"Enter"a basıp içeriğe geçin
Filter by Kategoriler
Kuran-ı Kerim
Hadisler ve İslam Tarihi
Alevilik
İncil
Tevrat
Avesta
Mitoloji
Diğer Kitaplar

Peygamberin hicreti

Resulallahın ashabı hicrete devam ederken Nebi Mekkede verilecek emri bekliyordu. Ali bin Ebi Talib, Ebu Bekir es-Sıddık de geri kalmış onu beklemişti. Kureyş, bu durumu görünce Resulallahın Mekkeden başka yere çıkacağından çekinmeye başladılar. Bu amaçla Darun-Nedvede toplandılar. Darun-Nedve, Kusayy bin Kilabın eviydi. Orada danıştılar. İblis, yaşlı bir kişi suretinde onların arasına katıldı ve şunları söyledi: “Ben bir Necidliyim. Sizin durumunuzu haber aldım ve toplantınıza katıldım. Görüşümden yararlanacağınızı umarım.”
Utbe, Şeybe, Ebu süfyan, Tuayma bin Adiyy, Habib bin Mutim, al-Haris bin Amir, en-Nadr bin el-Haris, EbuI-Bahteri bin Hişam, Rabia bin el-Esved, Hakim bin Hizam, Ebu Cehil, Haccacın iki oğlu Nübeyh ve Münebbih, Umeyye bin Halef ve başkaları bu toplantıya katılanlardandı.
Biri, ötekilerine: “Şu adamın durumu bildiğiniz gibi idi. Bununla birlikte biz kendisine tabi olanlarla beraber üzerimize hücum etmesinden korkuyoruz. O halde bu konuda bir görüşe varalım,” deyince bir başkası şunları söyledi: “Onu zincire bağlayınız ve üzerine kapıyı kapatınız. Sonra da önceki şairlerin başına ne gelmiş se Onun da başına gelmesini bekleyiniz.” (Bununla ölümü kastediyorlardı). Necidli kılığındaki Şeytan şöyle dedi: “Bu kabul edilecek bir görüş değil. Bu şekilde hapsedecek olursanız kapının ötesinden durumu dışarıya taşar, o zaman da üzerinize hücum edip, Onu alıp giderler.” Bu sefer bir başkası: “Yurdumuzdan çıkartır, sürgüne göndeririz, biz Onu görmedikten sonra nereye giderse gitsin” dedi. Necidli ihtiyar (şeytan): “Onun ne kadar güzel konuştuğunu, ne kadar iyi bir mantığı olduğunu görmüyor musunuz? Siz bunu yapacak olursanız Araplardan herhangi birilerinin yanına gider, tatlı mantığı ile onları da kendi egemenliği altına alır, sonra da onlarla birlikte sizi çiğneyip geçinceye ve yönetimi elinizden alıncaya kadar üzerinize gelir.” dedi. Bu sefer Ebu Cehil şunları söyledi: “Benim görüşüm odur ki, her kabileden soylu bir genç alalım ve bunların her birisine bir kılıç teslim edelim. Hepsi tek bir adamın hareketiyle hep birlikte ona bir darbe indirip öldürsünler. Bunu yapacak olursa kanının bedeli bütün kabileler arasına dağılmış olur. Ve Abdu Menafoğulları, bu durumda kendi kavimlerinin tümüyle savaşmaya güç yetiremeyecekleri için buna karşılık diyeti kabul edeceklerdir.” Bu sefer Necidli: “Söz diye bu adamın sözüne derler. Yerine getirilecek görüş budur.” dedikten sonra bu görüşe karar vermiş olarak dağıldılar.
Cebrail, Peygambere gelerek şöyle dedi: “Bu gece yatağına yatmayacaksın.” Karanlık basınca suikastçılar Peygamber Efendimizin kapısında toplanarak onu gözetmeye başladılar, uyuyunca üzerine çullanacaklardı. Resulallah onların bu durumunu görünce, Aliye şunları söyledi: “Yatağımda sen uyu, benim yeşil bürdemi de sen üzerine çek. Bu yatağımda uyu ve şunu kesinlikle bil ki hoşuna gitmeyen bir şey sana isabet etmeyecektir.” Ondan sonra yanında bulunan emanet gibi benzeri şeyleri sahiplerine vermesi için gerekli talimatı verdi. Resulallah dışarı çıkıp, eline bir avuç toprak aldı ve onu başlarının üzerine serperken:

<