yanında olmuş olacağız. Yok, kavmimiz Muhammede galip gelecek olursa zaten kavmimiz bizlerin kim olduğumuzu çok iyi bilir. Arkadaşlarım:Çok yerinde bir görüş deyince biz de hediyelerle birlikte Necaşinin yanına gittik. Biz, Onun yanında bulunuyor iken Amr bin Ümeyye ed-Damri Peygamberin elçisi olarak Cafer ve arkadaşlarının durumunu görüşmek üzere geldi.” Amr devam ediyor: “Necaşinin yanına girip bana Amr bin Ümeyye ed-Damriyi Mekkede bulunan Kureyşlilere daha yakın bir kişi olmak amacıyla öldürmek üzere teslim etmesini söyledim. Necaşi, benim bu sözlerimi işitince öyle bir kızdı ki burnuna indirdiği bir darbe ile kendi burnunu kırdığını sandım. Onun için oldukça korkuya kapıldım ve şöyle söyledim: Allaha yemin ederim eğer senin bu işten hoşlanmayacağını bilseydim, senden böyle bir şeyi istemezdim. O da bana:Sen, kendisine Musaya gelen Namus-u Ekberin geldiği bir adamın elçisini öldürmen için sana teslim etmemi benden istiyorsun ha? dedi. Ben ona:Ey kral, bu gerçekten böyle midir? diye sordum. Necaşi, bana:Yazıklar olsun sana ey Amr, bana itaat et ve Ona uy!. Muhakkak O Allaha yemin ederim ki hak üzerindedir. Kesinlikle kendisine muhalefet edenlere karşı Musanın Firavuna ve ordularına karşı galebe çaldığı gibi galip gelecektir.” Amr devam ediyor: “Bunun üzerine Necaşiye şöyle dedim:O halde Onun adına benden İslam üzere biat al. Necaşi elini uzattı, ben de Ona biat ettim. Daha sonra arkadaşlarımın arasına vardım ve Müslüman olduğumu onlardan gizleyerek Resulallaha gitmek üzere geri döndüm. Yolda Halid bin el-Velidle karşılaştım. Bu Mekkenin fethinden önce olmuştu ve Halid Mekkeden geliyordu. Halide sordum:Ey Süleymanın babası, nereye böyle? O bana:Allaha yemin ederim artık yüzümü doğruya çevirmiş bulunuyorum. Muhakkak bu adam peygamberdir. Allaha yemin ederim Müslüman olmak üzere gidiyorum. Bizim bu durumumuz ne zamana kadar devam edecek ki? dedi. Bunun üzerine ben de:Ben de yalnız ve yalnız Müslüman olmak için gelmiş bulunuyordum dedim ve ikimiz Peygamberin huzuruna vardık. Halid bin el-Velid benden önce öne geçti ve Müslüman oldu. Daha sonra ben de Müslüman oldum. Arkasından Osman bin Talha yaklaştı ve O da Müslüman oldu. ”